Gerçeklerin Şekillenmesinde Beklentilerin Gücü: Pygmalion Etkisi
Dikkat dikkat! Ne düşünürsen o olur.
Pygmalion etkisi adını, sözlerinin ve davranışlarının hayatını nasıl şekillendirdiğine şahit olmuş Kıbrıslı bir heykeltıraş olan Pygmalion'un efsanesinden almıştır. Efsaneye göre, Pygmalion çok yetenekli, elinden inanılmaz işler çıkaran bir heykeltıraştır. Fakat Pygmalion'un aşk hayatı da bir o kadar kötüdür. Gerçek aşkını bir türlü bulamaz. Etrafındaki kadınlar Afrodit'e olan saygısızlıklarından dolayı cezalandırılmışlardır. Kimisi çirkindir kimisi de güzel olmasına rağmen ruhu çirkindir. Tüm bunlar Pygmalion'u yıldırır ve aşka küstürür, asla evlenmek istemez. Kendini hırsla işine verir. Hayalindeki ideal kadın heykeli yapmaya çalışır. Günlerce becerikli parmaklarıyla işlediği beden gittikçe güzelleşir ve heykelini bitirdiğinde gözlerine inanamaz. Heykel öyle güzeldir ki daha önceden yaptığı heykeller sanki aklından toz olup silinir. Heykele Galatea ismini verir. Çok güçlü hisler hissettiğini fark eder ve dayanamaz, aşık olur. Galatea'yı sanki gerçek sevgiliymiş gibi öper, sarılır, hediyeler ve kıyafetler alır. Gece olunca yatağa yatırıp, alacağı tek kokunun taş kokusu olmasına rağmen Pygmalion, sanki dünyanın en güzel kokusunu koklarmış gibi mest olur ve her gece koynunda uyur. Günler böyle geçip gider fakat bir süre sonra Pygmalion, ne yaparsa yapsın Galatea'dan bir cevap alamayınca çok üzülür ve tanrılara yalvarır. Aşk tanrısı Afrodit bu yakarışa kayıtsız kalamaz ve Pygmalion'a istediğini verir. Galatea artık soğuk, taştan bir heykel değil, kendisi gibi bir insandır. Eros'un Galatea'ya fırlattığı ok sayesinde o da Pygmalion'a aşık olur.
İşte, psikolojide ise insanlar gösterdiğimiz davranışlar ve duyguların performanslarını etkilemesine bu kavram yol açıyor. Bu konu üzerine sayısız deney yapılıp doğruluğu kanıtlanmıştır. Bu deneylerden en bilineni, sosyal psikolog Robert Rosenthal tarafından yürütülmüştür. Bir ilkokulda öğretmenlerin beklentilerine dayalı olarak öğrencilerin başarılarının nasıl ve ne ölçüde değişip değişmeyeceğini görmek için Rosenthal bir IQ testi yapar ve ve testin sonucunda tüm çocukların normal zekâ seviyesinde olduğunu görür. Ardından çocukları ve öğretmenleri rastgele iki gruba ayırır ve ilk grubun öğretmenlerine gruplarında üstün zekâlı öğrencilerin olduğunu söyler fakat ikinci grup öğretmenlerine herhangi bir bilgi söylenmez. Zamanla öğretmenlerin normal zekâya sahip denilen öğrencilerden bir şey beklemediklerini ve tüm dikkat ve özeni üstün zekâlı olarak belirlenmiş öğrencilere verdiklerini görür. Öğretmenler üstün zekâlı öğrencileri için güzel ve rahat edebileckeleri bir ortam yaratırlar, onlara daha fazla ilgi verirler, zamanlarının çoğunu onlar için ayırırlar. Dersleri ile ilgili sorun yaşadıklarında üstlerine daha fazla giderler, nerede hata yaptıklarını öğrenip gerekirse tekrar anlatırlar. Bir yıl sonra çocukların zekâ seviyeleri yeniden ölçülür. Sonuçlar tahmin edildiği üzere üstün zekâlı öğrencilerin normal zekâya sahip öğrencilere kıyasla önemli ölçüde yüksek olduğunu ortaya koyar. Deney sonunda öğretmenlerin beklentilerinin kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet olarak işe yaradığını göstermiştir. Öğretmenlerin beklentileri çocuklara davranış şekillerini değiştirmiş ve çocukların yeteneklerini etkilemiştir.
Pygmalion etkisi sadece öğretmen-öğrenci ilişkilerinde olacak diye bir kural yok. İsterseniz kendi hayatınız içinde uygulamak serbest. Kendimiz ya da başkaları farketmez; inançlar davranışlarımızı, davranışlar performansımızı etkiler. Fakat unutmayınız ki Pygmalion etkisi iki tarafı keskin bir kılıç gibidir; bizi bambaşka biri yapabilir veya tamamen mahvedebilir. Pozitif ve esen kalın.