Gollumlaşmak
Seni Gollumlaştıran ''efendin'' kim?
Gollum, Yüzüklerin Efendisi film serisinin en etkileyici karakterlerinden biridir. Hikayesi, derinlik ve trajedisiyle birçok kişiyi etkilemiştir. Bu büyüleyici karakterin hikayesi, The Hunt of Gollum (Gollum’un Avı) ismiyle beyaz perdeye taşınacak ve filmin 2026 yılında vizyona girmesi bekleniyor.
Gollum’un gerçek adı Smeagol’dur. O, aslında sıradan bir hobbit olarak yaşamını sürdüren biriydi. Ancak bir gün kuzeni Deagol ile balık tutarken, Deagol suyun dibinde Tek Yüzük’ü bulur. İkisi de yüzüğün büyüsüne kapılarak ona sahip olmak ister ve aralarında bir kavga çıkar. Bu kavga sırasında Smeagol, kuzenini öldürerek yüzüğü ele geçirir.
Bu olay, Smeagol’un karanlık dönüşümünün başlangıcıdır. Yüzük, olağanüstü gücüyle onu derin bir yalnızlığa ve yabancı diyarlara sürükler. Zamanla, yüzüğün etkisi Smeagol’un ruhunu ele geçirir ve ona “efendimiz, kıymetlimiz” diyerek saplantılı bir şekilde bağlanmasına neden olur. Yüzük, onun tek varlık amacı haline gelir; artık başka bir şey düşünemez hale gelmiştir.
Bu saplantı, Smeagol’u zamanla fiziksel ve zihinsel olarak değiştirir; onu bir canavara dönüştürür. İsmi bile unutulur ve yalnızca midesinden gelen “Gollum” sesiyle anılmaya başlanır. Ancak Gollum, bu durumdan rahatsızdır; içindeki Smeagol, hala varlığını sürdürmektedir. Bu çatışma, Frodo ile tanıştığında gün yüzüne çıkar. Frodo ile bir anlaşma yapar: Eğer Gollum, Frodo’yu Mordor’a götürürse, Frodo da ona yeniden “kendi olma” yolunda yardımcı olacaktır.
Ancak Gollum, içindeki çekişmelere ve yüzüğün etkisine yenik düşer. Yüzüğe duyduğu arzu, onu verilen sözlerden saptırır. En sonunda, yüzüğe olan saplantısı onu yok oluşa sürükler. Gollum, yüzükle birlikte sonsuza dek kaybolur.
Efendimiz Kim?
Gollum’u bu hale getiren şey, yüzüğe olan bağımlılığıydı. Yüzüğün gücü, iradesini tamamen ele geçirmişti. Her ne kadar yüzüğün sahibi olduğunu düşünse de aslında efendi olan yüzüktü. Gollum, yüzüğün kölesiydi.
Hayatta biz de benzer şekilde bir şeylere sahip olma arzusu içinde yaşıyoruz. Daha fazla para kazanmak, ev veya araba almak, bir gruba ait olmak, itibar ve saygınlık elde etmek için çabalıyoruz. Ancak bu uğurda sevdiklerimizi ihmal ediyor, ailemize ve arkadaşlarımıza zaman ayırmayı erteliyoruz. Hayatımız, iş ve maddi kaygılar arasında sıkışıp kalıyor ve çoğu zaman hayatı doyasıya yaşamayı unutuyoruz.
Peki, bu hedefler gerçekten bizim mi? Yoksa çevremiz, sosyal medya ve toplumsal baskılarla bize dayatılan şeyler mi? Yaşadığımız hayat, kendi irademizle mi şekilleniyor, yoksa bizim irademiz de başkaları tarafından mı esir alınmış durumda?
Sizi Gollumlaştıran “efendi” kim?