Güç Yozlaştırır mı? - Stanford Hapishane Deneyi

Psikoloji Tarihine Damga Vuran Stanford Hapishane Deneyi' ne kısa bir bakış.


1971 yılında, Stanford Üniversitesi'nde psikolog Philip Zimbardo liderliğinde gerçekleştirilen Stanford Hapishane Deneyi, sıradan insanların belirli sosyal roller altında nasıl dramatik davranış değişiklikleri sergileyebileceğini çarpıcı bir şekilde ortaya koymuştur. Bu deney, gücün ve otoritenin bireyler üzerindeki etkisini anlamak için tasarlanmış olup, etik ve metodolojik açıdan birçok tartışmaya yol açmıştır. 

Deneyin Amacı ve Hazırlık Süreci 

Deneyin temel amacı, hapishane ortamının ve bu ortamdaki rollerin (mâhkum ve gardiyan) bireylerin davranışları üzerindeki etkisini incelemekti. Zimbardo ve ekibi, bu amaç doğrultusunda üniversitenin psikoloji bölümünün bodrum katında sahte bir hapishane inşa ettiler. Deney için yerel gazetelere "hapishane yaşamı üzerine psikolojik bir çalışma" başlığıyla ilan verildi ve günlük 15 dolar ücretle (2025 yılı itibarıyla yaklaşık 116 dolar) katılımcılar arandı. Başvuranlar arasından psikolojik olarak sağlıklı ve sabıka kaydı olmayan 24 erkek üniversite öğrencisi seçildi. Bu katılımcılar rastgele "mâhkum" ve "gardiyan" rollerine atandı. 

Deneyin Başlangıcı ve İlk Günler 

Deneyin gerçekçiliğini artırmak amacıyla, "mâhkum" rolündeki katılımcılar evlerinde Palo Alto polisi tarafından tutuklandı. Gözleri bağlı bir şekilde sahte hapishaneye getirilen mahkumlar, burada parmak izleri alındıktan sonra üniformalarını giydiler ve kendilerine birer numara verildi. "Gardiyan" rolündeki katılımcılar ise üniforma, güneş gözlüğü ve tahta coplarla donatıldı. Gardiyanlara, mahkumların kaçmasını engellemeleri ve hapishanede düzeni sağlamaları talimatı verildi. İlk gün, her iki grup da rollerine alışmaya çalıştı ve ciddi bir olay yaşanmadı. 

İsyan ve Kontrolün Kaybı 

İkinci gün, mahkumlar gardiyanların otoritesine karşı isyan etmeye başladılar. Gardiyanlar, isyanı bastırmak için sert önlemler aldılar; mahkumları soyup tek tek hücrelere koyarak psikolojik baskı uyguladılar. Bu süreçte gardiyanların davranışları giderek daha sadist ve zalim hale geldi. Mahkumlar ise bu baskı karşısında itaatkâr ve pasif bir tavır sergilemeye başladılar. Deneyin ilerleyen günlerinde, gardiyanlar mahkumlara fiziksel ceza vermekten kaçınsalar da, onları küçük düşürücü ve aşağılayıcı görevlere zorladılar. Örneğin, tuvaletleri elleriyle temizlemeleri veya gece boyunca uyumamalarını sağlamaları gibi. 

Deneyin Erken Sonlandırılması ve Etik Tartışmalar 

Deneyin altıncı gününde, Zimbardo'nun meslektaşı ve aynı zamanda kız arkadaşı olan psikolog Christina Maslach, hapishaneyi ziyaret etti. Maslach, gardiyanların mahkumlara uyguladığı psikolojik şiddeti ve aşağılayıcı muameleleri görünce büyük bir şok yaşadı ve Zimbardo'yu deneyin etik dışı olduğu konusunda uyardı. Bu uyarı üzerine Zimbardo, iki hafta sürmesi planlanan deneyi altıncı günde sonlandırma kararı aldı. 

Deneyin Sonuçları ve Eleştiriler 

Stanford Hapishane Deneyi, gücün ve sosyal rollerin bireylerin davranışları üzerindeki derin etkisini göstermiştir. Ancak, deneyin metodolojisi ve etik boyutu konusunda ciddi eleştiriler bulunmaktadır. Özellikle, katılımcıların psikolojik zarar görme ihtimali ve deneyin kontrolsüz bir şekilde ilerlemesi, etik açıdan sorgulanmıştır. Ayrıca, bazı eleştirmenler, gardiyanların davranışlarının Zimbardo'nun beklentileri doğrultusunda şekillendiğini ve deneyin bilimsel geçerliliğinin tartışmalı olduğunu belirtmişlerdir. 

Sonuç olarak, Stanford Hapishane Deneyi, sosyal psikoloji alanında önemli bir referans noktası olmaya devam etmektedir. Bu deney, sıradan bireylerin belirli sosyal roller ve güç dinamikleri altında nasıl dramatik davranış değişiklikleri gösterebileceğini çarpıcı bir şekilde ortaya koymuştur. Ancak, deneyin etik ve metodolojik açıdan taşıdığı sorunlar, bilim dünyasında uzun süre tartışılmaya devam edecektir. 


KAYNAK:

https://siyahdergi.com/filmlere-konu-olan-deney-stanford-hapishane-deneyi/

https://www.insanokur.org/stanford-hapishane-deneyi-nedir/