Güneşin Oğlu: Fantastik Bir Absürt
"Başıma ne geldiyse senin yüzünden geldi ama ben yine de meftunum sana."
Türk sinemasının en absürt filmlerinden biri olan Güneşin Oğlu, Onur Ünlü’nün kaleminden bir hikâye. Aynı zamanda filmin yönetmenliğini de üstlenen Ünlü, filmde bir güneş tutulması sonrasında hayatı değişen Fikri Şemsigil'in başından geçen olayları konu alıyor.
Emekli bir edebiyat öğretmeni olan Fikri Şemsigil hayatı boyunca bir mucizenin gerçekleşmesini beklemiştir. Fikri Bey’in gerçekleşmesini istediği muzice ise Big Bang’ten bu yana gerçekleşen en büyük güneş tutulması ile gerçekleşir. Bu güneş tutulması dileklerin gerçekleşmesini sağlayan bir güneş tutulmasıdır.
Güneş tutulmasıyla birlikte Fikri Bey Güneş’in Oğlu olduğunu öğrenir ve kendisini genç bir adamın bedeninde bulur. Fikri Bey’in aklında bir sürü soru işareti vardır. Neden bu genç adamın bedeninde olduğu ve kendi bedeninde kimin olduğu soruları kafasını kurcalar. Kendi bedenine bir türlü dönemeyen Fikri Bey, farklı bedenlerin içinde kaybolduğunda bir oyunun içine düştüğünü anlar. Bir kaosa neden olan bu değişiklikle başa çıkmak ve kendi bedenine dönmek için Fikri Bey’in sadece gün batımına kadar vakti vardır.
Onur Ünlü’nün Cihangir'de bir kafede otururken aklına gelen bir fikirle 10 günlük kısa bir sürede çekilen Güneşin Oğlu, sadece fantastik değil oldukça da özgün bir yapım. Köksal Ergür(Fikri Şemsigil), Haluk Bilginer(Alper Canan), Hümeyra(Saadet Şemsigil), Özgü Namal(Şule), Bülent Emin Yarar(Murat), Serkan Keskin(Serkan) ve daha nice başarılı oyuncunun göz kamaştıran performaslarıyla yer aldığı film karmaşık hikâyesi ile dinamik bir yapıya sahip. Kendisine özgü mizahı ve yüksek temposuyla birlikte hayal gücünün sınırlarını zorlayan bu film Türk sinemasının en özgün filmlerinden biri.