Harlan Coben'in Geçmişle Dansı

Bir Netflix dizisi eleştirisi.


Gerçek adı Stay Close olan dizi, aslında bir kitap uyarlaması. Yazım dili yalın ve akıcı olan, detaylarla okuyucuyu boğmayan yazar Harlan Coben’in kitabının uyarlaması. Okuyacağınız bu blog yazısı da kitabını okumadan sadece filmini izlemiş birinin eleştiri yazısı olacak. :)

Kısaca olay örgüsünden bahsetmek istiyorum ki biraz spoiler içerebilir!

Adının Megan olduğunu bildiğimiz bir kadınla başlıyor hikayemiz. Megan ailesiyle ortanca kızlarının tenis maçını izlerken karşı tribünde birine odaklanıyor ve buz kesiliyor. Bu kişi de Megan’ın geçmişinden biri. Adının Lorraine olduğunu öğrendiğimiz kadın Megan’ı geçmişiyle yüz yüze getiriyor. Megan aslında Cassie’ymiş ve Lorraine’in barında çalıştığı gece kulübü Vipers’da striptizciymiş. Ray adında bir adamla aşk yaşıyormuş. Ancak, kulübe gelip giden Stewart Green adındaki adam Megan’a takmış ve kızı rahat bırakmıyor. Kulübün arkasında Ray’le ormanda buluşması gerektiği bir not üzerine ormana gidiyor ve Stewart’ın öldürülmüş olduğunu görüyor. Suçun ona kalacağını düşünüp izini kaybettiriyor. Adıyla birlikte tüm hayatını da değiştiriyor. Ailesi ve çocuklarıyla mutlu bir yaşam sürerken Lorraine onu buluyor ve Stewart’ın 17 yıl sonra tekrar ortaya çıktığını iddia ediyor. Bu durum Megan’ın paniklemesine sebep oluyor. Stewart’ın kaybolmasına kafayı takmış dedektif Broome, Stewart’ın kaybolmasından 17 yıl sonra aynı gün Karnaval’da kaybolan genç bir çocuk Carlton Flynn’in olayla bağlantısı olduğunu öne sürüyor. Carlton kaybolmadan önce ise Megan’ın kızı Kayleigh ve arkadaşı Bea ile gece kulübünde birlikteler. Olaylar birbirine giriyor ve gerilim artıyor.

Harlan Coben’in yazı dilinin aksine, olayların fazlasıyla iç içe girdiği, sonu acayip tahmin edilebilen, prodüksiyonun düşük kaldığı bir yapım. Eğer polisiye bir yapımsa polisin işini daha fazla görmeliydik. Küçük aşk üçgeninin hakim olduğu dram gördük. Olay yeri incelemelerinin tutarsızlığı gözlerimi kanattı desem yeridir. Olay yeri prosedürleri her cinayet vakası için aynıdır. Biz dizide bir olay için farklı, bir diğer olay için farklı gördük. Polis departmanının denetsizliği ve yetkiyi kötüye kullanma kötüydü. Ben gerçekte de böyle olduğunu düşünsem de sanki fazla boşluk vardı, dolduramışlar gibiydi.

Kayleigh’in arkadaşı Bea’nin içeceklerde ilaç olduğunu anlamasını sağlayan oje, gördüğüm en saçma şeylerden biriydi. Burası önemli çünkü kızlar ilaç olduğunu anlayınca çocuğa geri içirdiler ve çocuğun algısında kayıplar olmaya başladı, kızlarla bir kovalamacaya girdi ve olaylar ondan sonra patladı. Nispeten önemli noktaydı oje. Ayrıca keşke gerçekte böyle bir oje olsa demedim değil.

Dedektif Broome güya bu kaybolma vakalarına takmış fakat dizide gördüğümüz online takipçilik yaparak iz bulmaya çalışan insanlar kadar veri toplayamamış. Broome olayları çözmek için Vipers’a kaç kez gitti geldi ama Lorraine’le takılmak istemekten kadına hiç soru sormak veya doğruluğunu sorgulamak aklına bile gelmedi. Konduramadı belki demeyin, polisin işi konduramamak değil, kondurmaktır. O da bu yüzden iyi bir polis değildi.

Meğer Lorraine şiddet dolu kötü geçmişinden dolayı kalabalığın olduğu, dikkatlerin dağınık olduğu Karnaval Günü'nde erkeklerden intikam alıyormuş. Kadınlara zarar veren, onları üzen erkeklerden... En son 15 mi 16 mı kafatası çıkartılıyordu olay yerinden. Her yılın nisan ayında bir erkek.

Geliyorum şimdi diziyi benim için bitiren olaya. Cassie aileden biriymiş, Lorraine Cassie’nin uğradığı tacizin son bulmasını istemiş, Stewart’ı öldürmüş tıpkı diğerleri gibi. Cassie’yi oraya o yönlendirmiş adamın öldüğünü görüp sonunda huzur bulsun diye fakat tam tersi kız korkup kaçmış. Saçma olan kıza huzur versin diye adamı öldürüyorsun ama yıllar sonra geri döndü diye huzurunu kaçırıyorsun, ailesiyle geçmişi arasına giriyorsun, kadını panikletiyorsun. Bunlar huzur vermekten çok uzak.

Neyse ki her şey açığa çıktı, ailesiyle arasında sır veya yalan kalmadı. Lorraine hapse giderken, üç çocuk sonra da olsa Megan ve Dave dünya evine giriyordu.