Hem Tuhaf Hem Benzersiz: “Şeytan Müzesi”
Korkutucu değil eğitici, eğlendirici, düşündürücü ve ilham verici! Dünyanın en ilginç müzelerinden birini gelin birlikte tanıyalım!
2018 yazında Litvanya’ya yapacağım seyahatte gezilmesi gereken yerler arasında en ilginç olanı dikkatimi çekmişti "Devil Museum". Litvanya’nın Kaunas şehrinde bulunan bu tuhaf ve ilgi çekici müzeyi mutlaka gezmeliydim. Bir şeytan müzesinde ne olabilirdi ki? Şeytan simgesinin neden bir müzeye dönüştürülme ihtiyacı duyulmuştu? Dünyanın en ilginç müzelerinden biri olan bu müzeyi gezmeniz için birçok sebep var, gelin birlikte bakalım.
Bildiğiniz üzere şeytan, tüm dini kültürlerin, coğrafi konum fark etmeksizin halk hikayelerinin, mitolojik hikayelerin, edebiyatın, filmlerin ve hatta çizgi filmlerin vazgeçilmez bir parçası olarak karşımıza çıkmıştır. Bu yüzden, tuhaf gözükse de aslında tüm insanlığın bir parçası olan şeytanın müzeleştirilmesi gayet mantıklı bir adım olmuş. Kaunas’da bulunan müzenin -koleksiyon da diyebiliriz- esas amacı pek çok eser, sergi, açıklama ve hikayelerle şeytan kültürü dünyasına ışık tutmaktır. Bu yüzden Kaunas’ta sadece 3 saatim olmasına rağmen bu müzeyi mutlaka görmeliydim!
Kimin fikriydi "Şeytan Müzesi"?
Şeytan koleksiyonu oluşturma fikri Litvanya’nın ünlü şair ve heykeltıraşı olan Antanas Žmuidzinavičius tarafından ortaya çıkmıştır. Žmuidzinavičius, 1876 doğumlu ve Litvanya’nın sanat akımında önemli rol oynamış bir sanatçıdır. Kendisi 1966 yılında vefat etmiş ve ölümünden sonra 260 adet kadar insan yapımı heykelciklerin bulunduğu evi bir müzeye dönüştürülmüştür. Günümüzde müzede sergilenen eserlerin sayısı, dünyanın dört bir yanından yapılan bağışlar sayesinde 3000’e ulaşmıştır ve hala da büyümeye devam etmektedir.
Müzede gezerken el yapımı eşyalar, heykeller, maskeler ve hatta Lucifer görünümlü ağaç oymalarına rastlayacaksınızdır. Ayrıca koleksiyon parçalarına dair hikayeler ve çeşitli halk hikayelerini de okurken bambaşka bir dünyaya dahil olmak mümkün olacaktır. Bardakların üzerinde yer alan bazı figürler ise o kadar küçüktür ki görebilmeniz için nesnelerin önüne büyüteç yerleştirilmiştir.
Müzeyi gezerken Pagan ve Hristiyanlık kültürlerinde şeytanın nasıl konumlandırıldığını öğrenebilir ve yer alan hikayelerle karşılaştırma yapabilirsiniz. Örneğin Yunan mitolojisinde şeytan, Hades ismiyle yeraltı dünyasının lideri/tanrısı olarak karşımıza çıkmaktadır. Hristiyanlıkta ise Havva’yı yasaklı meyveyi yemesi için kışkırtan ve Tanrı’ya karşı çıktığı için Cennetten kovulan bir melek olarak görmekteyiz. Müzeyi gezerken bu hikayeleri okumak da mümkün olacaktır. Yine birçok anlatılarda şeytan kaya ile ilişkilendirilir. Bu anlatılara göre Tanrı toprağa tohum ekerken şeytan zarar vermek için taş parçaları eker. Ayrıca bu anlatılar şeytanın büyük kayalıkların üzerinde oturmayı, kağıt oynamayı ve ayak izi bırakmayı da çok sevdiğini söyler. Ayvalık’ta bulunan şeytan sofrasını ziyaret edenler veya hikayesini bilenler, eminim bu hikayeyi hemen tanıyacaklardır.
Dünyanın tüm yerlerinden ilginç şeytan maskelerini ve heykellerini bulabilirsiniz bu müzede. Mitolojiye ve halk anlatılarına karşı özel bir ilginiz de varsa müzenin içinde yer alan cadıların ve şeytanların hikayeleri arasında kendinizi kaybetmeniz mümkün. El yapımı şeytan figürlerinin hem korkunç hem eğlenceli hallerini başka nerede bulabilirsiniz ki zaten? Yolunuz Baltık ülkelerinden geçerse mutlaka ziyaret edin ve Kaunas’ın meşhur pembe çorbasını da içmeyi unutmayın.