Hepimize Bi' "Siesta"

"Kısa" bir kestirme olduğundan şüphe duymadığımız "siesta"nın tarihi ve gelişimi.

Ülkemizde özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinin insanları için daha salaş, telaşsız ve sakin gibi ifadelerin kullanıldığına zaman zaman rastlayabiliyoruz. Kıyasa alındığında hayatın daha yavaş aktığının hissedildiği ve dinlenmenin ön planda tutulmaya çalışıldığı hayatların hakim olduğu bu bölgelerde, bahsettiğimiz durumların kökeni aslında "siesta"ya dayanıyor.


"Siesta", öğlen vaktinin başında yenilen yemekten (midday meal) hemen sonra uyuyarak veya dinlenerek geçirilen zaman anlamına geliyor. Günümüzde özellikle İspanya'nın kültürel bir ögesi olarak görülen siesta aslında iklimin sıcak olduğu bölgelerde günlük yaşamın parçası haline gelmiş bir uygulama. Bu bölgelerde öğle yemeği günün en önemli ve büyük öğünü olarak kabul edilebilir olduğu için, özellikle yaz vakti dayanılmaz sıcakların bastırmasıyla, çalışan kişilerin yemek sonrasında dinlenmeme gibi bir ihtimale dahil olmaları neredeyse imkansız.

İspanyolca "kestirme" anlamına gelen siesta kelimesinin kökeni, Latince, tan vaktinden tam 6 saat sonra anlamına gelen hora sexta kelime grubundan geliyor. Öğlen kestirmesi geleneğinin tarihte Akdeniz bölgesinden çıktığı ve zamanla geniş bir alana yayılarak, tropikal bölgelere ve İspanyol kültürünün coğrafi keşiflerde uğradığı Güney/Orta Amerika bölgelerinde kendine yer bulduğu söyleniyor.

Özellikle tarlada çalışan kişilerin ve hayvan yetiştiricilerinin, çalışmak için güne çok erken vakitlerde başladıkları ve günün en sıcak vaktinde yoruldukları için, hem dinlenmek hem de sıcaktan biraz da olsa kaçmak adına başvurdukları bir yöntem olarak düşünülen siesta, günümüzde hala İspanya başta olmak üzere; Yunanistan, İtalya, Hırvatistan, Filipinler, Hindistan, Japonya gibi ülkelerde, kendi kültürlerine göre şekillenmiş bir halde uygulanıyor.


İtalya'da öğlen 12:30 ile 14:30 saatleri arasında, kiliselerin ve dükkan sahiplerinin öğle yemeklerini yemek ve biraz dinlenmek için kısa bir kilit vurup evlerine döndüğünü görebiliyoruz. Bu eylem Kuzey İtalya'da riposo adını alırken, ülkenin Güney bölgesinde pennichellaor pisolino adını alıyor.

Hindistan'da çalışan kişilerin eve dönme gibi bir lüksü olmadığı için, "jhapakee"lerini uygun buldukları herhangi bir yerde yaptıklarını biliyoruz. Bu bazen bir dükkan sahipleri için kepengi indirilmiş dükkanları, şoförler için otomobillerinin, taksilerin, bisikletlerinin arka kabini veya bir ağacın geniş gölgesi olabiliyor.

Çeşitli kültürlerde kendine yer edinmiş ve çalışan insanların büyük ihtimalle sabırsızlıkla beklediği siesta'ya, sıcaklığın dayanılmaz olduğu bu yaz günlerinde hepimizin ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Hepimize bi' "Siesta" lütfen!


Kaynak

Görsel 1: The Siesta by John Frederick Lewis

Görsel 2: