Her şeyi hak ediyorum sanrısı
Bu yazıda kendinizin gerçekten farkında olmanın önemini vurgulayacak ve abartılarak kandırılmaktan kurtulmanın yollarına bakacağız.
En büyük tehlikelerden biri: hızlı yükselme isteği. Hızlıca zengin olmak, American dreams, manifest 7 7 7 aklımda canlanan birkaç popüler kavram. Dilan Polat’lar, yeni nesil tiktoker’lar ve influencer’lar, köyünde kısır yapan masum gözüken teyzenin bile kara para aklama olaylarına karışmış olması haliyle gençlerde ‘lan herkes yolunu buluyor bi ben kaldım, alemin enayisi ben miyim’ hissini hararetle uyandırabiliyor. Bazıları bir şekilde yaptığı kurnazlıklarla hayallerine ulaşabilirken çoğu gençse bu vaatlerle kandırılıyor ve gözünü hayal bile edemeyeceği yerlerde kendini sorgulayarak açıyor.
Mesela, meşhur kedicikli tarikatın genç kızları ve erkekleri düşürdüğü tehlikeli tuzak. Çok sinsice ve akıllıca bir şekilde kurulmuş. Bu güzel, zeki ya da varlıklı ailelerin kızlarını başarıyla planlarına dahil edebilmişlerdi. Peki bunun kökü neye dayanıyor diye sorduğumuzda maalesef kulağa çok masum gelen hızlıca yükselme hayalleri. İnsanlar inandırılıyor, manipüle ediliyor o an için mantıklı düşünme yetisini kolayca bir kenara bırakarak her şeyin onların hayalindeki gibi olacağını umuyorlar. Bu da büyük bir yanılsama olmakla birlikte, zamanla tehlikeler zinciri haline gelebilecek bir sanrı olmaktan öteye geçemiyor çoğunlukla. Daha çok, bunları zaten çoktandır hak ettiğini, sanki hayatın ona ‘bunu’ borçlu olduğunu varsayarak bu şaibeli birden gelen dream life’ın arkasını göremiyorlar çünkü görmek istemiyorlar. Bu arada ben ve hatırı sayılır bir üniversitede beraber okuduğum genç kız arkadaşlarımla bunu ele aldığımızda biz de aynı tuzak bize kurulmuş olsaydı bunu reddedip reddedemeyeceğimizi tartıştık, ama aramızda tek kişi bile emin şekilde ben şöyle şöyle yapardım, asla bulaşmazdım diyemedi maalesef. Çünkü günün sonunda hepimizin çok başka ve yüksek hedefleri, bir sürü hayalleri vardı gelecekle ilgili. Ve tabii ki hepimiz bunu çokça hak ettiğimizi düşünüyoruz. Tıpkı bütün o ‘kanmış’ kızlar gibi.
İşte bu olayları gözlemledikten sonra benden bir şey talep etmeden beni öven, işlerimi harikulade bulan, benimle yeni tanışmış insanların yanında hemen şunu sorguluyorum. Acaba benim boktan fikirlerime neden bu kadar önem veriyor? Benden gerçekte ne istiyor? Belki başta ego yıkımına, ya da belki’lere sebep olabiliyordu içten içe ama kesinlikle beni şüpheli ve muhtemelen benim için berbat sonlanacak bir geleceği de elimin tersiyle itmemi ve yoluma devam etmemi sağlıyordu tüm bu gerçekçi sorular. Klişe ama kesinlikle hak verdiğim mantalite olan if you dont pay the product YOU’RE THE PRODUCT cümlesi fena halde kafamda yakılanıyor ve hemen o şeyden anında uzaklaşıyorum. Gerçi hayatım boyunca gerçek ve kalıcı başarıların zor elde edildiğini deneyimlediğim için mi yoksa anne-babam tarafından böyle öğretildiği için mi ayırt edemiyorum ama böyle şeylere sezgisel şekilde karşı koyma güdüsü taşıyorum. Ya da hep kendimden daha başarılı ortamlarda bulunduğum, hep kendimden daha güzel kızlar gördüğüm için de olağanüstü övgü ya da iltifatları çoğunlukla gereksiz ve samimiyetsiz buluyorum, tabii kendime aşık ettiklerim dışında lol, ya da yakın çevremde benim en çok iyiliğimi isteyen kız kardeşim ya da yakın arkadaşlarım değilse ki onlar da neyse ki oldukça dürüst insanlar, bu yönden çok şanslıyım kendi adıma. Özetle ya siz ya da çevrenizin uyarıcı kişilerle ve duygularla çevrili olmasını o kadar da zararlı bulmuyorum. Tabii dozunda, sonuçta korku içinizde olmalı fakat hareket etmenizi, adım atmanızı kısıtlamasını kastetmeden. Bunun yanı sıra başta bahsettiğim otomatik sorunun da bir mahsuru olduğunu sanmıyorum. O zaman tekrar daha yüksek sesle.. Benim boktan fikirlerime neden önem veriyorsun??