Hummer "Tofu" Reklam Analizi

Hummer "Tofu" Reklamının Ekofeminist Perspektif ile Ele Alınması

Ekofeminizm, kadın ve erkeğin, doğa ve kültürün birbirinden farklı olduğunu savunur. Ona göre kadın ile doğa birbiriyle bağlantılıdır. Doğanın savunuculuğunun feminist bir perspektif ile yapılması gerektiğini savunurken aynı zamanda feminizm savunuculuğunun da vegan bir perspektiften yapılması gerektiğini savunur. Erkek egemen toplumun karşısında, patriarkal sistemi savunan sözlerin de karşısındadır. Aynı zamanda hayvanların bir araç gibi kullanılması gibi fikirlerin de karşısında olan bir teoridir. Doğa ve hayvanlara uygulanan zulümlerin kadınlara uygulanan zulümler ile ilişkili olduğunu savunur.



İzlediğimiz reklamda bir alışveriş merkezinde kasada bekleyen iki erkek bireyi görüyoruz. Kişilerden biri vegan olarak gösterilirken öteki kişi ise tam tersi olarak sembolize edilmekte. Vegan kişi aldığı vegan üründen sonra yanındaki kişinin bolca et aldığını gördükten sonra hırslı bir şekilde marketten çıkış yaparak araba almaya gitmektedir. Burada vegan bireylere apaçık bir gönderme ve aşağılama olduğunu görmekteyiz. Reklamda en çok dikkat çeken unsur bireylerin erkek bireyler olduğudur. Reklamda gösterilene göre “erkeklik” için ya vegan olmaman ya da maddi açıdan çok iyi olman ve son model arabaya sahip olman gerekir. Kendinde maddi olarak üstün bir eşya olunmazsa vegan olmak seni erkeklikten de çıkarır.

Bu reklamın alt metni çok açık ve net bir şekilde ataerkil bir sistem içerisinde yaratılmıştır. Vegan olduğu için erkek bireylerden bir tanesinin utanarak eksik kaldığını düşünmesi ve bu durum karşısında hırslanarak erkeklik tarafını kanıtlamak için maddi değeri yüksek bir araba edindiğini görmekteyiz. Hem veganlık erkeklik tanımının dışında tutulup kadını apaçık aşağılamakta ve sadece kadınların vegan olabileceği kanısına vardırmakta, hem de vegan bireylerin her şekilde et yemeyi tercih eden bireylere göre eksik kaldığını göstermektedir. Reklamın sonunda ise vegan kişi arabasını aldıktan sonra sebzesini yiyerek gösterilmiş ve market sırasındaki gibi utanmış değildir. Kısacası bir erkeğin vegan olduğu için mutsuz olması normal karşılanmakta ve mutluluğunu yeniden elde etmesi için mutlaka kendini yeniden erkek gibi hissettiren bir eylem yapması gerekir.

Ekofeminist yaklaşıma göre reklam hem veganlar açısından hem de kadınlar açısından aşağılayıcı bir reklamdır. Kişinin kendi erkekliğini kanıtlayabilmesi için ya vegan olmaması gerekir ya da maddi değeri yüksek bir eşyaya sahip olması gerekir. Dolayısıyla maddiyatın getirdiği sözde güç erkekle, veganlığın ve doğanın getirdiği sözde zayıflık kadınla bağdaştırılmıştır.