İnsan Neden Yazar?

Yazmak duyguların canlanmış hali midir?

Yazma eylemi MÖ. başlamıştır. o çağda insanlar hayatta kalabilmek ve avlanmak için gittikleri bölgeleri anlatabilmek gibi amaçlarla, duvarlara resimler çizmişlerdir. Yazmak sadece kelimeleri kullanmak mıdır? İnsanların pek çoğu yazılar yazarak kendilerini, ideolojilerini, felsefelerini,aşklarını anlatmışlardır. Peki ama neden konuşarak değil de yazarak yaparlar bu işi? Konuşarak anlatamaz mı insan kendini? sonuçta bizleri diğer canlılardan ayıran özelliğimiz konuşmak değil mi?

Kendini anlatmak zordur, kendini başkasına anlatmak da zordur, ama en zoru kendini kendine anlatmaya çalışmaktır. İnsan konuşmaya başladığı andan itibaren kendini anlatmak ister. Henüz bebekken bunu agulayarak yapar, zamanla daha anlaşılabilir bir şekilde yapmaya başlar. Fakat işler, insan kendini bile anlamakta zorlandığı zamanlarda değişmeye başlar. İşler nasıl gittikçe daha da zor olur? İnsan büyür büyüdükçe hayatın ona verdikleri de değişmeye başlar. Mesela aşık olur ve henüz kendisi n'olduğunu bile anlamadan başkasına duygularını anlatmaya çalışır. Fakat, bunu denerken sürekli bir tedirginlik hakimdir içinde, bunu da anlamlandıramaz. Sevmek ayıp mıdır? söylerken bu kadar utanır insan. İşte tam bu zamanda insanın içini dolup taşıran bu duygular yüzünden yazmaya başlar. Yazarak azaltır içindeki kederi, aşkı, yası, öfkeyi ve daha nice duygularını.Kimseye dökemediğimiz içimizi dökeriz kağıda. Kağıt ve kalem en yakınımız olur yazarken, kimsenin bilmediği duygularımızı, anılarımızı bilirler ve ebediyen susarlar.

Yazmak, sadece aşkını anlatmak değildir. Tanzimat Dönemin de yazarlarımız halkını bilinçlendirmek için yazmaya başlamışlardır. Halkını Batı'dan haberdar etmek, yeniliğe ayak uydurmak istedikleri için yazmışlardır. Halkı tarafından anlaşılmak ister, anlaşılsın ki değişsin bir şeyler. İnsan susarak değil de ses getirerek değiştirebilir bir şeyleri. Bu ses getirme işini bazen, eylemlerde bağırarak yapar, bazen kimse görmese de kendi içinde değiştirmek istediklerini yazar.

Kısaca, işin özü anlaşılmaktır. Ya kendi kendini anlamak ister insan ya da anlaşılarak değiştirmek.