İnsanın Öğrenilmiş Çaresizlik İçerisindeki Duyarsızlaşması; Beni Asla Bırakma'da Dünya İle Kurulan Yanıltıcı Bağ

"Ölümü nasıl kabul ederiz, yaşadığımız kayıplarla nasıl mücadele ederiz ve tüm bunlarla beraber hayatımıza nasıl devam edebiliriz?"

Bu incelemede öncelikle Kazuo Ishiguro’dan bahsedip daha sonrasında Beni Asla Bırakma romanını bilimkurgu, distopya, ütopya çerçeve başlıkları ile değerlendirme çalışması amaçlanmıştır. Ishiguro, Japon- İngiliz kültürleri arasında büyüyen ve bu kültürel melezliği edebiyat dünyasına etki eden önemli yazarlar arasındadır.

Eserlerinde genellikle dış dünyada yaşananların bireyin iç dünyasındaki yansıması ve etkileri üzerine çalışmıştır. İnsani gerçeği anlamak için yaptığı sorgulamaları geriye dönüş tekniği ile yazısına aktarmaktadır. Yapmış olduğu aktarmada geçmişe dönük hatıraların metnin kurgusundaki önemli etkisi görülmektedir. Ishiguro’nun metinlerinde okuyucuyu geçmişe dair bilgilendirecek tek kaynak kahramanlardır, ancak kahramanlar gerçeği hafızalarında kalan parçalar ile aktardıkları için güvensizdirler. Kısacası kahramanlar kendi insani gerçekliklerini hatırladıkları kadarı ile kurup aktarabilmektedir ve bu nedenle okuyucuyu zaman zaman yanlış yönlendirebilmektedirler. “Ishiguro’nun anlatıcıları sadece güvenilmez değil, aynı zamanda okuyucuyu yanlış yönlendirme eğilimi sergilerler.” (Yıldız, 2018, s. 1) Ishiguro aslında toplumsal ve kişisel tarihin hatırladığımız anlatılar neticesinde şekillendiğini, var olan gerçeğe ulaşmanın mümkün olmadığını göstermektedir.

Eserlerindeki melezlik spektrumun uçlarında yer alan anlatılar doğrultusunda geliştiği için tür kavramı içerisinde değerlendirilemeyen bakış açısı geliştirmiştir. Sıradan görünen olayların arkasındaki derin sorgulamaları ele alarak büyük sorunlar üzerinden tartışmaya sunmaktadır. Bu bakımdan Beni Asla Bırakma romanı bilimkurgu çerçevesine geçmişten gelerek yaklaşmış bir olgunlaşma öyküsüdür. Okuyucu kurguda teknolojik bir dünyaya bakış beklerken karanlık bir çağın içerisinde kendini bulmuştur. “Romanın insan, klon, orijinal, kopya kategorilerini altüst eden yapısökümcü stratejilerini inceleyerek, Ishiguro’nun metninin bu kategoriler arasındaki hiyerarşiler üzerine kurulu kimliklere dayalı bilimkurgu türünden farklılık gösterdiği görülmektedir.” (Yurttaş, 2016, s. 2)

Beni Asla Bırakma romanı bilimkurgu türünün aykırı bir örneği olup otoriter, baskın bir sistem içerisinde bireye olumsuz gelecekle birlikte kötü bir hayat sunan distopik niteliği olan bir romandır. Temelinde insan yaşamının değerini, kurgusal olarak yaşananlar nedeniyle direnişin mümkün olmayışını birlikte kabullenip sonucunda gerçekleşen duyarsızlaşma merkeze alınmaktadır. Kahraman anlatıcının olması ile okuyucu olayları karakterin yorumu ile öğrenmektedir, anlatımı kasvetli bir ortam kurarak ve geçmişe dönen anılara dayanarak okuyucuya yöneltmektedir. Yaşananları öğrendiğimiz başkarakterin geçmişe dönmesi nedeniyle hatırladığı olaylar birbiri ile bütünleşerek olaylar zincirini oluşturmuştur. Temel çatışmayı bu bağlamda düşünüp yaşam ve ölüm arasındaki ilişki ile birleştirerek insanın ölüm karşısındaki acizliğini vurgulamak istemektedir.

Kazuo Ishiguro’nun da belirttiği gibi roman; ölümü nasıl kabul ettiğimiz, yaşadığımız kayıplar ile nasıl mücadele ettiğimiz ve tüm bunlarla beraber hayatımıza nasıl devam edebildiğimiz ile ilişkilendirilmiştir. Bu bakımdan düşünüldüğünde metnin temasını insan yaşamının değeri ve ölümün kaçınılmazlığı ile birlikte geçmişin ve anıların değeri şeklinde türetip genişletebiliriz.

Metinde tamamlanmış olarak belirtilen, organ bağışı yapan çocukların kaçıp kurtulma gibi düşünceleri olmamasının nedeni kendilerinden alınanlara karşı duyarsızlaşması olmuştur. Bu nedenle süreci tamamlamadan önceki yaşamlarında kendilerine inanmalarını sağlayıp algılarını yöneterek duyarsızlaşma ve pasifleşme sürecini tamamlanmış olmaktadırlar. Aslında hapishane olan Hailsham okul olarak bahsedilmektedir ve klonlar ile bakıcılar arasında öğretmen öğrenci ilişkisi bulunmaktadır. Öğrencilere kendilerini diğer insanlardan farklı kılan organ bağışı temini için oluşturulmuş klonlar oldukları söylenir, çocuklar büyüdüklerinde hayati önem taşıyan organlarını bağışlayacak ve genç yaşta hayatları son bulacaktır. Bunun bilincinde olmalarına rağmen hayatlarına kendilerine dayatıldığı şekilde devam etmektedirler.

 

KAYNAKÇA

Yıldız, F. (2018). Kazuo Ishiguro Romanlarında Manipülatif Anlatıcılar: Sosyal Bilimler Enstitüsü, 39, 125-136. Doi: 1302-6879.

Yurttaş, H. (2016). Orijinal Bir Kopya: Kazuo Ishiguro’nun Beni Asla Bırakma Romanının Film Uyarlaması: Northeast Modern Language, 36, 189-210. doi: http://dx.doi.org//10.21497//sefad.285073.