Kalbinin Sesini Dinlemek

Kalbinizin aynı beyninizde olduğu gibi nöranların oluşturduğu bir çeşit zekaya sahip olduğunu biliyor muydunuz?


Kararlar vereceğimiz zamanlarda seçeneklerden birini seçmemiz gerekirken beynimiz ile kalbimizin farklı şeyleri seçtiğini hatta birbirleriyle zıtlaştığını söyleriz. Bunu “Beynim böyle söylüyor, kalbim ise tam tersini söylüyor” diye dile getiririz. Çoğu zaman bu ikilemleri sevgi, aşk ilişkilerinde yaşarız ve bu konular hakkında birbirimizle konuşurken birbirimizi “Kalbinin sesini dinle” diyerek cesaretlendiririz. İşte burada bahsedilen o “kalbin sesi” kavramı soyut bir kavram değildir aslında ve sadece kişileri cesaretlendirmek için söylenmez. Tamamen bizimle iletişimi geçen ve konuşan bir sesten bahsetmekteyiz burada.

Kalbimiz aynı beynimiz gibi kendine özgü bir dizi nöron topluluğu, yani nöronlara ve onların kurduğu bağlamsal bütünlüğe sahiptir. Bu sayede aynı beynimizle yaptığımız bize özgü olan o düşüncelerin aynısını kalbimiz de kendisi yapabilmektedir. Beynimiz ve kalbimiz vücudumuzdaki sistemin işleyişi için vazgeçilmez olan iki organdır ki birisinin bile olmadığı bir insan yaşamı düşünülemez. Vücudumuz başımıza gelebilecek her olay için bir plana sahiptir ve bu planlar sadece beynimiz sayesinde gerçekleştirilemez. Beyin ve kalp acil durumlarda birbirleriyle vagus olarak adlandırdığımız sinir ile haberleşir, bağlantı kurarlar. Vagus siniri başka organlar arası iletişimi sağlamanın yanı sıra kalp ve beynimiz arası iletişimi de sağlayan bir sinirdir. Buna çevrenizde iletişim kurmak için kullandığınız dili örnek verebiliriz. Biriyle konuşmak ve iletişim kurmak için ilk önce kullanacağınız kelimeler ile konuşacağız konuyu belirlersiniz daha sonra karşı taraf ile iletişime geçersiniz. İşte buradaki iletişim için kullanılan dili vagus sinirine, konuşacağımız konuyu belirleme sürecini ise beynimizin ve kalbimizin kendilerine ait olan nöronların oluşturduğu ağsal bütüne benzetebiliriz. Bir konu hakkında düşündüğümüz o süreçte beynimizdeki nöronlar arasındaki bağlantılar ve kalbimizdeki nöronların oluşturduğu bağlantılar vücutta bir sorun olduğunda devreye girer. Kalp ilk önce kendi nöron bağlantılarıyla sorunun ne olduğunu, nasıl bir çözüme ihtiyaç duyulduğunu düşünür, kararlaştırır ve bu şekilde bizim iletişimde kullandığımız dile benzettiğimiz vagus siniri ile beyne mesaj gönderir. Beyin bu mesaj sonucu yapacağı şeylere karşı hazırlık yapar ve kalbe geri bildirim mesajı yollar. Bu sayede kalbimiz ve beynimiz birbirleriyle konuşur ve yaşanan sorunu çözümleyip ortadan kaldırırlar. 

Burada bahsettiğim haberleşmenin çoğunlukla vücutta fiziksel bir hasar yaşandığında gerçekleştiğini düşünebiliriz. Fakat sevdiğiniz, değer verdiğiniz biri hakkında kararsız kalıp ne yapacağınızı düşündüğünüzde kalbiniz işin içine duygular girdiği için yaşananları kendine göre yorumlar, beynimiz ise genelde mantık üzerine neden sonuç ilişkisi kurduğundan kalbimizin yorumlarıyla beynimizin yorumları birbirleriyle çatışabilir.

Bizler ise bunu kalbimle beynim farklı şeyler söylüyor diyerek ifade edebiliriz. Bunu duygularımızın kalbimizden geldiğini yani bir şeyi gerçekten istediğimizi gösterebilmek için söylüyor olsak bile aslında bu doğru ve gerçekten yaşanan bir olay olduğunu söyleyebiliriz.