Kapalı Kapının Ardındakiler

Sadece sayılardan daha fazlası.

Okullarda belki de en sıkıcı bulunan derslerden biridir tarih. Ezbere bilgiler, savaşlar, padişahlar, yapılan yenilikler ve daha niceleri. Hepsi düz bir şekilde okunur ve ardından sınav zamanı da onları ezberlemeye odaklanırız. Bu yüzdendir ki tarih okumaya meraklı insan sayısı da azıdır. Roman okumak ondan daha çekici gelir insanlara ama tarih aslında ezberlediğimiz o olaylardan çok daha fazlasıdır. Sırlar, gizemler, Bütün o ihtişam kapalı kapıların ardındadır aslında.

Tarih bilmek demek insanın kendisini, vatanını, milletini ve diğer milletleri bilmesi demektir. İnsan geçmişini bilmeli ki geleceğine anlam versin, değil mi? İlk önce bu sebepten okunmalı tarih hem de sadece inandığımız, aynı fikirde olan yazarlardan değil, karşıt görüşlü, yabancı kaynaklar gibi hepsinden okunmalı. İnandığın şeyin tersini okumak da zordur ama insan inandığı şeye gelen eleştirileri de bilmeli ki ya inandığı şeyi tasdiklesin ya da aklında oluşan soru işaretlerini araştırmaya başlasın çünkü sorgulamadan inandığın hiçbir düşünce sana ait değildir. Bu yüzden de eleştirileri bileceksin ve sorgulayacaksın da. Kendini, tarihini bildikten sonra da asıl meseleye odaklanabilirsin: gizemler.

Tarih, bin bir kapılı bir labirent gibidir. Şimdi bu diyeceğim şey abartı gelebilir bazılarına çünkü ders olarak anlatılan tarih klasik doktrinlerden oluşan ve sürekli aynı olayların döndürüldüğü bir disiplin sanılabilir ama inanın bundan çok daha fazlasıdır tarih. İçinde gizli sırları bulunduran, çoğu olayın açıklamadığı ve macera dolu bir evrendir.

Mesela Türk tarihi denilince aklımıza Orta Asya, Talas Savaşı, Osmanlı, Cumhuriyet'in ilanı, inkılaplar ve daha niceleri gelir. Bunları bilmek tabii ki de önemlidir. Ama Türk tarihi bunlardan ibaret değildir aslına bakacak olursak. İçinde bir sürü olayı ve gizemi barındır. Tıpkı yıllarca süren '' Mısır piramitlerini o dönemde nasıl yaptılar'' sorusu gibi. Mesela hiç düşündünüz mü Yavuz Sultan Selim o çölü nasıl geçmiş? Mimar Sinan bugün dahi zor yapılacak o camileri teknoloji olmadan nasıl ihtişamlı yapmış? Fatih Sultan Mehmet Dracula'yı yendi mi ? Yeraltı şehirleri gerçekten birbiriyle bağlantılı mı? İkinci Abdülhamit döneminde mezarı bulunan ve gazetede bile haberi çıkan fakat ardından toplatılıp yok olan Medusa gerçekten var mı? Anadolu topraklarının efsanelerinden Şahmaran'nın hikayesi gerçekte ne? Göbeliklitepe'deki o yerde nasıl ritüeller yapılıyordu ? ve daha nice sorulara sahiptir bu coğrafya yaşayan ve hala yaştılan inanışlara, gizemlere siz ister tarih der geçersiniz isterseniz de bu gizemlerde kaybolabilirsiniz.

Öyle şanlısın ki yaşadığın topraklar birer efsane ve bu topraklar tarihi ile hala yaşamaya devam ediyor. Hem de senin ezbere bildiklerinden çok daha fazlasıyla nefes almaya devam ediyor. Bir gün sen de gerçekten bu topraklara çekilirsen dış duvarında ayırıp kapalı kapıların ardındaki yollara odaklanırsan tarih okumaktan fazlasını yaparsın demektir.