Leviathan Devlet Nedir?

Leviathan devleti gerçekten bireylerin özgürlüğüne mi tehdit, yoksa güvenliğin teminatı mı?

Leviathan, İncil ve Tevrat’ta geçen bir deniz canavarının ismidir. Thomas Hobbes ise 1651 yılında Leviathan ismini kullanarak bir kitap yayımlamıştır. Hobbes, bu kitabında egemen bir devlet ve mutlak bir egemen (hükümdar) otoritesinden bahseder.

Bir önceki yazım olan Toplum Sözleşmesi’nde bahsettiğim üzere, Hobbes, bireylerin siyasi otoriteye bağlılığını Doğa Durumu kavramına dayandırır. Doğa Durumu'nda bireyler özgür ve serbesttir, ancak güvensizlik ve sürekli bir çatışma hali içindedirler Bu tahammül edilemez durum, bireyleri bazı haklarından ve doğal özgürlüklerinden feragat ederek bir sözleşme yapmaya zorlamıştır. Bu sözleşmeyi yapanlar ise devlet aygıtını oluşturmuştur. Devleti ise “önüne çıkan canlıları yutan mitolojik deniz canavarına” benzetir ve devleti "yapay bir adam" olarak görüp mutlakiyetçi bir devlet görüşünü savunurdu. Devletin amacı, güvenliği sağlamak ve bireyleri mutlu etmektir; bireyler ise mutlak bir biçimde egemene bağlı olmalı ve isyan etmemelidir, zira egemen, Doğa Durumu ile bireyler arasındaki tek engeldir. Ancak, bu 17. yüzyıl dünyası için kabul edilebilir bir görüştü, ancak yüzyıllar geçtikçe birçok şey değişti ve kapitalizm hayatımıza girip Yeni Sağ hareketi ile bir kez daha hayatımıza girdi.

Kısaca Yeni Sağ, 1970'lerdeki ekonomik krizlerin ardından ortaya çıkan bir tepki olarak şekillenmiştir. Bu dönemde Keynesçi ekonomik politikalar sorgulanmaya başlanmış ve neoliberal düşünceler ön plana çıkmıştır. Özellikle Ronald Reagan ve Margaret Thatcher gibi liderlerin politikalarıyla özdeşleşir. Türkiye’de ise Turgut Özal'ın bu ideolojiyi benimseyerek liberal ve muhafazakâr bir sentez oluşturmuştu.

Yeni Sağ, Leviathan Devleti genişleyen ve kendi en yüce hale getirmeye çalışan bir canavar olarak tasvir eder.  Bu görüşe göre devlet, bireysel özgürlük ve ekonomik alanlara nüfuz eden bir parazit gibidir. Devlet, bir hakem veya arabulucu olmanın ötesine geçerek insan hayatının her alanına müdahale eden, baskıcı bir 'dadı' rolünü üstlenir. Bu anlayışta, devlet bir sınıf veya grubun çıkarlarını savunmak yerine kendi çıkarlarının peşinde koşar ve sonu gelmeyen bir büyümeyi hedefler (Marksizm'den farkları). Bu yüzdendir ki Yeni Sağ savunucuları, yirminci yüzyılda devletin iç dinamiklerini odaklanmıştır.

Yeni Sağ teorisyenleri, devlet gücünün genişlemesini talep taraflı ve arz taraflı baskılarla açıklarlar. Talep taraflı baskılar, toplumdan ve özellikle demokrasi aracılığıyla gelir; burada politikacılar, seçim rekabetinin etkisiyle, uzun vadede ekonomiye zarar verecek (yüksek vergiler, enflasyon ve yatırımın azalması gibi) harcama artışı gibi vaatlerde bulunur. Arz taraflı baskılar ise devletin içinden, devletin kurumları ve personeli tarafından kaynaklanır ve bu da 'devletin aşırı arz tezi' olarak bilinir. Devletin aşırı arz tezi ise kamusal tercih teorisyenleri tarafından, örneğin Niskanen, hükümetin genişlemesinin, devlet kurumları ve bürokratlarının iş güvenliğini, maaşlarını, terfi olanaklarını ve statülerini artırmak için 'büyük' hükümeti destekleyen kendi çıkarlarını güttüğünü ileri sürerler.


KAYNAKÇA:

European New Right, — Globalization, — Gramsci, and – GRECE entries in Cyprian Blamires (ed.), World Fascism: A Historical Encyclopedia, (ABC-CLIO, 2006), pp. 211-214; 280-281; 286; 290-291.

Heywood, A. (2013). Politics (4th ed.). Palgrave Macmillan.

Hobbes, T. (1651). Leviathan.