Madak'ın Şiirinde Varoluşçuluk, Zaman ve Mekan Üzerine Bir Derleme

Didem Madak'ın şiirinin üzerine derleme

  1. Varoluşçuluk

Batı şiirinde R. Marie Rilke, Sylvia Plath, Emily Dickinson vb. şairlerin şiirlerinde yer edinen varoluşçuluk, Modern Türk şiirinde Tevfik Fikret, Nilgün Marmara, İsmet Özel vb. isimlerle ön plana çıkmıştır

1980 sonrası Türk Şiirinde önemli bir yere sahip olan Didem Madak, İkinci Yeni şiirinden etkilenmiş olsada kendine özgü üslubu, imge ve biçimiyle diğer şairlerden ayrılmıştır. 1980 sonrası şiirde etkili olan postmodern akımdan etkilenmemiş, nesneleri ve günlük yaşamındaki problemleri kentli ve modern şekilde şiirinde işlemiştir.

Modern insanın toplumdan soyutlanması onu toplum içinde bir yabancı haline getirir. Madak’ın düşleri ve hisleri toplum tarafından kabul görmediği için bu da onu içinde oluşturduğu dünyada bir arayışa yönlendirir. Aidiyet hissini ve kendini arama isteğini annesini kaybettikten sonra daha fazla hisseden şair, kimi yerde bir dost arayışına girerken kimi yerde ise peygambere sığınmıştır. Bunu Ah’lar Ağacı eserinde Siz Aşktan N’anlarsınız Bayım şiirinde görmek mümkündür.

“Ben işte miraç gecelerinde

Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,

Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,

Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin

Bir şiir aradım.

Geçen üç yıl boyunca

Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım.

Ülkem olmayan ülkemi

Kayboluşumu aradım (Madak, 2015: 37).

Dizelerindeki bu arayış, şairi kimlik bunalımına sahip olduğunu göstermekle birlikte bu onu bir kayboluşa sürükler.İnsan bir varoluştur ve bu varoluş yolda kendi varlığını aramakla bir anlamda özünü keşfetmeye çalışmaktadır.

Sonuç olarak, insanın kendisine anlam atfedemediği zamanlarda ise ortaya varoluşsal bunalımlar çıkar. Bu bunalımlar insanoğlunun ulaşamayacağı o müferrah diyara gidilen yolda birer kettir. Zamansızlığın süreksizliğinde insanı bir hiçe dönüştüren bu hal kendisini Didem Madak şiirinde de göstermiştir. Annesinin ölümünden ve kendi ölümüne kadar ki süreçte kendine bir yer edinememe, hayatın içinde aradığı anlamı bulamama gibi nedenlerle öteki, yabancı, yalnız ve insanların dünyasının dışında kalan Didem Madak, bunu eserlerinde sık sık işler. Anne onun hayatında sığındığı ve güvende hissettiği limanken, ölümü geride kocaman bir boşluk bırakmış aynı zamanda şairin şiir poetikasını da oluşturmuştur.

2. Zaman

Didem Madak şiirlerinde ne zaman mekânı masseder ne de mekân zamansız bir kurgu olarak boşlukta sallanır. İşlediği, anlattığı ya da bir hayal evreni içinde kurguladığı mekân birimlerinin; mahallelerin, evlerin, avluların, bahçelerin her biri, aynı zamanda şairin ve şiirinin hafızasını gözünde saklayan hafıza mekânlarıdır. Dahası bu mekânlar kâh soğuk-fiziksel mekânlardır, algılandığı gibi ve kadar yaşanır; kâh sıcak ve tutkulu, temsilî mekânlardır; yaşar, yaşanır ve hatıralar giyinir.

Didem Madak, zamanı ve mekânı ele alışında İkinci Yeni ile Garip arasında bir yer tutar. Zaman yönünden Garip şiirinin evecenliğini de içermekle beraber İkinci Yeni’nin maddi ve karamsar ritmine daha yakındır. Mekân yönünden ise İkinci Yeni’nin kentli, içe dönük, dar ve kapalı alanlara sıkışmış bireyinin dünyasını, aynı mekân örüntüleri içinde ama Garip’in diliyle dışa açar. O kasvetli, dar, boğucu ortamlardan Garip şairlerinin yaptığı gibi balkona, sokağa, şehrin içine kaçmakla sıyrılır. Burada Garip şiirine daha yakındır.

3. Mekan

Madak, zaman birimi olarak günlere, günün çeşitli vakitlerine, mevsimlere pek çok şiirinde yer verir. Ama hepsine değil, seçtiklerine. Onun asıl vakitleri akşam ve gecedir. Nadiren rastladığımız sabah, ya akşamdan ya geceden kalmadır; ya da olsa olsa: Gecenin vitrinine konulmuş/Büyük bir yakut parçası. Madak’ın günleri hep pazar ya da pazartesi; mevsimleri hep kış ya da bahardır.

Didem Madak’ın zaman tasavvuru mekâna göre daha nettir. Zamanın sınırları ve izleri daha belirgindir onun gözünde. Mekân ise çok çeşitli, çok boyutlu, çok yüzeylidir. Şair, gerçekle hayalin fazlaca iç içe geçtiği kesişim alanları yaratır hep. Mekânın sınırları küçüldükçe şairin dili açılır. Madak, şiirini gündelik hayatın içinde kurar. Onun şehri ve sokakları hayat doludur. Mahallesi kenarda, sokağı hep arkadadır. Şairin sokakları güzelleme derdi yoktur; nasılsa öyledir dışarıda hayat.

KAYNAKÇA

https://www.academia.edu/20187045/Didem_Madak_%C5%9Eiirinde_Zaman_ve_Mekan

https://www.academia.edu/117731284/D%C4%B0DEM_MADAK_%C5%9E%C4%B0%C4%B0R%C4%B0NDE_VAROLU%C5%9E%C3%87ULUK