Naomi: Modernizmin Trajedisi

Aşkın bağımlılığa dönüşen macerası.

Naomi: Bir Budalanın Aşkı, Jun'ichirō Tanizaki'ye ait bir eserdir. Kitap Meiji Restorasyon'u sonrası Taisho Dönemin'de (1912-1926) geçen toplumsal zihniyetin değişimiyle döşenmiş bir aşk hikayesini anlatır. Japonya tarihinde önemli bir dönemi kapsayan bu zaman dilimi, ülkedeki doğu ve batı kaynaşımının gerçekleştiği, Batı kültürünün doğu kültüründen üstün çıktığı bir dönemdir.

Bu yıllarda, özellikle genç neslin batı kültürüne merakı birtakım değişikliklere yol açar. Toplumsal çevrede üniversite mezunu iş adamı kılıklı gençler doluşur. Kimono ve geleneksel saç şekilleri bayağı görülmeye başlar. Dans kulüpleri, Batı müziği, Batı evleri diye süregelirken ülkenin kültürü dejenere olmuş ve kolektif bir kafa karışıklığı hakimiyet kurmuştur.



Kendi tipini sıradan olarak tanımlayan 30'una yakın baş karakter ve anlatıcı Jōji bir gün gittiği kafede on beş yaşındaki bir kıza aşık olur. Bu kızın avrupai diye vurguladığı yüz hatları ve gizemli duruşu dikkatini çeker. Kızla tanışmaya karar verir. Kızın adı Naomi'dir, batılı bir ismi olması baş karakterin ilgisini daha da çok çeker. Bu küçük kızı himayesi altına alarak onu ileride herkesin imreneceği bir hanımefendi yapmaya karar verir (Pretty Woman mod aktif). Hatta Naomi ile evlenir.

Baş karakter sayesinde ingilizce öğrenen, şan dersleri alan ve bahçeyle uğraşmayı seven Naomi'ye baş karakterle evli gibi yaşadığı bu hayat dar gelir. Bu noktada kenar mahalleden kerhane işleten bir ailenin kızı olan Naomi'nin ortaya çıkar. Dans kursu talep eder ve dansta tanıştığı insanlarla daha da dışarıya açılır. Bu sırada tabiatında incelik, naiflik barındırmayan Naomi kaba ve erkek delisi bir kadına dönüşür. Erkeklerle sürekli kur yapar, onlara istediklerini tek tek yaptırır. Jōji'yi birçok kişiyle de aldatır ve ona yalan söyler. Jōji yine de ondan vazgeçemez. Büyüdükçe daha da güzelleşen Naomi'yi kendisine bahşedilmiş bir lütuf olarak görür. Kişiliğinden ödün vererek aşağılık bir varlığa dönüşmekten memnundur. Naomi'ye varını yoğunu harcar, sırf onunla yaşayabilmek için şirket kurup zengin olmaya çalışır. Bu aşkın budalılığını bizzat baş karakter kendisi dile getirir. Akabinde yine insanın asıl içindeki benliğin çıkışına şahit oluruz. Jōji ortalama bir insandır. İdare eder bir görünüş, kısa bir boy, öylesine bir yaşam şekli. Hayatını banal derece de sade yaşayan Jōji için Naomi tabiki de bir mücevher değerinde olur. Işıktan kaçkın bir şekilde hayatını sürdüren bir karakter en sonunda varoluşunun iplerini başkasına, bir kadına emanet ederek kendini bile bile ona köle yapar. İki ucu değnekli bir yolun yansımasında bir yandan kültür olarak zenginleşmenin görkemi karşıtı olarak kültürünün kattığı ihtişamın insanların gözlerini kör ederek kendine öz saygının kudretli bir şekilde yok oluşunun hikayesidir bu kitap.

Görseller : The Japan Times