Ölümcül Güzel: Cezayir Menekşesi

''Ölüm çiçeği'' olarak da anılan Cezayir Menekşelerinin genel özelliklerine ve rivayetlerine dair kısa bir yazı.

Yazıyı, başlığı okuyunca akıllara gelen Yaşar'ın ''Cezayir Menekşesi'' şarkısını açıp hoş ezgiler eşliğinde okumanızı rica edeceğim. Çünkü bu yazı yazılırken, o hoş notalar akıp gitti satırlardan...

Öyle ki yıllar öncesinde yazılmış bir eserin satırlarında da varlığını hatırlatıyor ölümcül güzel kendisini:

Latince ismi ''Vinca'' olan Cezayir Menekşelerinin birkaç farklı türü ve boyutu bulunur. Örneğin vinca major, büyük Cezayir Menekşelerini belirtirken vinca minor ise adından da anlaşıldığı üzere küçük olanlarını belirtir. Türkiye'nin birçok bölgesinde kendisiyle ve parlak eflatun, pembe hatta bazen beyaz olan taç yapraklarıyla denk gelebilirsiniz. İsmi sebebiyle sadece Cezayir'de yetişen bir bitki olarak algılansa da ılıman Akdeniz iklimlerini sever kendileri. Geniş ve üstüne basılmayacak mekanlarda yetişmeyi sevecek kadar hem nazlı hem de kendisini seven bir bitki Cezayir Menekşesi.

Bu hoşlukları boşuna da değil, tıpta ve birçok alanda insanlığa iyi gelmeyi kendine görev edinmiş. Kemoterapi esnasında kanserli hücreleri yok etmekte kullanılan ilaçlar ''sitotoksiktir.'' Hücre öldürme özelliği olup sitotoksik bir ilaç olan ''Vinkristin'' bilhassa kan kanserinin tedavisinde kullanılır. Çiçeğin içeriğinde de bu ilacın yapımında ve tedavilerde kullanılan ''Vinblastin'' bileşiği bulunur.

Cezayir Menekşelerinin Diğer Yararları

  • Vücudu mikroplardan koruyup bağışıklığı güçlendirmek.
  • Stres azaltıcı etkisiyle rahatlatıp uyku problemlerine iyi gelmek.
  • İştah açıcı olma özelliğiyle vücut direncini artırmak.
  • Hareket, dolaşım ve davranış problemlerine iyi gelmek.
  • Tansiyon ve kan şekerini düzenlemek.


Ölümcül Güzelin Rivayetleri

Ölümü diline pelesenk etmiş bu çiçeğin hakkında birkaç rivayet mevcuttur fakat en bilineni şüphesiz, idam mahkumlarıyla alakalı olanıdır. Ölüm, güzellik ve etkileyici göz manalarını da taşır aynı zamanda. Sebebi ise bu parlak renkli çiçeklerin, etkileyici ve ölüme sürükleyecek kadar güzel bakışları bilhassa kadınların gözlerini çağrıştırıyor olması. Bu nedenle Cezayir Menekşeleri hem çoğu şarkıda hem de şiirde kadınların gözlerine ve bakışlarına sıfat olarak kullanılmıştır.

Yetiştirilme vakitleri Orta Çağ'a uzanır ve çoğu kaynakta, manastırların ve büyük yapıların bahçelerinde toprağı kaplayan çalılar olarak yetiştirildikleri yazar. Orta Çağ'da idam edilecek mahkumların boyunlarına da darağacına çıkmadan önce Cezayir Menekşesinin tek tek dizildiği kolyeler asılırmış çünkü henüz yaşarken görmelilermiş bu güzellikleri son kez olsa dahi.

Başka bir rivayete göre de İtalyanlar, bebek mezarlarına bu çiçekleri bıraktıklarından artık ismi ''ölüm çiçeği'' olarak anılmaya başlamış. Ölümle direkt bağdaşan bu rivayetlerin ardında dolaylı hikayeler de var elbette. Güzel gözlü kadınların bakışlarının içlerine dert olduğu âşıklar, imkansız aşklarını ve âşık olduklarının büyüleyici bakışlarını simgelemesi adına da Cezayir Menekşelerine sığınır olmuşlar.

Hem idam mahkumlarının hem de âşıkların son kez gördüğü güzellikler olarak tasvir edilen Cezayir Menekşeleri, her hikayenin sonunda imkansız ve tesiri ağır olana bir gönderme yapıyor.

Derinlerinde Cezayir Menekşelerini görebildiğiniz gözler, ölümden önce en güzel çiçekle bakışmak hissiyatını aşılasın her birinize...