Peşimizi Bırakmayan Güzellik Algıları
Kadın olmanın zor yanlarından biri olan güzellik algıları, sosyal medya ile birleşince bıraktığı tahribat artıyor.
Toplumumuzdaki güzellik algıları, çağımızın vazgeçilmezi olan sosyal medya ile birleşince mobbingin ve zorbalığın önü kesilemiyor.
Kadın olmanın onca zorluğunun yanında toplumumuzdaki güzellik algıları yüzünden bedenimize yabancılaşıyor, uzaklaşıyor ve hatta bedenimizden nefret ediyoruz ne yazık ki. Gerçeklik algımızı yitirdiğimiz sosyal medya adeta bizi bize yabancılaştırıyor, insan vücudunda normal olan şeyleri kusurlu, hastalıklı olduğuna inandırıyor ve en kötüsü de sadece biz öyleymişiz gibi yalnız hissettiriyor. Aslında kısa bir anlığına çevremize bakabilsek kendimizde kusurlu olarak gördüğümüz şeylerin sıradan olduğunu, herkesin belirli vücut ölçülerine sahip olmak zorunda olmadığını her kişinin kendine özgü vücut yapısı olduğunu görebileceğiz ama ne yazık ki sosyal medyanın sahte girdabından bir an bile çıkamıyoruz.
Tüm bunlardan her dönemde olumsuz etkileniyoruz tabii ki ama kişiliğimizin şekillenmeye başladığı, bedenimizi tanıdığımız ve özgüvenin en önemli kavramlardan olduğu ergenlik dönemi bedenimizle ilgili en çok yara aldığımız dönem olabilir. Kendini, bedenini yeni yeni tanımaya ve özdeşleşmeye başlayan ergen birey, akranları, çevresi ve sosyal medya aracılığı ile maruz kaldığı zorbalık ve psikolojik şiddet kalıcı hasarlar oluşturabiliyor. Hatta ileri dönem hayatı için de tehlike oluşturabiliyor. Çünkü bu dönemde beden ile ilgili en ufak bir eleştiri bile ergenlerde beden algı bozukluğuna ve yeme bozukluklarına sebebiyet verebiliyor. Neredeyse her on yılda bir hatta daha kısa sürede yerine yenisi gelen güzellik algılarının uzun bir süre bizi etkileyebilme gücü ne kadar garip değil mi?