Peynir Dünyasının En İlginç ve Göz Alıcı Lezzetleri

Lezzetli ve ilginç görünümleriyle beş peynir türü.

İlginç görünümleriyle dikkat çeken, kimi zaman kırmızı şarabın asaletine eşlik eden, kimi zaman ızgarada erimemek için direnen bu peynirlerde binlerce yıllık tarihin izleri ve ustalıkla işlenmiş detaylar saklıdır. Her biri sadece damakları değil aynı zamanda görünümleriyle, yapılış aşamalarıyla merak uyandıran bir zevk sunar. İşte peynir dünyasının beş dikkat çekici şaheseri:

1. Casu Marzu: İtalyanların Tartışmalı Peyniri

Sardinya Adası'nın sıcak topraklarında doğan Casu Marzu, belki de peynir tarihinin en cesur ve en sıra dışı miraslarından biridir. "Çürümüş peynir" anlamına gelen bu adıyla bile merak uyandıran Casu Marzu, kökenini Antik Roma dönemine kadar dayandırır. Yüzyıllar boyunca Sardinya'nın halkı bu peynirin farklı yapısı ve zengin tadı ile geleneklerine bağlanmış ve onu kültürel bir simge haline getirmiştir.

Her şey mütevazı Pecorino peyniriyle başlar. Ancak burada olağan dışı bir süreç vardır: Peynirin içine bırakılan sinek larvaları, peynirin dokusunu fermente eder. Bu süreç peyniri yumuşatır ve neredeyse sıvı hale getirir. Zamanla bu olgunlaştırma yöntemi Casu Marzu'yu her bir lokmasıyla cesaret isteyen ama her damlasında müthiş tat sunan bir şaheser yapar.

Casu Marzu’nun tadı damakta bir ateş gibi parlayan keskin bir güce sahiptir. Yoğun ve baharatlı aroması her bir parçada farklı bir derinlik sunar. Sadece tadı değil kokusu da aynı derecede çarpıcıdır. Sardinya'nın vahşi otlarını ve deniz meltemini anımsatan bir yoğunlukla sarar. Bu benzersiz peynir genellikle Sardinya'nın güçlü kırmızı şaraplarıyla buluşur. Bir dilim taze ekmek, bu vahşi peynirin yoğunluğunu dengelemek için mükemmel bir arkadaştır. Casu Marzu, sadece cesurların değil, tat arayışında olanların sofralarına dokunan bir lezzettir.


2. Shropshire Blue: Altın Damarlarla Bezeli, İngiliz Asaletinin Mavi Peyniri

İngiltere’nin yemyeşil vadilerinde doğan Shropshire Blue, göz alıcı turuncu rengi ve içinden geçen mavi damarlarıyla adeta sanat eseri gibi görünür. 1970'lerde yaratılan bu peynir, Stilton üretim tekniklerinin ustalıkla kullanıldığı bir yenilik harikasıdır. Her dilimi, İngiliz peynir geleneğinin asaletini taşır.

Shropshire Blue, pastörize inek sütünden yapılır ve ona o büyüleyici turuncu rengini veren, doğadan gelen annatto bitkisiyle renklendirilir. Ardından mavi küf mantarıyla olgunlaştırılarak hem göze hem damağa hitap eden bir yapı kazanır. Peynirin içindeki mavi damarlar sadece görünümünü değil tadını da derinleştirir.

Bu peynir kremsi dokusuyla ağızda erirken, hafif bir ceviz aroması ve ince tuzlu notalar sunar. Mavi damarları peynirin karakterine zarif bir güç katarken asla baskınlaşmaz ve her lokma dengeli bir tat yolculuğu sunar. Tatlı port şarabı Shropshire Blue'nun kremamsı yapısıyla mükemmel bir uyum sağlar. Bir dilim incir ya da taze elma peynirin tuzlu ve tatlı dengelerini mükemmel bir şekilde tamamlar.


3. Brillat-Savarin: Fransız Asaletinin Beyaz Küflü ve Kremsi Güzelliği

Adını 18. yüzyılın ünlü gastronomi yazarı Brillat-Savarin’den alan bu peynir, 1930'ların Fransa'sında yaratılmıştır. Triple-crème olarak bilinen ve üç kat krema içeren yapısıyla lüks bir dokunuş arayanların favorisi haline gelmiştir. Brillat-Savarin, Fransız peynir dünyasının zarafetini somutlaştırır.

Pastörize inek sütü ve taze krema bu peynirin zengin dokusunun temelidir. Beyaz küf mantarı ile kaplanan dış kabuk peynire ince bir zariflik katar. Kısa olgunlaştırma süresi peyniri yumuşak ve neredeyse tereyağlı bir kıvama getirir.

Brillat-Savarin, damakta tereyağlı ve sütlü bir tat bırakarak lüks bir his yaratır. Hafif cevizimsi aroması ve kremamsı yapısı her lokmada rafine bir keyif sunar. Beyaz küf kabuğu ise peynire narin, çiçeksi bir koku katar. Bu yumuşak peynir şampanyanın ince kabarcıklarıyla muhteşem bir uyum sağlar. Meyvemsi Chardonnay şarapları da ideal bir eşlikçidir. Taze çilek ya da damla bal ile birleştiğinde tatlı ve tuzlu tatların kusursuz bir ahengine dönüşür.


4. Halloumi - Hellim: Kızartıldığında Bile Erimeyen, Kıbrıs'ın Cesur Peyniri

Kıbrıs’ın binlerce yıllık tarihinde Halloumi peyniri hem Doğu Akdeniz’in hem de Ortadoğu’nun sofralarını süsleyen vazgeçilmez bir lezzet olmuştur. Güneşin sıcaklığını ve Akdeniz’in tuzlu rüzgarlarını içinde barındıran bu peynir, bölgenin tarım ve çoban kültürünün bir parçasıdır.

Halloumi, koyun ve keçi sütüyle yapılır ve haşlanarak sertleştirilir. Bu benzersiz üretim yöntemi, peyniri yüksek ısıda bile erimeyen bir yapıya kavuşturur. Bu sayede kızartıldığında dahi formunu korur.

Tuzlu, hafif lastiksi ve dolgun bir dokuya sahip olan Halloumi, ızgarada ya da tavada piştiğinde dışı çıtırlaşır, içi ise yumuşak kalır. Taze tüketildiğinde daha hafif ve sütlü bir tada sahiptir. Izgarada pişirilmiş Halloumi, zeytinyağı ve taze limonla buluştuğunda adeta bir lezzet patlaması yaratır. Hafif bir beyaz şarap ya da taze nane yaprakları, peynirin tuzlu dokusunu mükemmel bir şekilde dengeler.


5. Leipäjuusto (Ekmek Peyniri): İskandinavya'nın Serin Gecelerinden Gelen Narince Yanmış Lezzet

Finlandiya'nın soğuk ve huzurlu topraklarında yüzyıllardır üretilen Leipäjuusto, ismini görünümünden alır. Ekmek gibi pişirilir ve dış kabuğu hafifçe yanar. Finlandiya'da geleneksel olarak kış gecelerinde sıcak içeceklerle birlikte servis edilen bu peynir, İskandinav halklarının geleneksel mutfağında özel bir yere sahiptir.

Taze inek, ren geyiği ya da keçi sütü kullanılarak yapılan bu peynir, yüksek ısıda pişirilerek yanık bir kabuk oluşturulur. Yanık dokusu peynirin görünümünü ve lezzetini karakterize eder, lastiksi ve yoğun bir yapı kazanır.

Leipäjuusto’nun hafif sütlü tadı, özellikle yanık kabuğunun verdiği hafif kömürleşmiş aromayla birleştiğinde eşsiz bir lezzet sunar. İskandinav peynirlerinin o sade ama derin tadını, bu peynirle her lokmada hissetmek mümkündür. Leipäjuusto, genellikle sıcak böğürtlen sosu ya da taze reçel ile servis edilir. Yanında sunulan kahve ise peynirin zarif lezzetini tamamlayan bir dokunuştur. Hatta bazen tatlı olarak sunulan bu peynir, İskandinav sofralarında vazgeçilmez bir yere sahiptir.