Postmodern ve Calvino

Modernizmin dönüşümü ve kentler

Gerçek sınıf eşitsizlikleri ve buna çare bulmaya çalışan Marx’ın Büyük anlatısı (Lyotard’ın deyimiyle). Oysa postmodernizmde büyük anlatılar çökmüş, tek bir çözüm üreten yapılara karşı şüphe duyulmaktadır.

Örnek vermek gerekirse her türlü metafiziği aşmayı hedefleyen modernizm içerisinde yurttaşlık kültürel yurttaşlığa evrillmişse postmodernizmde bu anlatı yerini interdisipliner, kültürlerarası kavramını ön plana çıkaran transkültürel kavramı almaktadır. Bu ise modernizmin önem verdiği ego kavramının yıkıldığını ve tek bır ilerleme çizgisi önermesini eleştirmektir.

Bir diger anlatı modernizmin “Düşünüyorum Öyleyse Varım”’ının yerini “Hissediyorum O Halde Varım” önermesi almıştır.”

Bu da büyük anlatıların çöküşüne , öznenin parçacıklı oluşuna işaret etmektedir.

Metnin anlamı artık sanatçı ya da yazar tarafından belirlenen, üretilen bir şey değildir. Yazar ölmüştür ve metin artık açık bir yapıttır (Umberto Eco’ nun deyimiyle) ; okuyucuyla anlam kazanmaktadır. Buna post yapısalcıların modernizm itirazlarında rastlamak mümkündür. Örneğin Derrida gerçek ve hayal, doğru ve yanlış, iyi ve kötü gibi ikilikler arasında bir hiyerarşinin olduğu ve batı felsefesinin bunun üzerine kurulu olduğunu düşünür. Bu nedenle bu hiyerarşiyi ortadan kaldirmaktan söz eder. Amacı gerçeğin üstün ve hakim yönlerinin yerine gerçek olmayanı koymak degil; bu hiyerarşiden uzaklaşmaktır.[1]

Modernizm ve postmodernizmim gerçek ve anlatı arasındaki ilişkisi Italo Calvino’ nun Görünmez Kentleri üzerinden de okunabilir diye düşünüyorum.

 

Buna göre, şehrin gökdelenlerle, kameralarla, başı sonu belli yollarla bezeli, rotası belirli büyük anlatısı , yerine şehri deneyimleyen kişinin biricik şehir deneyimi betimlenmektedir. Buna göre şehir bir açık yapıt bireyse onu her gezişinde yeniden yazan bir okuyucu gibidir. Bu noktada örnek aldığım Italo Calvino’ nun Görünmez Kentler’i dir. Calvino burada der ki:

 

“Bir kentte hayran kaldığın şey onun yedi ya da yetmiş yedi harikası değil, senin ona sorduğun bir soruya verdiği yanıttır.”[2]

 

“Kentler takas yerleridir, tıpkı bütün ekonomi kitaplarında anlatıldığı gibi, ama bu değiş tokuşlar yalnızca ticari takaslar değil; kelime, arzu ve anı değiş tokuşlarıdır.”[3]

 Postmodernizm deneyiminden kent;

“Oysa kent geçmişini dile vurmaz. Çizik, çentik, oyma ve kakmalarında zamanın izini taşıyan her parçasına, sokak köşelerine, pencere parmaklıklarına, merdiven trabzanlarına, paratoner antenlerine, bayrak direklerine yazılı geçmişini bir elin çizgileri gibi barındırır içinde.”

“Kentleri de rüyalar gibi arzular veya korkular kurar; söylediklerinin ana hattı gizli, kuralları saçma, verdiği umutlar aldatıcı, her şey, başka bir şeyi gizliyor olsa da”[4]

 

Calvino’nun Görünmez Kentler’inde bir diğer önemli nokta Marco Polo’nun seyahatlerinde başı sonu belli bir yolculuk yerine yol’un kendisinin önem taşıyor olmasıdır.

 

 


[1] Bu yorumlar iki temel kaynak kullanılarak yapılmıştır :

–     Batı Edebiyatında Akımlar 2, Ünite 7 – Eskisehir Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Yayınları.  https://ets.anadolu.edu.tr/storage/nfs/EDB106U/ebook/EDB106U-16V1S1-8-0-1-SV1-ebook.pdf

–     Belsey, Catherine , (2002), Post yapısalcılık, Ankara :Dost Kitabevi Yayınları.

[2] https://1000kitap.com/kitap/gorunmez-kentler--195005/alintilar (Erişim tarihi:17.04.2021)

[3] https://1000kitap.com/gorunmez-kentler--14196/alintilar (Erişim tarihi:17.04.2021)

[4] https://1000kitap.com/kitap/gorunmez-kentler--7783/alintilar (Erişim tarihi:17.04.2021)