Rüyalar: Part 3

Freud ve farklı kaynak araştırma örneklerle rüyalar

Gördüğumüz absürt rüyaları halk deyimiyle açıklamak gerekirse 'Düşler hazımsızlıktan ileri gelir' ya da 'Üstün açık kalmış denir' diye söylenir. Bundan yola çıkarsak düşler bize bir uyaran verir bu ise rüyaların yıldız haritaları ne de mitolojik olarak bir açıklama bulmak değil tüm araştırmalara bakıldığında cevap alabildiğimiz bilimsel araştırmaların olduğu aşikar.

Rüyaların dört kaynağının olduğunu söyler, Freud. Bu kaynakları;
1) Dış (nesnel) duyusal (sensory) uyarılmalar
2) İç (öznel) duyusal uyarılmalar
3) İç (organsal) uyaranlar
4) Saf ruhsal uyarılma kaynaklarıdır.

1- Dış Duyusal Uyaranlar

Çoğu organı felçli bulunan hasta üzerinde gözlemleri bulunan Strümpell'in gözlemine göre tüm uyaranların kapalı olması gerektiğidir. Ama burdach sözlerine bakarsak Ne uyaranları tümüyle duyu organlarımızdan uzak tutabilir ne de duyu organlarımızın uyanabilirliliğini tümüyle askıya alabiliriz. Herhangi bir anda güçlüce bir uyaranın bizi uyandırması "uykuda bile ruhun bedendışı dünya ile sürekli bir ilişki içinde bulunduğunun" kanıtıdır. Uyuduğumuz sırada bedenimiz bir koku tarafından koku sensörü tarafından uyarılabilir.Sivrisinekler tarafından ısırılınabilir, ışığa maruz kalınabilir,yüksek sese maruz kalabiliriz. Dışşal uyaranlar bizim düşlerimizin kaynağı olabillir. jessen'den duyusal uyarılmayla ilgili izi sürülebilen bir düşler derlemesini sunacağım. "Belirsiz biçimde algılanmış her gürültü kendine uyan bir düş imgesini uyarır. Bir gökgürültüsü bizi bir savaşın ortasına götürebilir; bir horozun ötüşü bir adamın dehşet çığlığına dönüşebilir; bir kapı gıcırtısı hırsızlara ilişkin bir düşü üretebilir. Gece üstümüz açılırsa, belki de, çıplak dolaşma ya da suya düşme düşleri görebiliriz. Eğer yatakta çarprazlama yatıyor ve ayağımızla yatağın kenarını itiyorsak kendimizi korkunç bir uçurumun kıyısında dikiliyor ya da bir kayalıktan düşüyor olarak görebiliriz. Eğer başımız yastığın altına girmişse düşümüzde ağırlığıyla bizi ezecek bir noktada asılı duran kocaman bir kayanın altında görebiliriz, kendimizi. Meni birikimi şehvetli düşlere yol açabilir; yerel ağrılar kötü- davranıma, saldırıya, uğrama ya da yaralanma düşünceleri üretebilir..." Başkaca örnek verecek olursam biri sıcak su şişesiyle yatarken düşünde yanardağa tırmandığını görmüş. Dışşal uyaranla ilişkili rüyalar görülmesine rağmen izlenimlerde farklı türden dış etkenler olmuş ve düşlerin oluşumunu yöneten yasaları daha fazla izlemenin olanaksız olduğunu kabul edebilir ve buna bağlı olarak düşgörenin, duyu izlenimi tarafından davet edilen yanılsama hakkında yaptığı yorumu yönlendiren başka belirleyiciler olup olmadığını sorgulamaktan vazgeçebiliriz. ilişkili imgelerden ilişkili pek çok anı grubu doğabilir. Strümpell'in kuramında bu sorular da çözümlenmemiş ve bir anlamda aklın keyfi seçimine bırakılmıştır.

2- İç (öznel) Duyusal Uyarılmalar

Tersini savunan karşı çıkışlara karşın, düşleri uyarmada, uyku sırasındaki nesnel duyusal uyarılmaların rolünün tartışılmaz olduğu kabul edilmelidir. Eğer bu tür uyaranlar, doğaları ve sıklıkları nedeniyle, her düş imgesini açıklamada yetersiz kalabiliyorsa, öznel uyarılmaları gözardı etmemeliyiz. Yani iç duyu duygu durumlarımız mutsuz olduğumuzda gördüklerimiz düşlerimizi etkiliyor.

3- İçsel - Organsal - Bedensel Uyaranlar

Şimdi düşlerin kaynaklarını, organizmanın dışında değil de içinde aramakla uğraştığımız için, hemen tüm iç organlarımızın, her ne kadar sağlıklı bir durumdayken işleyişlerinden bizi nadiren haberdar etseler de, uyarılma durumları diye tanımlayacağımız durumlarda ya da hastalıklar sırasında başlıca huzursuz edici duyumsamaların kaynağı haline gelebileceklerini aklımızda tutmalıyız. Ateşlenen birinin gördüğü rüyalar yada karnı ağrıyan birinin yada perhiz yaparken aç yattığımızda görülen rüyalar yemek masasında oturmuş çatalları gıcırdatan insanları görebiliriz.

4- Ruhsal Uyarılma Kaynakları

Düşler üzerine en eski ve en yeni çalışmaların çoğunun insanların gün boyunca yaptıkları ve uyanıkken ilgilendikleri şeyleri düşlerinde gördüğü konusunda toplu şekilde kanı getirmişlerdir. Ama günlük yaşantımızda karşımıza çıkan durumlardan gün sonunda kendimizi resetlediğimiz için gün boyu uğraştığımız şeylerle ilgili rüya görürüz diye genelleme yapmak kesin bir olgu olduğunu vurgulamak yetersiz bir görüş ve araştırmalar silsilesi olmuş oluyor.

Tüm kaynakları birleştirdiğimiz de gördüğümüz rüyaları belki birazını açıklıyor, olabilir ama yeni araştırmalarla daha farklı sonuçlar çıkacağını ve neyi neyden dolayı gördüğümüzü açıklayabileceklerini düşünüyorum. İnsanların gün içindeki duygu durumları ve en çok kafasına takdığı şeyi, belki geri plana attığı şeylerle karmaşık örüntülerle rüya görüyoruzdur. Düşlerle ilgili daha araştırmalarım devam edecek bu konuda merak ettiğim şeyleri sizlerle paylaşacağım ve rüyalarınızda ne gördüğünüzü bana yorumlarda, en çok merak ettiğiniz rüyanızı ve kendinizde en sevmediğiniz özelliğinizi yazarsanız sizin de rüya örüntünüz hakkında kısa bir yorumda bulunabilirim.