Sesbilgisi

Dilbilimin temel alt alanlarından olan sesbilgisine dair...

Konuşma seslerinin zihindeki yapılarla şekillenip konuşma organları tarafından üretildiği ve işitme organları tarafından işitildiği temel dilbilim alt alanı "sesbilim (phonology)" olarak adlandırılır. Sesbilim, bir dildeki sesleri ve onların özelliklerini belirleyip betimlerken bu seslerin fiziksel özelliklerini betimleyip nasıl üretildiğini açıklayan alt dala ise "sesbilgisi (phonetics)" adı verilir.

Dilin seslerinin tanımlanması ve aralarındaki farklılıkların belirlenmesi "ses bölümleri (sound segments)" ile gerçekleşir. Bu parçalama işlemi sayesinde bir yapının sahip olduğu birimler yapı taşlarına ayrılır. Bu yapı taşlarına "sesbirim" adı verilir.

Bu parçalama işlemi ise bir eğitim alınmadan, ana dil konuşucusunun edindiği dile ait olan bilgiler kadarıyla yapılabilir.

ÖRNEK

car = c.a.r

knot = kn.ot

kedi = k.e.d.i

ağabey = a.b.i

#Ses parçalama (segmenting), çevredeki sesleri tanımaktan farklıdır. Örneği sesleri zihninde parçalayan birisi; karşısındakinin ürettiği öbekleri parçalarken konuşucu öksürürse bu parçalama işlemini yapan kişi öksürük sesini, konuşma seslerinden ayırt edecektir.

SESBİLGİSİ VE HAVANIN SES ÜRETİMİNDEKİ ROLÜ

Sesbilgisi, genel bağlamda seslerin özelliklerini incelese de kendi içinde de alt dallara ayrılır:

  • Akustik Sesbilgisi (Acoustic Phonetics): Seslerin formant değerleri (Hz), yoğunlukları (dB), süreleri (ms) gibi fiziksel özelliklerini inceler.
  • İşitsel Sesbilgisi (Auditory Phonetics): Yüksek-alçak perde, ses şiddeti, ve sesin hızının algılanması gibi işitme duyusunu kapsayan alandır.
  • Eklemleyici Sesbilgisi (Articulatory Phonetics): Konuşma seslerinin ilgili organlarla üretimine dair çalışmalar yapar.

Tüm bu birimler birleşerek sesbirimlerin özellikleri ve nasıl üretildikleri betimlenir.

Dünyadaki sesler akciğer girişli (non-pulmonics) ve akciğer çıkışlı (pulmonics) olmak üzere ikiye ayrılır. Türkçenin de içinde bulunduğu evrensel ses üretimi, akciğer çıkışlı seslerdir. Aralarındaki bariz fark, sesin üretimi esnasında havanın kullanım şeklidir. Çünkü akciğer çıkışlı seslerde hava, konuşma organları aracılığıyla dışarı verilirken akciğer girişli seslerde tam tersi olarak hava içeri alınır.

Akciğer girişli sesler, dil hareketi ve havanın içeri doğru alınması sonucunda üretilen sesler olup akciğer çıkışlı sesler gibi evrensel değil; bir değiştirgendir. Örnek olarak Afrika'daki çoğu dilleri ve bazı dillerde ve ülkelerde (Norveç, Avustralya...) ünlem amacıyla kullanılmasını gösterebiliriz. Ayrıca bu seslerin hava akımları akciğer kaynaklı olmadığından "sesbirim" olma özelliği de göstermezler.

KONUŞMA ORGANLARI

Ses, kimi yollardan geçerek ve havayı en büyük etken olarak barındırarak üretim aşamalarını gerçekleştirir. Sesbilgisi alanının alt dalı olan Eklemleyici Sesbilgisinde, ilgili organlarla olan üretime baktığımızda yukarıdaki üretim alanlarını ve kendi aralarında üst, alt, ön veya arka gibi ayrılmalarını görürüz. Diş, dudak, damak, genizsil boşluk, ağız boşluğu, dil, ses telleri, gırtlak, yutak gibi bölümler sayesinde her sesin kendine özgü üretimleri gerçekleştirilir.

  • Gırtlak/Larenks (Larynx): İç kısımda titreşim sonucunda konuşma seslerini oluşturan "ses tellerini (vocal cords)" barındırır.
  • Yutak/Farenks (Pharynx): Kas ve mukozadan oluşup gırtlak içerisinde konumlanır. Burun yutağı (nasopharynx), ağız yutağı (oropharynx) ve gırtlak yutağı (laryngopharynx) alt kısımlarından oluşur.
  • Ses yolu (vocal tract): Genizsil ve ağız boşluklarını içererek sesin biçiminin, kalitesinin ve temel sıklık değerinin belirlenmesini sağlar.
  • Küçük dil (uvula): Nefes alma esnasında alçalarak burundan havanın girmesini kolaylaştıran yumuşak damak (artdamak) yapısının en belirgin ve işlevsel birimidir.

SESLERİN AYIRT EDİCİ KISIMLARI

Sesler hem üretildikleri konuşma organlarına göre hem de bu üretim esnasında ses tellerinin titreşiminin varlığına göre birbirlerinden ayırt edilebilirler.

Konuşma sesleri, üretildiği yere göre "genizsil (nasal)" ve "ağızsıl (oral)" olmak üzere ikiye ayrılır. Ses üretimi esnasında ağız yolundaki bölümleri içeren bir üretim gerçekleşiyorsa bu ses ağızsıldır. Hava boşluğunun burundan yani geniz yolundan çıkması sonucunda bir üretim varsa bu da genizsil olarak betimlenir. Türkçede genizsil olan sesler yalnızca /m/ ve /n/ sesleridir.

Ses tellerindeki (vocal cords) titreşime bağlı olarak da sesler "ötümlü/titreşimli (voiced)" veya "ötümsüz/titreşimsiz (voiceless)" olarak betimlenir. Bu seslerin hangi kategoriye gireceği vibrasyon ile ilgilidir.

  • Ötümlü seslerin üretimi esnasında ses tellerinde bir titreşim olurken ötümsüz seslerde bu titreşime rastlanmaz.
  • Fısıldandığında tüm sesler ötümsüzleşir.
  • /f, s, t, k, ç, ş, h, p/ sesleri ötümsüzken geri kalan sesler ve ünlüler ötümlüdür.
ÖRNEK

/b/ ve /n/ seslerini ayırt etmek için sesbilgisel özelliklerini kullanmak gereklidir.

/b/ sesi, ötümlü ve ağızsıl özelliklere sahipken /m/ sesi ötümlü ve genizsildir.

Bu iki ses de ötümlü yani üretimleri esnasında ses tellerinde vibrasyon olsa dahi aralarındaki ayırt edici fark, üretim yerleridir. Dolayısıyla bu iki sese aynı ses diyemeyiz.