Shakespeare'in Othello Oyunundaki Karakter İncelemesi

Gerçek sevgi tamamen güvenden ibarettir.

Otello, hayatını savaşlara adamış, kahramanlık şânları bulunan bir komutandır. Dürüst, ahlaklı, liyakatli, temiz yürekli bir aşk adamıdır. Eros içgüdüsü baskındır. Destemona’ya aşıktır. İago, ilkel dürtülerin esiri, İd’in tanrısı, kötülüklerin efendisi, Thanatos içgüdüsü ile yaşayan alçak bir adamdır ve Otello’nun yardımcısıdır. Destemona, gönlünü Otello’ya kaptırmış, Aşk uğruna evini terk etmiş, bütün kalbini ve hayatını Otello’ya adamış bir aşk kadınıdır. Eros içgüdüsü baskın bir karakterdir. Destemona ve Otello birbirine çok aşıktır. İago, Otello’yu ne kadar seviyor gibi gözükse de arkasından çevirdiği işlerle iki yüzlü alçak karakterini her defasında göstermektedir. Jung’un kişilik kuramında bahsettiği Persona yani Maskesi ile bütün kötülükleri gizlemektedir. İago, Othello’nun mutsuz olması için elinden geleni yapmaktadır çünkü Othello’yu çok kıskanmaktadır. Bir gün, Othello’ya Destemona’nın onu öylesine korkunç aldattığını söyler ki Otello deliye döner. Aşık olduğu kadına duyduğu aşk nefrete dönüşür. “Destemona seni aldatıyor gözümle gördüm Otello” sözleri Otello’yu deliye çevirir. Eros İçgüdüsü, Thanatos İçgüdüsüne karışan Otello, Destemona’nın savunmalarını dinlemeden öfkesinin kurbanı olur ve aşkını öldürür.

İago karakteri sosyopat ve narsist bir kişiliktir. Bu nedenle patalojik hastalığı antisosyal kişilik bozukluğudur. Otello ise sergilediği kıskançlıklardan dolayı paranoya altında kategorize edilebilir. Bu da kişilik bozukluğu olarak karşımıza çıkar. Otello öldürdüğü sevgilisi sonrası patalojik kıskançlık tanısını alabilir.

Eros ve Thanatos iç güdüleri değişikliği sonucu yaşanan ölüm hakkında: 

Eros kişide bulunan yaşam dürtüsüdür. İnsanların bedensel zevk arama eğilimidir ya bedensel zevk ya da ahlaki zevktir. Eros, gerçek aşk veya gerçek dostluk ile değil aynı zamanda iyi eylemlerden kaynaklanan mutluluğu temsil eder. Othello'da Eros içgüdüsünü cinayet sahnesinde gözlemleyebiliriz. Thanatos ise saldırgan bir dürtüdür, ölüm içgüdüsü, her şeyi yok etme içgüdüsüdür. Bir kişinin öfkesinin ve hayal kırıklığının tezahürünü, insanları bu saldırganlığı boşaltmak için her türlü şeyi yapmaya zorlayan, ancak sonuçta zararlı olan kör bir öfkeyi temsil eder. Othello’da bu iç güdülerin değişikliği sonucu yaşanan ölüm bu iki dürtüyü ortaya çıkarır. Aslında hayatını savaşlara adayan dürüst ahlaklı ve içinde Eros dürtüsü ile yaşayan Othello, İago’nun saf kötülüğüne aldanarak aşık olduğu kadına karşı paranoya oluşturur ve ondan nefret ederek Thantos iç güdüsü ile ölmesini ister. Othello bu iki dürtü ile hareket ederek Desdemona'yı kıskançlığı yüzünden öldürür. Karısını öldürmesi için dünyadaki herkesten çok güvendiği bir adam tarafından manipüle ediliyor ve Othello içindeki Thanatos iç güdüsüne yenik düşüyor. Othello, zaten erkeklerin gerektiğinde zorla kadınlara erkek üstünlüğünün dayatılmasının beklendiği ataerkil bir toplumda yaşıyor. Bu yüzden Othello bu konuda hiçbir şey yapmasaydı, o toplum tarafından daha az ‘erkek’ olarak kabul edilirdi. Bunların hepsi bir araya gelince Othello iç güdülerine yenik düşerek paranoyak bir şekilde davrandı ve karısına güvenmeyi seçmek, onurlu ve iyi bir insan olmak yerine bir katil ve cani olmayı seçti. Othello siyahi bir komutan olduğu için hem köle hem de kahraman olmanın nasıl bir şey olduğunu ve aradaki farkın ne olduğunu bilen bir adamdır ve en iyi bildiği şey de onurlu olmanın nasıl bir şey olduğudur. Othello'nun Desdemona'ya verdiği ceza çok sert bir cezadır çünkü Desdemona'nın ondan en değerli varlığını, yani onurunu elinden aldığına inanmaya başlamıştı. Kendi itibarı için şerefli olması gerektiği düşüncesinden dolayı intikam alınmazsa saygı görmeyeceğine inanıyordu. Bu iç güdü karmaşası ölüm ile sonuçlandı.

İago

İago saf kötü bir kişilik ve sadece kötülük yapmış olmak için kötülük yapar. Karakteri bu şekildedir. Çevremizde de ona çok benzeyen insanlar vardır. Her iki tarafta da narsist bir kişiliğe sahip olduklarını görebiliriz. İkiyüzlü, manipülatif, zalim, anlayışsız ve saf kötü kişiler olarak karşımıza çıkarlar. İago kimseyi kıskanmaz. İnsanlara acı çektirmekten ve bu acıyı izlemekten zevk aldığı için bir kişilik sorunu vardır. Bütün çabaları buna yöneliktir. Asıl amaçları kıskançlık değildir, sadece kendisinin sahip olduklarının en iyisi olmasını ister. Bu nedenle daha iyisine sahip insanları gördüklerinde ellerinden almak için her türlü kötülüğe başvururlar. İago vicdandan yoksun birisidir. Çevremizde gördüğümüz insanlar ise bunu çok belli etmeden başlarda aşırı eğlenceli, anlayışlı bireyler olarak gözüküp bize güven verip sonrasında bu yüzlerini bize yansıtırlar. Ardına saklandıkları bir maske her zaman vardır. İnsanları, onları manipüle ederek sokmak istedikleri kalıplara yerleştirmek ve istediği yere göre hareket ettirilebilmelik nesneler olarak görür. Ve manipülasyonlarının sonucunda karşıdaki kişinin çektiği ıstırap ne olursa olsun, pişmanlık duymazlar. Hatta bundan zevk alırlar. İago genellikle benmerkezci düşünce içindedir, bu nedenle başkalarının ihtiyaçlarını ve bakış açılarını dikkate almaz. Amacı kendi çıkarlarını gerçekleştirmektir ve bunu çevresindeki insanlara en çok zarar veren yolu izleyerek yapar. 

Hikaye Hakkında

Othello'daki ana temalar, nefretten aşka, kıskançlıktan intikama, hizmetten ihanete ve masumiyetten suçluluğa uzanır. Aşk, kıskançlık, yalan, entrika hepsi bir aradadır. Karakterlerin yaşadıkları ruhsal olaylar çevrelerindeki her şeyin sonucudur. İago saf kötü bir karakterdir ve tek amacı herkesten iyi olmak ve Othello’yu kandırmak ve ona zarar vermektir. Bunu da aklına kıskançlık tohumunu ekerek manipüle eder ve çok sevdiği karısının ölümü hak ettiğini düşündürür. Othello onurlu, iyi bir savaşçı ve ahlaklı bir birey olmasına rağmen içindeki dürtülere yenik düşerek karısından intikamını alır. Othello içten içe Destemona’nın kendisi ile evli olmasına rağmen bu sevginin gerçek olmadığını düşünüyor ve usta bir manipülatif olan İago’nun ağına düşünce de ona inanarak karısına olan sevgisini hiçe sayıyor. Bu derece paranoyak ve güvensiz olmak, bu nefret ve kıskançık ile birisinin ölümüne sebep olmak gerçekten psikolojik bir sıkıntı doğuruyor. Etrafımızda İago gibi insanlar bulunsa da kendimize ve sevdiklerimize güvenip, sonucunu bildiğimiz şeyleri yapmaktan kaçınmak en iyisi olacaktır. Belki çevremizdeki insanların amaçlarını, düşüncelerini çok net kestiremeyebiliriz fakat kendimize ve sevdiğimiz kişiye yeteri kadat güven duyarsak istemediğimiz olayları yaşamak zorunda kalmayız. İago gibi saf kötü, hastalıklı zihniyetleri fark etmek zor olsa da kimse tarafından manipülasyona maruz kalmamalıyız. İç güdülerimiz ne derse desin ahlaki ve etik olanı takip etmemiz gerekiyor.

Gerçek sevgi tamamen güvenden ibarettir.