Şiddetsiz İletişim
Şiddetsiz iletişim için şefkatli bir dil kullanımı gereklidir.
Şiddetsiz iletişimi kendimizle, bir başkasıyla ya da bir toplulukla etkileşimlerimizde kullandığımızda doğal şefkatli hâlimize döneriz. Şiddetsiz iletişim, her iletişim seviyesinde ve çok farklı durumlarda etkili bir şekilde uygulanabilir bir yaklaşımdır.
Özel ilişkilerde, aile içinde, okul ortamında, örgüt ve kurumlarda, terapi ve danışmanlık ilişkilerinde, diplomatik görüşmelerde ya da iş görüşmelerinde, her türlü anlaşmazlık ve çatışma durumlarında kullanılır.
Şiddetsiz iletişimle, alabilmeyi (duymayı) ve verebilmeyi (ifade etmeyi) öğrendiğimizde saldırıya uğramış ve ezilmiş hissetmenin çok ötesine geçeriz. Böylece dile getirilen sözcükleri gerçekten dinlemeye ve bunların altında yatan duyguların açığa çıkmasına olanak sağlarız.
Şiddetsiz iletişim duygu ve davranışların yönetilmesini sağlar. Şiddetsiz iletişim sayesinde yeni bir bilinç ve yeni bir dilin geliştirilmesine olanak sağlanır. Builetişim, içimizdeki doğal şefkatin ortaya çıkmasını sağlayarak kendimizle ve diğer insanlarla bağlantı kurmamızı sağlar.
Kendimizi ifade etme ve başkalarını dinleme biçimimizi yeniden şekillendirmemizde bize rehberlik eder. Şiddetsiz iletişim, "tüm varlığımızla ve içtenlikle dinlemeyi, saygıyı ve empatiyi" besler.
Şiddetsiz iletişim salt bir dil ya da sözcükleri kullanmaya yönelik bir dizi teknik değildir. Şiddetsiz iletişim bilinci ve niyeti sessizlik içinde, tam bir mevcudiyetle ya da yüz ifadeleri ve beden diliyle de ifade etme biçimidir.
Şiddetsiz iletişimle başka bir seçenek olmadığını ima eden bir dilin yerinde, seçenek olduğunu kabul eden bir dil kullanabiliriz.
Şiddetsiz iletişimin isteği, bizim tamamen nesnel kalmamız ve değerlendirme yapmaktan kaçınmamız değildir. Şiddetsiz iletişim sadece gözlemlerimiz ile değerlendirmelerimizi birbirinden ayırmamızı ister. Sabit genellemeler yapmaktan kaçınmayı öneren bir süreç dilidir. Değerlendirmenin zamana ve bağlama özgü olması gerekir. Şiddetsiz iletişim seçilen sözcük kullanımını içerir.