Sonbaharın Huzurla Dönüşü

Bu Ruhsal Değişime Hazır mısın?

Sonbahar, melankolik havasıyla ruhları sarmalayan, ağaçtan dökülen yaprakların sesleri ile dolan bir mevsim. Yazın coşkulu, neşeli enerjisinden sonra gelen bu dinginlik, insanı yavaşlatır, daha derin düşünmeye iter. Kimilerine göre karamsar bir süreç gibi görünse de, sonbahar aslında yeni başlangıçların filizlendiği bir dönem olarak düşünmek bizlere daha iyi hissettirebilir. Sararan yapraklar, aslında biten değil, yeniden doğan döngülerin habercisidir. Trenlerle yolculuk ederken, pencereden akıp giden ağaçlara bakıp zamanın ne kadar hızlı geçtiğini anlamanın tadıdır. Sonbahar renkli yaz düşlerinin, açık pencereden içeri sızan seslerin, müziklerin, bahçede oynayan çocuk seslerinin yavaş yavaş tükenmesi ve yerlerini huzurlu bir sessizliğe, hüzünlü bir iç dengesizliğe terketmesi mevsimidir. 

Bu mevsimde, belki de hayatımıza yeni insanlar katılır, beklenmedik karşılaşmalar bizi yeniden heyecanlandırır. Sonbaharın sessizliği, içimize dönüp kendimizi dinlememiz, belki de yeni bir yol çizmemiz için bir fırsat sunar. Her yaprak dökümü, bir vedadan çok yeni bir başlangıcın habercisi değil midir aslında?

Sonbaharın melankolik havası ve ruhumuzu etkileyen bu geçiş dönemi, Cahit Sıtkı Tarancı'nın dizelerinde de hayat buluyor. Şair, mevsimin getirdiği hüznü ve doğanın sessiz dönüşümünü ustalıkla ifade eder:

Sonbahar

Bir yaz daha bitiyor işte, canım, Hüznünü şarkılara yüklediğim. Bir yaz daha bitiyor işte, canım, Yaprakların düşüşünü izlediğim.

Bu kaçıncı sonbahar, saymadım bile, Hepsinde bıraktım bir parça hüzün, Bu kaçıncı sonbahar, saymadım bile, Rüzgarla savrulan yalnızlığımdan ödün.

Bir yaz daha bitiyor işte, canım, Bir yanım hüzün, bir yanım bahar. Bir yaz daha bitiyor işte, canım, Gözlerimde sonbaharın sarısı var.