Sosyal Medya ve Narsisizm

"Diğer insanların beni sevdiğini bilmezsem, kendim hakkında iyi hissetmem zor."

Narsisizme Bakış

Narsisizm adını, Antik Yunan efsanesindeki Narcissus’tan almıştır. Bilinen en eski psikolojik yapılardan biridir ve tarihsel olarak kendine çok fazla odaklanmış bireylerin tutumlarını tanımlamak için kullanılmıştır. Şimdiye kadar yapılan birçok araştırma ile bu kavramın netleştirilmesi için çalışılmıştır. Araştırmacılar, Büyüklenmecilik ve Kırılganlık olmak üzere iki ana tanımlayıcı temasına odaklanmıştır. Birincisi daha çok narsisizmin büyüklenmeci yönlerini, ikincisi kırılgan ve savunmacı yönünü yansıtmaktadır.


Diğer insanlara olan etkilerini kavrama konusundaki yetersizliklerinden dolayı büyüklenmeci nasrsistler  'habersiz narsistler' olarak da adlandırılıyor. Araştırmalar bu kişilerin diğer insanlar üzerindeki etkilerinin farkında olmadıklarını ve kendileri hakkında gerçekçi olmayan bir görüşe sahip olduklarını doğruluyor. Büyüklenmeci narsistler, diğer insanlardan hemen ve kesintisiz bir ilgi görmeyi bekliyorlar ve bu büyüklenmeci tavrın diğer insanlar tarafından nasıl yorumlandığını fark edemiyorlar. Narsisizm ölçeklerinden biri olan Patolojik Narsisizm Envanteri'nde büyüklenmecilik kişinin belli maddeleri 5 puanlık bir skalada değerlendirmesiyle ölçülüyor.

Kırılgan narsistler ise büyüklenmeci narsistlere kıyasla duygusal olarak çok daha hassas oluyor. Bu kişilerde narsisizm daha derinlerde olan yetersizlik ve beceriksizlik hissini örtme işlevi görüyor. En ufak bir eleştiri karşısında bile aşırı hassas oluyorlar ve sürekli bir güvence ihtiyacı duyuyorlar. Büyüklenmeci narsistin aksine kendini değerli gösterme stratejilerine başvurmuyorlar. Öz güvenlerini regüle edebilmek için dışarıdan gelen olumlu yorumlara ve geri bildirimlere ihtiyaç duyuyorlar. Kırılgan narsistler diğerlerinden daha üstün ve daha değersiz hissetme arasında gidip geliyorlar. Kendilerini özel hissetmediklerinde kaygılanıyorlar. İlişkilerinde partnerlerinin onlar hakkında ne düşündüğü üzerine endişe duyuyorlar. Patolojik Narsisizm Envanteri'nde kırılganlık şu maddelerle ölçülüyor.

Sosyal Medya ve Narsisizm


Günümüz dünyasında sosyokültürel yapılardaki farklılaşmalara bağlı olarak bireyselleşme daha ön plana çıkmakta ve bireysel yaşam alanı içinde de internet ve internet uygulamaları daha fazla yer kaplamaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu 2021 verilerine göre son 3 ayda interneti sosyal medya uygulamaları için kullanan kitle düzeyi %73,8 olarak açıklanmıştır. Bu oranlar cinsiyet bazında değerlendirildiği zaman erkeklerin %76,2’si, kadınların ise %71,2’si sosyal medya uygulamalarını kullanmaktadır ve bu oranlar yıl bazında takip edildiği zaman giderek yükseldiği görülmektedir (TÜİK,2021) Sosyal medya, bireylerin hayatlarından seçtikleri kesitleri diğerlerine sunabildikleri ve sunumlarıyla ilgili geribildirim alabildikleri bir mecradır. Uygulamalarda denetimin olmaması ve sadece klavyenin tuşları sayesinde ideal kimlikler yaratılabilmekte, abartılmış başarılar sergilenebilmekte ve seçilmiş fotoğraflar paylaşılarak muhteşem hayatlar sunulabilmektedir. Sosyal medya uygulamalarının tanımış olduğu bu gösteri imkânı, narsisistik özellikleri olan bireylerin büyüklenmeci tarafının beslenmesi açısından oldukça önemlidir (Frederick ve Zhang, 2019, s. 23). Twenge, Miller ve Campbell’in araştırmasına göre, uygulamaların sağladığı yüceltilme duygusu, narsisistik bireylerin beğenilme ihtiyacını karşılarken, daha alçak gönüllü kişilerde de narsisistik duyguların gelişmesine sebep olabilmektedir (Twenge, Miller ve Campbell, 2014, s. 227). 

Narsisistik eğilimleri daha belirgin olan kişilerin diğer kişilik özellikleri sahiplerine göre sosyal medyayı daha patolojik olarak kullandıkları, narsisistik ihtiyaçlarını karşılamak üzere kendilerini öven içerikleri daha çok tercih ettikleri ve bu sebeple sosyal medya bağımlılığına daha yatkın oldukları gösterilmiştir. Narsisizm türlerinden büyüklenmeci narsisizmin sosyal medya kullanımı yaygınlığı kırılgan narsisizme göre anlamlı düzeyde yaygındır. Büyüklenmeci özelliği baskın olan narsisistik bireylerin sosyal medyada daha aktif oldukları, daha fazla kendileriyle ilgili pozitif paylaşımlarda bulundukları, beğenilme isteği ve takipçi sayısını daha fazla önemsedikleri gösterilmiştir. Kırılgan narsisistik özellikteki bireylerin ise özellikle özçekim yapma konusunda daha geri planda durdukları, eleştirilme kaygısıyla paylaşımlarında daha seçici oldukları ve takipçi sayılarının da daha düşük olduğu belirtilmektedir. Büyüklenmeci narsistlerin beğenilme ihtiyacı ve narsisistik ihtiyaçlarını sosyal medya paylaşımlarından karşılama beklentisi daha fazla paylaşım yapmalarına, yeterince beğenilmediğini düşündükleri paylaşımlarını da silebilmelerine sebep olmaktadır.

Kırılgan ve büyüklenmeci tip narsisizmle ilgili yapılan çalışmalardaki en belirgin ortak sonuç sosyal medya kullanımının her iki grupta da yaygın olduğudur. Sosyal medyanın sunduğu denetimsizlik ve ideal kişilik yaratma olanağı büyüklenmeci narsistlerin daha fazla ön planda olma ve övgü alabilmelerini, kırılgan narsistlerin ise diğerleriyle yüz yüze olmadan, diledikleri güvenlik sınırları içerisinde kalabilmelerini sağlar. Bu özellikler her iki grup için de sosyal medyaya daha fazla zaman ayırma sebebidir (McCain, Campbell, 2018, s. 308).

KAYNAKÇA

TÜİK. (2021). Erişim adresi: https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Hanehalki-BilisimTeknolojileri-(BT)-Kullanim-Arastirmasi-2021- 37437#:~:text=T%C3%9C%C4%B0K%20Kurumsal&text=Hanehalk%C4%B1% 20bili%C5%9Fim%20teknolojileri%20kullan%C4%B1m%20ara%C5%9Ft%C4 %B1rmas%C4%B1,y%C4%B1l%20%90%2C7%20idi, Erişim tarihi:14.09.2021.

Twenge, J.W. (2018). İ-Nesli. (çev. O. Gündüz). İstanbul: Kaknüs Yayınları.

Twenge, J. M., Miller, J. D., ve Campbell, W. K. (2014). The narcissism epidemic: Commentary on Modernity and narcissistic personality disorder. Personality Disorders: Theory, Research, and Treatment, 5(2), 227–229.

Campbell, K. W. ve Foster, J., D. (2007). The narcissistic self: Background, an extended agency model, and ongoing controversies. In C. Sedikides, & S. Spencer (Eds.), The self (p. 115-138). New York: Psychology Press.