Lovecraftian bir dehşet: Still Wakes the Deep

Lovecraft'ın öncü olduğu korku türünü seviyorsanız tam da size göre bir oyun!

Oyun piyasasının yakından takip edenlerdenseniz son zamanlarda çıkan Still Wakes the Deep’i görmüşsünüzdür, daha önce Dear Esther ve Everybody's Gone to the Rapture oyunlarını yapan Britanyalı oyun stüdyosu The Chinese Room tarafından yapılan oyun son zamanlarda çıkan en iyi korku oyunlarından biri. Oyunda Kuzey Deniz’indeki bir petrol platformunda elektrikçi olan Caz (Cameron McLeary) karakterini yönetiyoruz. 

Hikaye

Hikaye, 1970'lerde İskoçya açıklarında yer alan Beira D petrol platformunda geçiyor. Hayat, petrol platformunda rutin ve monoton bir şekilde ilerlerken, birden bir felaketle her şey alt üst... Yardım çağırma imkanı olmadan, karakterimiz bu tehlikeli ortamda hayatta kalma mücadelesi vermek zorunda kalıyor. Platform, rutin bir petrol kazma operasyon sırasında sıkışmış hava kütlesi olduğu sanılan bir kütleye denk geldiği bize söyleniyor. Patronun, delin o şey neyse geçin, emrinden sonra bir dizi garip olayın ve arızaların meydana gelmesiyle tüm platform sarsılıyor. Başlangıçta küçük ve önemsiz gibi görünen bu sorunlar, hızla kontrol edilemez bir hal alıyor. Platformda çalışan ekip, ne olduğunu anlamaya çalışırken, işler hızla daha da kötüleşiyor. Elektrik kesintileri, yapısal arızalar ve esrarengiz sesler, platformun her köşesini saran bir korku dalgası yaratmakta.

Platformun yemekhanesinde Caz iş arkadaşlarıyla konuşuyor

Ana karakterimiz Caz, platformdaki bu kaosun ortasında yalnız. Tehlike her köşede kol gezerken, karakterimiz hem fiziksel hem de psikolojik olarak büyük bir sınavdan geçiyor. Platformun karanlık ve dar koridorlarında ilerlerken, karakterimizin karşılaştığı her engel ve ipucu, onu bu felaketin ardındaki gerçekleri keşfetmeye biraz daha yaklaştırıyor. Platformda yaşanan olayların arkasında, doğal veya mekanik arızaların ötesinde, daha derin ve karanlık bir gücün etkisi olduğu ortaya çıkıyor. Bu gizemli güç, platformdaki herkesi tehdit ediyor ve karakterimiz, hayatta kalmak ve bu gücün ne olduğunu anlamak umuduyla platformu baştan sona keşfetmek zorunda kalıyor.

Platformdaki dehşet

The Chinese Room bu oyunda, Lovecraftian korkunun temel unsurlarını modern bir oyun formatında ustalıkla işlemiş. Lovecraft'ın eserlerinde sıkça rastlanan kozmik korku, bilinmeyenin dehşeti ve izole mekanlar gibi temaları bu oyunda bulmak mümkün. Lovecraft'ın çoğu hikayesinde, karakterler genellikle izole ve tehlikeli ortamlarda bilinmeyen güçlerle karşı karşıya kalır, tıpkı Still Wakes the Deep’deki İskoçya açıklarındaki izole petrol platformu gibi. Oyuncular, kendilerini bu platformda yalnız ve çaresiz buluyor, bu da Lovecraft'ın işlediği insanın evrendeki önemsizliği ve çaresizliği temasını güçlü bir şekilde vurgulamakta. Platformdaki canavar diyebileceğimiz biyokütle ya da her neyse artık, Lovecraft'ın eserlerindeki gibi tanımlanamayan, anlaşılmaz ve akıl sınırlarını zorlayan bir varlık. Bu varlık, hem fiziksel hem de psikolojik korku unsurlarıyla oyuncuların karşısına çıkıyor, sürekli bir tehdit hissi yaratarak Lovecraftian korkuyu sizin iliklerinize kadar yaşamanıza sebep oluyor. Tüm bunlar, oyunu Lovecraft'ın dehşet verici dünyasına bir saygı duruşu niteliğinde kılıyor.

İşte bahsettiğim dehşetin ya da biyokütlenin bir kısmı...

Grafikler

Still Wakes the Deep, grafik tasarımıyla benzersiz bir korku ve gerilim deneyimi sunmakta. Hakikaten 1970’lerde ve denizin ortasındaki bir petrol platformunda olduğunuzu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Oyunun çevre tasarımı, metalik yüzeyler, borular, kablolar ve dönemin petrol arama ekipmanlarıyla dolu, bu da oyunculara platformun soğuk ve endüstriyel atmosferini hissettiriyor. Bu detaylar, sizi yahu gerçekten bu yavaştan denizi boylamakta olan petrol platformundayız ve bir de biyokütle canavarıyla tek başımıza uğraşıyoruz dedirtiyor. Unreal motoru sayesinde, ışıklandırma ve gölgelendirme nerdeyse gerçek hayattan daha iyi ve bu oyunun korku ögelerini pekiştirmekte. Karanlık koridorlar, loş ışıklar ve ani ışık patlamaları, sürekli bir tehlike ve gerilim hissi yaratıyor. Ayrıca, platformun dar ve klostrofobik yapısı, sizin her an tetikte olmanıza neden oluyor. Grafikler, platformdaki her detayın üzerinde titizlikle çalışıldığını gösteriyor ve bu da oyunun atmosferine büyük bir katkı sağlıyor. Oyunun görsel tasarımı, oyuncuları içine çeken, onları tedirgin eden ve sürekli bir tehdit altında hissettiren bir ortam yaratıyor.

Aslında The Thing'in posterine çok benziyor hmm... Bir esin kaynağı?..

Seslendirme

En başta bahsettiğim gibi oyun İskoçya’daki bir petrol platformunda geçiyor ve tabi ki de mürettebatı oluşturan karakterlerin büyük bir çoğunluğu İskoç. Genel olarak oyunlarda pek de rastlamadığımız şu has İskoç aksanına hastayım. Hal böyleyken seslendirme bazı büyük firmaların oyunlarından sanki daha da bir güzelmiş gibi geliyor ve daha önce bahsettiğim unsurlarla birleşip oyunun atmosferine gerçeklik payı kazandıran ve oyuncuyu daha da etkilemesini sağlayan temel bir yapıtaşına bürünüyor.

Oynanış

Tüm bu övgünün ardından oyunun belki de en zayıf noktalarından birine gelmek lazım, oynanış. Yürüme simülasyonu diyebileceğimiz bu oyun, çoğunlukla ileri tuşuna basmaktan ibaret. Gerçi evet, arada zıplamalı eğilmeli ‘aksiyon içeren’ bölümler olsa da quick-time eventleri bir Heavy Rain olamıyor maalesef. Fakat bu kesinlikle hikâyeyi ve oyunun insanda bıraktığı izlenimi etkilemiyor hatta tam tersine atmosferini güçlendiriyor diyebiliriz, çünkü gidebileceğiniz tek yönün ileri olması oyunun oynarken hissettirdiği çaresizlik ve kapana kısılmışlık duygularını kat ve kat arttırıyor. Ayrıca Still Wakes the Deep 5 hadi bilemediniz 6 saatte biten bir oyun olduğundan oynanışları basit olup da 10 hatta 20 saatin üzerinde ancak bitirebileceğiniz oyunlar kadar beni rahatsız etmedi.

Yürüme simülatörü değil kesinlikle bu oyun. Bakın zıplaya da biliyorsunuz(!)

Sonuç olarak korku oyunlarını hele de psikolojik korku türünü seven biriyseniz kesinlikle oynamanız gereken bir oyun Still Wakes the Deep. Bunu yazdığım tarihte Steam’de 18 dolar olan oyun kısa oluşu göze alındığında şu an alınası bir oyun değil ama olurda gelecek indirimlerde 10 dolar civarı bir fiyata bulursanız sakın ola kaçırmayın derim.