Stockholm ve Metroları

Stockholm Metroları: Yeraltındaki sanat galerisi

İsveç’in başkenti olan Stockholm on dört adayı kapsayan bir alandan oluşuyor. Şehrin büyük bir kısmını deniz kaplıyor. Şehrin renkli binaları, ‘old town’ı, tarih kokan sokakları yeterince büyüleyiciyken neden herkes Stockholm metrolarının görülmesi gerektiğini söylüyor?

150’den fazla sanatçı tarafından tasarlanarak, dünyanın en uzun sanat galerisi ünvanını almış en meşhur Stockholm metro duraklarına yakından bakalım.


1-T-centralen Metro Durağı

1957'de açılan T-Centralen, Stockholm'ün ana metro istasyonudur. Bu metro, metroların sanatsal yolculuğunun başladığı yer olarak biliniyor. İstasyondaki mavi-beyaz desenler ve freskler, işçilerin çalışmalarını simgeliyor.

2-Stadion Metro Durağı

1973 yılında açılan Stadion istasyonu, Stockholm Olimpiyat Stadyumu'na yakınlığıyla bilinir. Bu istasyon, rengarenk gökkuşağı desenleriyle kaplıdır. Stadyumda gerçekleşen olimpiyat oyunlarına bir gönderme niteliği taşır.

 3-Rådhuset Durağı

Rådhuset durağı, kayalık bir mağarayı andıran benzersiz bir tasarıma sahiptir. Bu istasyon, şehrin eski belediye binası yakınlarında yer alır. İstasyon, İsveç'in tarihine bir saygı duruşu niteliğinde olan mimari detaylar içerir. Ziyaretçileri sanki yer altındaki bir arkeolojik kazıya götürür.

4-Solna Centrum Durağı

Solna Centrum durağı, kırmızı ve yeşil renklerin hakim olduğu çarpıcı bir görselliğe sahiptir. Duvarlar, İsveç kırsalını ve çevresel sorunları temsil eden sahnelerle süslenmiştir. Bu istasyon, doğal güzellikler ve sanayi devrimi arasındaki dengeyi gözler önüne serer.

5-Kungsträdgården Durağı

Kungsträdgården durağı, tarihi Kungsträdgården parkının hemen altında yer alır. Bu durak adeta bir yer altı bahçesini andırır. İstasyonun duvarları antik kalıntılar, efsanevi figürler ve yemyeşil bitki örtüsüyle kaplıdır. Kungsträdgården, hem doğanın hem de tarihin izlerini taşıyan eşsiz bir istasyondur.

Stockholm'ün metro durakları, her biri farklı bir hikaye anlatan sanat eserleriyle doludur. Bu duraklar, sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda şehrin kültürel ve sanatsal zenginliklerini keşfetmek için bir fırsat sunar. Stockholm metrosuna bir kez adım attığınızda, sanki şehrin kalbine inmiş gibi hissedecksiniz.