Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Hadi, Sürdürülebilirlik Hakkında Bilinçlenelim!

Sürdürülebilirlik kavramı, 20. yüzyılın ortalarından itibaren ortaya çıkan çevre sorunları ve sosyal adaletsizliklerin fark edilmesiyle gelişmiştir. 1970'ler ve 1980'lerdeki çevre hareketleri ve uluslararası konferanslar, sürdürülebilirlik kavramının daha geniş bir kabul görmesini sağlamıştır. 1992'de Rio de Janeiro'da düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı (Earth Summit), sürdürülebilir kalkınma konusundaki küresel taahhütleri pekiştirmiştir. 2015 yılında kabul edilen Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH), sürdürülebilirliğin küresel gündemdeki yerini güçlendirmiştir. Sürdürülebilirlik, günümüzde ekonomik, sosyal ve çevresel politikaların merkezine yerleşmiş bir kavramdır. İnsanlık olarak kaynakları sınırsız gibi tükettiğimiz bir yüzyıldan, sürdürülebilirliğin zorunlu bir strateji haline geldiği bir çağa geçiş yapmaktayız.

Sürdürülebilirlik, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme yeteneklerini tehlikeye atmadan, mevcut nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilmeyi hedefleyen bir yaklaşımdır. Bu tanım, 1987'de yayınlanan ve "Ortak Geleceğimiz" olarak bilinen Brundtland Raporu ile popülerlik kazanmıştır.


Sürdürülebilirlik kavramı, çevresel koruma, ekonomik büyüme ve sosyal eşitlik arasındaki dengeyi ifade eder.

Çevresel Boyut

Çevresel sürdürülebilirlik, doğal kaynakların korunması ve ekosistemlerin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için insan faaliyetlerinin çevre üzerindeki olumsuz etkilerini minimize etmeyi amaçlar. İklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı, su kirliliği ve ormansızlaşma gibi çevresel sorunlar, sürdürülebilirliğin önemini daha da artırmaktadır.


Ekonomik Boyut

Ekonomik sürdürülebilirlik, uzun vadeli ekonomik büyümenin, doğal kaynakları tüketmeden ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını tehlikeye atmadan sağlanması anlamına gelir. Ekonomik faaliyetlerin sürdürülebilir olması, ekonomik adalet, verimlilik ve yenilikçilik gibi kavramları içermektedir. İş dünyasında sürdürülebilirlik, kaynakların verimli kullanılması, yenilenebilir enerjiye yatırım yapılması ve döngüsel ekonomi ilkelerinin benimsenmesi ile mümkündür.


Sosyal Boyut

Sosyal sürdürülebilirlik, bireylerin ve toplulukların ihtiyaçlarının karşılanmasını, adaletin sağlanmasını ve toplumsal refahın artırılmasını hedefler. Eğitim, sağlık, barınma, insan hakları ve cinsiyet eşitliği gibi konular, sosyal sürdürülebilirliğin temel bileşenleridir. Toplumun her kesimine adil fırsatlar sunmak ve sosyal adaleti sağlamak, sürdürülebilir bir gelecek için kritik öneme sahiptir.



Sürdürülebilirliğin Temel İlkeleri

Sürdürülebilirlik, belirli temel ilkelere dayanır. Bu ilkeler, sürdürülebilirlik politikalarının geliştirilmesinde ve uygulanmasında yol gösterici olarak kullanılır.

Doğal Kaynakların Korunması

Doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi, çevresel sürdürülebilirliğin temel taşlarından biridir. Yenilenebilir ve yenilenemez kaynakların dikkatli ve verimli bir şekilde kullanılması, doğal ekosistemlerin korunmasını ve gelecek nesillere yeterli kaynak bırakılmasını sağlar.


Ekolojik Ayak İzi Azaltma

Ekolojik ayak izi, bir bireyin veya topluluğun doğa üzerindeki toplam etkisini ölçen bir kavramdır. Sürdürülebilirlik, ekolojik ayak izini minimize ederek çevresel etkilerin azaltılmasını hedefler. Bu, enerji tüketimini azaltmak, karbon emisyonlarını düşürmek ve atık üretimini minimize etmek gibi stratejilerle başarılabilir.


Sosyal Adalet ve Katılım

Sürdürülebilirlik, toplumun her kesiminin karar alma süreçlerine katılımını ve sosyal adaletin sağlanmasını gerektirir. Toplumun marjinalleştirilmiş kesimlerinin seslerinin duyulması ve ihtiyaçlarının karşılanması, sürdürülebilir bir toplumun inşasında kritik bir rol oynar.


Ekonomik Dayanıklılık ve Sürdürülebilir İş Modelleri

Ekonomik sürdürülebilirlik, iş dünyasında uzun vadeli dayanıklılığı ve istikrarı hedefler. Bu, iş modellerinin sürdürülebilirliğe uygun olarak yeniden yapılandırılmasını ve döngüsel ekonomi ilkelerinin benimsenmesini içerir. Döngüsel ekonomi, atık ve kaynak kullanımını minimize ederken, yenilikçi ve sürdürülebilir iş çözümlerini teşvik eder.



Sürdürülebilirliğin Uygulama Alanları

Sürdürülebilirlik, birçok farklı alanda uygulanabilir ve bu alanlarda önemli ilerlemeler kaydedilebilir.

Enerji Sektörü

Enerji sektörü, sürdürülebilirliğin en önemli uygulama alanlarından biridir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının (güneş, rüzgar, hidroelektrik, biyokütle vb.) kullanımı, fosil yakıtlara bağımlılığı azaltarak çevresel sürdürülebilirliği artırır. Ayrıca, enerji verimliliği teknolojileri ve enerji tasarrufu uygulamaları, enerji sektöründe sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılmasına katkı sağlar.


Tarım ve Gıda Üretimi

Tarım ve gıda üretimi, sürdürülebilirliğin kritik alanlarından bir diğeridir. Sürdürülebilir tarım uygulamaları, toprak verimliliğini korumak, su kaynaklarını yönetmek ve biyolojik çeşitliliği artırmak için önemlidir. Organik tarım, agroekoloji ve entegre zararlı yönetimi gibi yöntemler, sürdürülebilir tarımın temel unsurlarıdır. Ayrıca, gıda israfının azaltılması ve yerel gıda sistemlerinin güçlendirilmesi, gıda üretiminde sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılmasına yardımcı olur.


İnşaat ve Şehircilik

Sürdürülebilir şehircilik ve inşaat, çevresel etkileri minimize eden ve toplumsal ihtiyaçları karşılayan yaşam alanlarının oluşturulmasını hedefler. Yeşil binalar, enerji verimliliği yüksek malzemeler ve sürdürülebilir tasarım prensipleri, inşaat sektöründe sürdürülebilirliğin temel unsurlarıdır. Ayrıca, ulaşımda sürdürülebilir çözümler (bisiklet yolları, toplu taşıma sistemleri, yaya bölgeleri vb.) şehirlerde yaşam kalitesini artırır ve çevresel sürdürülebilirliği destekler.


Sanayi ve Üretim

Sanayi ve üretim sektörleri, sürdürülebilirlik ilkelerinin uygulanması gereken önemli alanlardır. Temiz üretim teknolojileri, atık yönetimi, enerji ve su verimliliği uygulamaları, sanayi sektöründe sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılmasına katkı sağlar. Ayrıca, döngüsel ekonomi ilkelerinin benimsenmesi, hammaddelerin yeniden kullanımı ve geri dönüşümü teşvik ederek doğal kaynakların korunmasına yardımcı olur.


Finans ve Yatırım

Sürdürülebilir finans ve yatırım, sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen projelere ve şirketlere finansman sağlamayı hedefler. Çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) kriterlerine uygun yatırımlar, finans sektöründe sürdürülebilirlik ilkelerinin benimsenmesine katkı sağlar. Yeşil tahviller, sosyal tahviller ve sürdürülebilirlik bağlantılı krediler gibi finansal araçlar, sürdürülebilir yatırımları teşvik eder.



Sürdürülebilirlik İçin Küresel Çabalar ve Politikalar

Sürdürülebilirlik, küresel ölçekte işbirliği gerektiren bir konudur. Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, OECD ve diğer uluslararası kuruluşlar, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için çeşitli politikalar ve programlar geliştirmiştir.

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri

2015 yılında kabul edilen Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH), sürdürülebilir kalkınma için küresel bir çerçeve sunar. Bu hedefler, yoksulluk, açlık, sağlık, eğitim, temiz su ve sanitasyon, enerji, iş ve ekonomik büyüme, altyapı, eşitsizliklerin azaltılması, sürdürülebilir şehirler ve toplumlar, sorumlu üretim ve tüketim, iklim eylemi, sualtı yaşamı, karasal yaşam, barış, adalet ve güçlü kurumlar ve ortaklıklar gibi 17 başlık altında toplanmıştır. SKH'ler, sürdürülebilir kalkınma konusunda uluslararası işbirliğini teşvik etmekte ve ülkelerin bu hedeflere ulaşmak için somut adımlar atmasını gerektirmektedir.


Paris Anlaşması ve İklim Değişikliği Politikaları

2015 yılında kabul edilen Paris Anlaşması, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir dönüm noktasıdır. Anlaşma, küresel ısınmayı 2°C'nin altında tutmayı ve mümkünse 1.5°C ile sınırlamayı hedeflemektedir. Paris Anlaşması, ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik ulusal katkı beyanlarını (NDC) sunmalarını ve bu beyanları düzenli olarak güncellemelerini gerektirmektedir. İklim değişikliğiyle mücadele politikaları, karbon emisyonlarının azaltılması, yenilenebilir enerjiye geçiş, enerji verimliliği ve sürdürülebilir tarım uygulamaları gibi önlemleri içermektedir.




Teknolojik yenilikler, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynar. Yenilenebilir enerji teknolojileri, enerji depolama sistemleri, akıllı şehirler ve tarımda dijitalleşme gibi yenilikler, çevresel sürdürülebilirliği artırabilir. Ayrıca, sürdürülebilir ulaşım çözümleri (elektrikli araçlar, paylaşımlı ulaşım sistemleri vb.) ve döngüsel ekonomi uygulamaları, kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlar.

Sürdürülebilir kalkınma, küresel ölçekte işbirliği gerektiren bir süreçtir. Uluslararası kuruluşlar, hükümetler, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve bireyler, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için birlikte çalışmalıdır. Küresel işbirliği, bilgi paylaşımı, teknoloji transferi ve finansman sağlama konularında önemli fırsatlar sunar.


Zorluklar ve Fırsatlar

Sürdürülebilirliğin geleceği, birçok zorluk ve fırsatı beraberinde getirir. İklim değişikliği, kaynak kıtlığı, biyolojik çeşitlilik kaybı ve sosyal eşitsizlikler gibi küresel sorunlar, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmayı zorlaştırmaktadır. Ancak, yenilikçi çözümler, sürdürülebilir iş modelleri ve uluslararası işbirliği, bu zorlukların üstesinden gelinmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, toplumun her kesiminin sürdürülebilirlik konusunda bilinçlenmesi ve harekete geçmesi, sürdürülebilir bir gelecek için kritik öneme sahiptir.



Peki Sürdürülebilirliğe Türkiye Açısından Bakacak Olursak?

Türkiye'de Sürdürülebilirlik: Mevcut Durum

Türkiye, sürdürülebilirlik konusunda son yıllarda önemli adımlar atmıştır. Özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımında ciddi bir artış yaşanmış ve çevre politikaları geliştirilmiştir. Ancak, Türkiye’nin sürdürülebilirlik performansı, küresel ölçekte bazı sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır:

  • Enerji Bağımlılığı: Türkiye, enerji ihtiyacının büyük bir kısmını ithal etmektedir. Bu durum, sürdürülebilir bir enerji politikası oluşturmanın önündeki en büyük engellerden biridir.
  • Çevresel Kirlilik: Özellikle büyük şehirlerdeki hava ve su kirliliği, sürdürülebilirlik çabalarını olumsuz etkilemektedir.
  • Atık Yönetimi: Atık yönetimi ve geri dönüşüm konusundaki eksiklikler, Türkiye'nin sürdürülebilirlik performansını olumsuz etkileyen bir diğer faktördür.

Türkiye'de sürdürülebilirlik uygulamalarının yaygınlaştırılması önünde bazı kültürel ve sosyal engeller de bulunmaktadır. Toplumun büyük bir kesimi, henüz sürdürülebilirlik bilincine tam olarak sahip değildir. Bu durum, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde değişim yaratmayı zorlaştırmaktadır. Ayrıca, hızlı kentleşme ve sanayileşme süreçleri, çevresel bozulmayı hızlandırmakta ve sürdürülebilirlik çabalarını olumsuz yönde etkilemektedir.


Toplam 193 Birleşmiş Milletler üyesinin 166 tanesinin verilerinin yer aldığı 2023 yılı Sürdürülebilir Kalkınma Raporuna göre, Türkiye 100 üzerinden 70,8 puanla 72. sırada yer aldı. Türkiye aldığı puan ile “sınırlı ilerleme kaydeden ülkeler” kategorisinde değerlendiriliyor.

38 ülkenin yer aldığı OECD (Organization for Economic Co-operation and Development — Ekonomik Kalkınma ve İş birliği Örgütü) ülkeleri arasında ise 36. yani sondan üçüncü sırada kendisine yer buldu. Türkiye’nin hemen ardından 70,05 puanla Kolombiya ve 69,71 puanla Meksika son sırada listeyi tamamlıyor.


Sürdürülebilirliğin Türkiye’de Benimsenmesi İçin Stratejiler

Eğitim ve Farkındalık: Sürdürülebilirliğin toplum genelinde benimsenebilmesi için eğitim ve farkındalık çalışmalarının artırılması gerekmektedir. Okullarda sürdürülebilirlik bilinci kazandırılmalı ve medya aracılığıyla geniş kitlelere ulaşılmalıdır.


Yenilenebilir Enerji Yatırımları: Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımlarını arttırmalıdır. Rüzgar, güneş ve hidroelektrik enerjisi gibi kaynakların kullanımının teşvik edilmesi, enerji bağımlılığını azaltarak sürdürülebilirliği artırabilir.


Yeşil Ekonomi Politikaları: Türkiye’nin ekonomik politikaları, çevre dostu ve sürdürülebilir uygulamaları teşvik etmelidir. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) yeşil ekonomiye geçişi desteklenmelidir.


Atık Yönetimi ve Geri Dönüşüm: Atık yönetimi politikaları geliştirilmeli ve geri dönüşüm oranları arttırılmalıdır. Bu, hem çevresel kirliliği azaltacak hem de doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını destekleyecektir.


Yasal Düzenlemeler ve Teşvikler: Sürdürülebilirlik uygulamalarını teşvik eden yasal düzenlemeler ve vergi indirimleri gibi ekonomik teşvikler sağlanmalıdır.



Bu Konudaki Uzman Görüşleri Nelerdir?

Türkiye'de sürdürülebilirlik konusuna dair birçok akademik çalışma bulunmaktadır. Örneğin, Doç. Dr. Ayşe Kaya’nın bir makalesinde, Türkiye’de sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiği vurgulanmaktadır. Kaya, "Türkiye'nin tarımsal üretim kapasitesinin sürdürülebilirliğinin sağlanması, hem yerel hem de küresel gıda güvenliği açısından kritik öneme sahiptir" demektedir (Kaya, 2022).

Benzer şekilde, Prof. Dr. Mehmet Yılmaz'ın çalışmasında, Türkiye'de enerji politikalarının sürdürülebilirlik ekseninde yeniden yapılandırılması gerektiği belirtilmektedir. Yılmaz, "Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarına yapacağı yatırımlarla hem enerji bağımsızlığını artırabilir hem de çevresel etkilerini azaltabilir" ifadesini kullanmaktadır (Yılmaz, 2021).

Dünya Bankası’nın Türkiye raporunda da benzer bir görüş dile getirilmektedir:

“Türkiye’nin uzun vadeli sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşabilmesi için çevresel sürdürülebilirlik politikalarını ve iklim değişikliği ile mücadele stratejilerini güçlendirmesi gerekmektedir” (Dünya Bankası, 2023).



Hem yabancı bir marka hem de Türkiye'den bir kuruluş seçerek sürdürülebilirlik uygulamalarını inceleyelim.

Patagonia

Patagonia, çevresel sürdürülebilirliği iş modelinin merkezine koyan Amerikalı bir açık hava giyim ve ekipman markasıdır. Kuruluşundan bu yana doğayı koruma ve sürdürülebilirlik konusunda öncü olmuştur. İşte Patagonia'nın sürdürülebilirlik konusunda attığı bazı adımlar:


  • Malzeme Seçimi ve Geri Dönüşüm: Patagonia, ürünlerinde geri dönüştürülmüş ve organik malzemeler kullanarak çevresel etkisini azaltmayı hedefler. Örneğin, 1993 yılında geri dönüştürülmüş polyester kullanmaya başlayan ilk markalardan biri olmuştur. Günümüzde tüm ürünlerinin %68'i geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılmaktadır.
  • Tamir ve Uzun Ömür: Marka, ürünlerinin dayanıklılığını ve uzun ömürlülüğünü artırmaya yönelik çalışmalar yapar. "Worn Wear" programı ile müşterilere eski ürünlerini tamir etme, takas etme veya geri dönüştürme imkanı sunarak tüketim döngüsünü uzatmayı amaçlamaktadır. Bu program, daha az tüketim ve daha az atık üretme felsefesine dayanır.
  • Çevre Dostu Üretim ve Enerji Kullanımı: Patagonia, enerji tüketimini azaltmak ve karbon ayak izini düşürmek için yenilenebilir enerji kullanımı ve enerji verimliliği konularında büyük yatırımlar yapmaktadır. Ayrıca, tedarik zincirindeki fabrikaların çevresel ve sosyal standartlarını düzenli olarak denetleyerek sürdürülebilirlik ilkelerine uygunluğunu sağlar.
  • Kurumsal Aktivizm: Patagonia, çevresel konularda aktif olarak kampanyalar yürüten bir markadır. Hatta “Earth Tax” (Dünya Vergisi) adını verdikleri bir uygulama ile yıllık kârlarının %1'ini çevre koruma projelerine bağışlamaktadır. Ayrıca, çevresel adalet, iklim değişikliği ve doğa koruma gibi konularda müşterilerini ve toplulukları bilinçlendirmeye yönelik kampanyalar yürütür.


Eczacıbaşı Holding

Eczacıbaşı Holding, Türkiye'de sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyen ve bu doğrultuda birçok projeyi hayata geçiren önde gelen bir kuruluş olarak öne çıkmaktadır. Grup, sürdürülebilirlik stratejilerini iş yapış biçimlerinin merkezine koyarak uzun vadeli bir değer yaratmayı hedeflemektedir. İşte Eczacıbaşı Holding'in sürdürülebilirlik adına attığı adımlar:


  • Sürdürülebilir Ürünler ve Üretim Süreçleri: Eczacıbaşı, özellikle VitrA markası altında su ve enerji tasarrufu sağlayan banyo ürünleri geliştirmiştir. Bu ürünler, su tüketimini minimuma indirirken kullanıcı deneyiminden ödün vermeden çevreyi korumayı hedeflemektedir. Aynı zamanda, üretim süreçlerinde geri dönüştürülebilir malzemeler kullanmaya özen göstermekte ve atık yönetimi konusunda sıkı önlemler almaktadır.
  • Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji Kullanımı: Grup, fabrikalarında enerji verimliliğini artırmaya yönelik birçok yatırım yapmıştır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırmak ve karbon ayak izini azaltmak için çeşitli projeler yürütmektedir. Özellikle güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı konusunda öncü adımlar atmıştır.
  • Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) ve Eğitim Projeleri: Eczacıbaşı Holding, topluma katkı sağlamayı amaçlayan çeşitli sosyal sorumluluk projelerine de imza atmaktadır. Özellikle eğitim, kültür ve sanat alanlarında sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen projeler geliştirmiştir. Örneğin, Türkiye'de ilk kez "Eczacıbaşı Hijyen Projesi" ile hijyen eğitimleri vererek halk sağlığını iyileştirmeyi hedeflemiştir.
  • Çevresel ve Sosyal Performans İzleme: Eczacıbaşı, çevresel ve sosyal performansını düzenli olarak ölçmekte ve bu konudaki gelişmeleri şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmaktadır. Sürdürülebilirlik raporları ile enerji tüketimi, su kullanımı, atık yönetimi ve sosyal etkileri hakkında detaylı bilgi sağlamaktadır. Bu raporlama sayesinde, sürdürülebilirlik alanında şeffaf bir yönetim politikası izlediğini göstermektedir.
  • Sürdürülebilirlik Komitesi ve Stratejik Planlama: Eczacıbaşı Holding bünyesinde oluşturulan sürdürülebilirlik komitesi, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için stratejiler geliştirmekte ve uygulamalarını denetlemektedir. Bu komite, şirketin her kademesinde sürdürülebilirlik bilincinin yerleşmesini sağlamakta ve iş süreçlerini sürekli olarak bu doğrultuda iyileştirmektedir.

https://www.youtube.com/live/X9B1VZa-0pQ?si=-UwC_62MJQkWUHha

https://www.youtube.com/live/boy82YnfOQU?si=GK0qdH4mL9rgKeqh