Tam Ortasındayız Yağmurun

Teknoloji Çağı Hızla İlerlerken...

300.000 yıl önce Afrika'da ortaya çıktığı düşünülen insanoğlunun ileride tarih kitaplarında uzun uzun yazacak dönüm noktalarından birini daha yaşıyoruz. İçinde bulunduğumuz çağın nasıl değiştiğini bazen hayretle, bazen daha biz farkına varmadan nasıl hızla dönüştüğünü yaşarken çok anlayamasak da yüzyıl sonra tarih kitaplarında tüm detaylarıyla var olacaktır. Dijital çağ olarak adlandırılan 21. yüzyıl, hayallerin ötesinde teknolojik yenilikleri insanlığın hizmetine sunmakla kalmamış, farklı disiplinlerde yeni bilimsel yöntemlerin gelişmesine de imkân tanımıştır. Neredeyse her yeni gün bilimin, teknolojinin bir buluşuyla veya bu buluşlara kapı açacak yeni bilgilerle uyanmaya başladık.

1899'da "Artık yeni hiçbir şey yok . İcat edilebilecek her şey icat edildi" diyen Amerika Patent Dairesi Başkanı Charles Duell'un bu sözünden sonra yaşananları incelediğimizde çok farklı bir yüzyılın içinde olduğumuzu çok net bir şekilde görebiliriz. 21. yy bize evimizde oturup dünyayı tanıma şansı tanıdığı gibi covid salgınıyla birlikte hızlıca evimizden çalışıp para kazanma ve tüm hayatımızı bulunduğumuz noktada yaşama fırsatı sundu. Dijital dönüşüm ülkeler arası sınırları kaldırdığı gibi sanayi devriminden sonra yaşanan en hızlı rekabet ortamlarından birini yaşattı. Peki biz ülkece bu devrimin neresinde yer alıyor veya yer almayı planlıyoruz?

İlkokul sıralarından beridir tarih kitaplarında ecdadımızın nasıl sanayi devrimini kaçırdığını, bilimsel, endüstriyel ve coğrafi keşifleri dikkate almadığı için dünyanın gerisinde kalarak (tabi çok başka gelişmeler de yaşandı ancak en büyük etken sanayi devriminin kaçırılması ve coğrafi keşiflerdi diyebiliriz) zincirleme bir çöküş dönemine girerek halkının ve ülkesinin refah seviyesinde gerilere düşmesine neden olduğunu okuduk. Şimdi yine ülkece dünyada yaşanan bu dijital çağın gerisinde kalmamak ve bu ekonomik pazardan refahımızı yeterince artıracak payı almak için ne kadar çaba gösteriyoruz? Yüzyıl sonra tarih kitaplarında yazacağı üzere aslında tam ortasındayız yağmurun.. Sulama kanallarımızı doldurup gelecek kurak günler için yeterli suyu sağlayamazsak, bu çağı yakalayamazsak yeni bir çöküş dönemi yaşanabilir mi? Üçüncü dünya ülkesi segmentinden çıkmak için dijital çağda en çok iyi yetişmiş konusuna hakim insan kaynağına ihtiyacımız var gibi görünüyor. Beyin göçünü derhal durdurmalı ve yapay zekanın hakim olacağı düşünülen dünyaya dahil olabilmek için hızlıca yapay zekanın yaratıcısı konumuna gelmeliyiz. İzlediğimiz filmlerin, okuduğumuz kitapların bize bunu anlatmasına gerek yok çünkü bu dijitalleşme direkt olarak bireysel yaşamımıza tezahür etmiş durumda. Yetişmiş insan kaynağımızı elimizde tutmalı gerekiyorsa gelişmiş ülkelerin bu konuda izlediği yolları incelemeli, nitelikli insan kaynağı için gerekli adımları atmalıyız. Kaynaklarımızı dijitalleşmeye ciddi oranda ayırarak önümüzdeki elli yıllık planlarımızı bu alanda yapmalı, ağaçlarımızın meyve fidelerimizin sebze verebilmesi için bu yağmuru kaçırmamalıyız.