Tatar Çölü

Çölün ortasındaki Bastiani Kalesi Drogon için zamanla vazgeçemediği bir yer olacak ve başarı duygusu için beklemekten kendini alamayacak.

Tatar Çölü, İtalyan yazar Dino Buzzati'nin 1940 yılında yayımlanan eseridir. Oldukça akıcı ve anlaşılır bir üslup içeren kitap, ana karakter Teğmen Drogo'nun kısa süreli göreve gitme isteği ile başlıyor.

Drogo'nun amacı birkaç ay görevini yerine getirerek evine geri dönmek. Ancak kitaptaki derinlik tam burada başlıyor. Çölün ortasındaki Bastiani Kalesi Drogo için zamanla vazgeçemediği bir yer olacak ve başarı duygusu için beklemekten kendini alamayacak.

Drogo'nun kaleyi terk edememesinin sebebi zaman zaman annesinin yanına gittiğinde etrafında olan değişimleri fark etmesi de olabilir. Annesinin ve kardeşinin bıraktığı gibi kalmaması, arkadaşlarının evlenmesi, çocuklarının olması gibi değişimler, Drogo'nun değişim adına bir şey yaşamadığını açık şekilde fark etmesini sağlıyor. Bu durum kaleden ayrılarak geldiği yere geri dönmesini içten içe engellemiş olabilir. Drogo'nun bir başarı hikayesine sahip olma hırsı da buradan geliyor. Çölün ortasında var olan ya da var olduğu sanılan çok uzaktaki düşman gelecek ve Drogo bu saldırıyı engelleyecek, böylece yıllardır beklediği başarıya ulaşmış olacak. Tüm bunların gerçekleşmesini beklemek birkaç hafta zaman almıyor Drogon için. Ömrünü o kalede geçiriyor.

Kitap aslında her birimizin hayatına bir parça dokunuyor. Hayatımızda farkında olarak ya da olmayarak Drogo gibi davrandığımız birçok sefer olmuştur. Beklediklerimiz, beklediklerimizden vazgeçememe, beklenilen şeyin tahlilini yapmadan olduğumuz yerde tüm güzel şeylerin bir gün bizi bulacağını düşünerek günleri ayları hatta yılları devirme gibi.

Başarının ya da mutluluğun bir gün bizi bulacağını düşünüyoruz, hiçbir harekette ve girişimde bulunmadan o günün bize geleceğini düşünüyoruz. Hangi zaman diliminde gerçekleşeceğini bilmeden sadece bekliyoruz. Farkına vararak ya da varmadan günler, aylar ve yıllar geçiyor. Bu yüzden konfor alanını terk etme cesareti gösterebilmek başka başarıların önünü açabilir. Denemek ve değişimi istemek gerekir. Değişim istemek cesaret gerektirir. O andaki şartları değerlendirerek harekete geçmek tüm ömre mal olmadan yeniliklerin ve başka kapıların önünü açabilir.

Drogo'nun değişim seçeneğini değerlendirerek o şekilde bir yol çizmesini içtenlikten dilerdim. Zira kitabı okuyucu olarak hüzünlü bir ruh hali ile bitiriyoruz.

Peki ya siz ne yapardınız? Kaderci yaklaşıp başarıyı beklemeyi mi tercih ederdiniz yoksa belki de hiç gelmeyecek olanı beklemeden konfor alanınızı terk ederek değişim mi isterdiniz?

''Önünde öyle çok zaman vardı ki. Yaşamdaki tüm güzel şeyler onu bekliyor gibiydi. Aceleye ne gerek vardı? Kadınları, o uzaktaki sevimli yaratıkları bile, yaşamın doğal akışının kendisine nasıl olsa bir gün sunacağı kesin bir mutluluk olarak görüyordu.''