Tekrar Zirveye Çıkmak: Return Of The Mount Hua Sect

Return Of The Mount Hua Sect manhwasının tanıtımı ve kısa bir incelemesi.


Hua Dağı Tarikatının 13. Müridi Chung Myung, 3 Büyük Kılıç Ustasından biri olan Erik Çiçeği Kılıç Azizi, dünyaya yıkım ve kargaşa getiren şeytan Chunma'yı yendikten sonra Chung Myung son nefesini bir dağın tepesinde verir. Chunma'yı durdurmak için on asil mezhep dahil toplam yirmi mezhep seferber olmuş, elitlerin elitlerinden oluşan nihai bir birlik olmasına rağmen gidenlerin neredeyse hepsi yok olmuştur. Chunma, kutsal iblis mezhebinin lideri kutsal iblistir ve aşırı güçlüdür. Chunma, son anlarında Chung Myung'a bunun bir son olmadığını, iblislerin geri döneceğini ve bu yaşandığında dünyanın iblislerin egemenliğinin altına gireceğini söylüyor. Chung Myung onu öldürmeyi başarsa da kendisi de bir süre sonra düşüyor. Aklında ise tek bir soru vardır: Hua Dağı'nın tüm üyeleri bu savaşta öldüğü için doğal olarak ömrünü adadığı mezhebe ne olacağını merak ediyordur. 

Chung Myung orada öldükten sonra bu kısa fıkranın ölümünden kalan tek miras olduğunu söylüyor. Biraz daha çalışsa bu korkunç trajedinin sonunu değiştirebileceğini kendi kendine anımsıyor ve bu andan yüz yıl sonrasında tekrar, anılarını kaybetmeden bilinç kazanıyor. Aynı görünüş ve aynı isimle. 


Chung Myung bu hayatında bir dilenci olarak Dilenciler Birliği'nde bilinç kazanıyor ve ilk başta ne olduğunu anlaması zaman alıyor çünkü onun için yüz yıl değil daha sadece birkaç saniye geçmişti. Uyandığında da zaten karşısındaki küçük çocuğa, büyüklük taslıyor ve bunu okuması gerçekten çok komikti. Chung Myung az çok ayıldıktan sonra bir dere kenarında suda kendi yansımasına bakıyor ve işte o zaman bir şeyleri anlamaya başlıyor. Yanına gelen başka bir dilenci çocuğu görünce de ona iki tane soru sorması gerektiğini söylüyor. Biri şu an kendisinin bir dilenci olduğuyla alakalı, diğeri de Chunma'yı tanıyıp tanımadığı ile alakalı. Çocuk da ona Chunma'nın yüz yıl önce Kutsal İblis Mezhebi'nin ölen lideri olduğunu söylüyor. 

Tabii Chung Myung yüz yıl sonrasına reenkarne olduğunu duyunca tabiri caizse resmen kafayı yiyor çünkü yüz yıl sonrasına reenkarne olmak demek, tamamen yalnız kaldığı ve tanıdığı herkesin şimdiye kadar çoktan ölmüş olduğu anlamına geliyor. Bunu sindirmeye çalıştıktan sonra da Hua Dağı'na ne olduğunu soruyor ve dilencinin Hua Dağı'nı bilmemesi yüzünden şaşkınlığa uğruyor. 

Kutsal İblis Mezhebi ile yapılan savaşın ardından Hua Dağı Tarikatı'nın önde gelen figürlerinin çoğu öldürülmüştü ve geride sadece mezhebin çocukları kalmıştı. Hua Dağı'nın dövüş sanatları çoğunlukla görsel ve sözlü olarak aktarıldığından bu mezhebin çöküşüne yol açmış ve sonunda on büyük tarikattan atılmıştı. Dilenci ona Hua Dağı'nı bilmediğini çünkü o mezhebin on asil mezhepten biri olmadığını söylüyor. Buna inanmadığını söyleyen Chung Myung gözleriyle görmesi gerektiğini söylüyor ve Hua Dağı'na gideceğini söyleyerek tam anlamıyla oraya koşmaya başlıyor. Tabii, işin bu şekilde yürümeyeceğini anladığında da kendini dövüş sanatlarında tekrar eğitmeye karar veriyor. İlk adı "Uyum" olan bir teknikle başlamaya karar veriyor. 

Bu arada Chung Myung'un ilk hayatındaki Sahyung'unu sürekli ona öğüt verirken görmek beni duygulandırdı. Mesela Chung Myung hikâyenin bu kısmında enerjisini tamamen kullandığı için yürüyememesi sebebiyle Sahyung'un "Bazen beynini kullanmayı unutuyorsun," demesi oldukça komikti. 

Chung Myung ikinci bölümün sonunda Hua Dağı'na varıyor ve mezhep liderine, mezhebe girmek istediğini söylüyor. Mezhebi gezerken mezhebi, mezhep yapan her şeyi maddi sıkıntılar yüzünden sattıklarını görünce de büyük hayal kırıklığına uğruyor ve burayı eski haline getireceğine dair kendi kendine yemin ediyor. Sonra da ondan büyük olan bütün sahyunglarını dövüyor. 

Evet, dövüyor. 

Çizimler o kadar güzel ki, her detayı komik göstermeyi de başarıyorlar. Çizimler, manhwanın havasıyla gerçekten uyuşuyor ki bu manhwa hakkında en sevdiğim şeylerden biri de bu. Chung Myung'un ne düşündüğünü, mimiklerini çizimlerle bize yansıtmayı çok iyi başarıyorlar. Chung Myung hepsini dövdükten sonra onun yanında el pençe divan durup sorduğu sorulara yanıt vermelerini izlemek harikaydı. 

Hikayeye dahil olan yan karakterlerimiz Hua Dağı'nın neden bu denli kötü durumda olduğunu şu şekilde açıklıyorlar: "Kılıç Azizi, mezhep liderini öldürdükten sonra Kutsal İblis Mezhebi'nden geriye kalan gruplar çok öfkelenmişler ve Zhongyuan bölgesine ilerlemişler. Sonra nedendir bilinmez, yollarını Hua Dağı'na kadar zorlayıp tüm dağı ateşe vermişler. Ve o zaman aldığımız büyük hasardan beri geçmişte sahip olduğumuz uzmanlığı hala tam anlamıyla kazanamadık." 

Ve Chung Myung'un suçu haline gelen bu durumla, ana karakterimiz ipleri eline alması gerektiğini fark ediyor. Özellikle dövüş tekniklerinin tamamen değiştiğini ve öğrencilerin gelişememesinin sebebini görüyor, bunlar da iyice sinirini bozuyor. 

Hua Dağı'nın nihai amacı, hayata çiçek açma veya hayata çiçek açma kavramıyla birleşerek doğru yolu ifade etmektir, yani hangi çiçek olursa olsun kılıcın ucundan yeni hayat tezahür ettirmektir. Erik çiçekleri motifi basitçe benimsenmiştir çünkü onların çiçekleri her yıl Hua Dağı'nı kaplamaktadır. Bu metafor aracılığıyla, Hua Dağı kendisini daha taocu olma eğiliminde olan diğer mezheplerden daha dünyevi olarak ayırıyor. Bununla birlikte, Hua Dağı'nın stilinin özünü anlamadan, uygulayıcılar Hua Dağı'nın kılıç ustalığının gerçek zirvesine ulaşamazlar ve stilin yüzeysel ihtişamı ve dış güzelliği veya kılıç vuruşlarının hızı içinde sıkışıp kalabilirler. Çiçekler, Hua Dağı'nın kılıç ustalığının doğal bir sonucudur ve uzantı olarak bazen Çiçek Açan Kılıççılar olarak anılırlar. Hua Dağı'nın nihai amacı buyken Chung Myung bununla alakalı hiçbir şey göremiyor. 

Öyle ki yıllardır erik çiçeği açtırılabilen kimse yoktur çünkü temelden itibaren kimse doğru düzgün bir teknik öğrenmiyordur. 

Chung Myung büyüklerine kendi öğretmeye karar veriyor ve önceki hayatında kimseyi öğrenci olarak almadığı düşünülürse şaşırtıcı oluyor. Gerçi o zamanda öğrenci almamasının sebebi Sahyung'una önüne kim gelirse öldüresiye döveceğini söylediği için kimse doğal olarak ona öğrenci vermeye yanaşmıyor. Chung Myung bu hayatında dediğini yaparak ilk eğitimde herkesin canını çıkarıyor ve bu uzun bir süre böyle devam ediyor. 

Şimdi de serideki favori karakterime geçelim.  

Baek Cheon, Hua Dağı'ndaki Baek soyunun en güçlü öğrencisi ve bir gün mezhebin lideri olarak mezhebin başına geçmeyi arzuluyor. Chung Myung'un ortaya çıkışından önce Baek Cheon, Hua Dağı'nın en büyük dahisi olarak biliniyordu ve birçok kişi onun mezhebi eski ihtişamına döndürmede etkili olacağına inanıyordu. Son iki yıldır tek amacı Huazhong Yarışmasında kendini kanıtlamaktı. Bu nedenle kendisi ve diğer 2. sınıf öğrencileri izolasyon eğitimine girmişlerdi. Chung Myung'la da mezhepten önce karşılaşıyorlar ve Baek Cheon onu mezhepte gördüğü gibi tanıyor. İlk başta neden ona aşırı saygılı davranıp yaptıklarına hiçbir şey denmediğini anlamasa da Chung Myung'un onu eşek sudan gelinceye kadar dövmesi anlamasına yardımcı oluyor. 

Çok akıcı bir hikayeye sahip ve çizimlerinin bu kadar güzel olması, karakterleri ve her şeyiyle okunmaya değer bir manhwa. İngilizce olarak yüz yirmi bölüme (21.04.2024 tarihi itibariyle) sahip ve bildiğim kadarıyla romanı da henüz bitmedi fakat o kadar uzun bir romana sahip ki... Bu manhwaya kadar size önerdiğim bütün manhwaların gidip romanlarını okumuş olsam da romanındaki bölüm sayısı gözümü korkuttuğu için hiç başlamadım. O yüzdendir ki manhwasını sürekli baştan okumaya devam ediyorum.

Sizi de bu maceraya davet ediyorum. 


"Emek vermekten daha önemli bir şey yoktur."

İyi okumalar:)