The Haunting of Hill House

Türkçe çevirisiyle  “Tepedeki Ev” sıradan bir perili köşk hikayesi değil. Dizinin tüm bölümlerinde aile dramı içinde boğuluyorsunuz. Beş kardeş ve beş farklı dram. Nell ve Theodora kardeşlerin bölümlerinin daha vurucu olduğunu söyleyebilirim. Dizideki dramın içeriği ailenin yaşadığı ağır travmalar ile dolu. Olivia Crain’ı canlandıran anne karakterinin sanrıları aileyi derinden sarsıyor. Beş kardeşin dramla savaşı her birini ayrı bir sürece sokuyor.  Bağımlılık, duygusal bağ kuramama, korkunç halüsinasyonlar.

Ailenin ayakta kalmasını sağlayan ve soğukkanlılığıyla dikkat çeken Hugh Crain, baba karakterini canlandırmakta. Evdeki gerilim; Olivia’nın evde yaşamış, hayalet olarak kalmış kişilerle bağlantı kurması ve çocuklarının hayatını tehlikeye atmasıyla başlıyor. Aile bireyleri ilerleyen hayatlarında tepedeki evde yaşanan duygusal kayıpların üstesinden gelmek ve sanrıların etkisinden kurtulmak için Nell’in ölümü üzerine bir araya geliyor.

Nell çocukluğunun etkisinden çıkamamış ve yüzleşmek için tekrar tepedeki eve dönen beş kardeşten biri. Nell’in, annesinin ölümü ile yüzleşmesi kendi hayatına son vermesine sebep oluyor. Terapi sürecinden geçen karakter uzun süre bu bunalımı atlatamamış.

Tüm kardeşler bu süreç içinde Nell için endişelenirken kendilerinin de bu travmayı nasıl aşamadıklarının farkına varır. Korkularıyla yüzleşmek yerine yaşadıklarını tepedeki evin duvarlarına gömen kardeşler finale doğru bir araya gelerek çözüm arayışına girecektir.