Trajik Bir Aşk Hikayesi: Orpheus ve Eurydice

Orpheus ve Eurydice'in trajik aşk hikayesi.

Yunan mitolojisinde, savaş ve kahraman hikayeleri olduğu kadar aşk hikayeleri de vardır. Ve bu aşk hikayelerinin çoğu, diğer tüm mitler gibi trajiktir. Bu yazımda sizlere Yunan mitolojisindeki belki de en acıklı olanı diyebileceğimiz bir aşk hikayesinden bahsedeceğim; Orpheus ve Eurydice.

Bu aşk hikayesini bizlere anlatan iki önemli Romalı şairdir, Virgil ve Ovid. Her ikisi de hikayeyi neredeyse aynı şekilde anlatmış olup bizim için ikisi de eşit derecede önemlidir. Antik Yunan'da, ilk müzisyenlerin ve müziği insanlara öğretenlerin tanrılar olduğuna inanılırdı. Athena'dan Apollo'ya, Hermes'ten Pan'a kadar neredeyse bütün tanrıların müziğe bir katkısı olmuştur. Çoğu müzik aletlerini yaratmış, müzik aleti yaratmayanlar ise sesleri ile herkesi büyülemişlerdir.

Orpheus ise aralarında ki en iyi müzisyen olarak kabul edilirdi. Orpheus, bir Olympos tanrısı değil, bir ölümlüydü. Bazı araştırmacılar onun 'demi-god' yani bir 'yarı tanrı' olduğunu da söyler. Annesinin 'muse' denilen ilham perilerineden Kalliope olduğu söylenir. Kalliope Yunanca'da, 'güzel sesli' anlamına gelir, bu yüzden de kendisi müzikte en yetenekli ilham perisi olarak kabul edilirdi. Babası ise Thracian'ın (Trakya) kralı Oeagrus'du. Orpheus'un yeteneğinin annesinden geldiği, doğup büyüdüğü topraklar Thracia'nın da bu yeteneğini beslediği anlatılır. Çünkü Thracia halkı Yunanistandaki müziğe en düşkün olan insanlardan oluşurdu. Orpheus'un müzik gücünün sınırları yoktu, tek rakibi yalnızca tanrılar olabilecek kadar yetenekliydi. Müziğe olan yeteneğinin yanısıra Orpheus'un en bilindik hikayesi Eurydice ile olan trajik aşk hikayesidir.

Orpheus ve Eurydice, daha ilk karşılaşmalarında birbirlerine delice aşık olurlar ve evlenmek isterler. Ancak bu aşık çiftin en mutlu günleri en karanlık güne dönüşür. Düğünden hemen sonra Eurydice çayırda yürürken bir engerek tarafından sokularak oracıkta ölür. Çok sevdiği karısının ölümüne dayanamayan Orpheus, onu geri getirmek için Hades'in hükmettiği ölüler diyarı Tartarus'a gitmeye karar verir. "Şarkımla Demeter'in kızını, Ölüler Tanrısını büyüleyeceğim; melodilerimle kalplerine dokunacak ve onu Hades'ten geri alacağım." der Orpheus. Ve gerçekten dediği gibi Tartarusta bulun tüm varlıkları sesiyle ve liriyle çaldığı melodilerle büyüler. Ölüler diyarının bekçisi, çukur iblisi denilen üç başlı ve yılan kuyruklu köpek Kerberus bile gardını indirir Orpheus'un müziğinin karşısında. Öç tanrıçaları Furiler ilk kez göz yaşı döker, Tantalos ilk defa açlığını ve susuzluğunu unutur. Orpheus karısının dünyadaki ömrü bitene dek onunla yaşaması için onu geri vermelerini ister. Tanrılar bu isteği tek bir şartla kabul eder; Tartarus'tan yeryüzüne çıkana dek Orpheus arkasındaki Eurydice'e dönüp bakmayacaktır. Orpheus bunu kabul eder ve arkasında Eurydice ile yeryüzüne doğru çıkmaya başlar. Karısını çok özlemiş olan Orpheus ona bakmamak için çok zorlanır ve yeryüzüne adım atar atmaz arkasına dönüp Eurydice'ye bakar. Ancak bu isteğine çok erken yenik düşmüştü çünkü Eurydice henüz yeryüzüne ayak basmamıştı, o hala Tartarustaydı. Böylece Eurydice Orpheus'un gözleri önünde tekrar Tartarus'un derinliklerine, karanlığa doğru düşerken Orpheus'un tek duyabildiği şey karısının ona son kez "Elveda" deyişi olur. Orpheus büyük bir üzüntüyle tekrar Tartarus'a girmeye çalışır ama tanrılar bir ölümlüyü ikinci kez içeriye kabul etmezler. Üzüntü ve pişmanlık içerisinde Thracian'a geri dönen Orpheus çayırlarda hüzünlü şarkılar söyleyip öylece etrafta dolanarak günlerini geçirir. Bir gün Orpheus yine keder dolu şarkılarını söyleyerek gezinirken Dionysus'un takipçileri olan Maenadlar ile karşılaşır. Maenadlar hazırladıkları özel şarap ve danslarıyla erkekleri sarhoş eder ve onları zevkten çıldırtarak akıllarını yitirmelerine sebep olduktan sonra onları öldürürlerdi. Orpheus'un kederini kullanıp üzüntülü genci kör kütük sarhoş eder Maneadlar ve aklını yitirmesine sebep olduktan sonra da onu vahşice öldürürler. Orpheus'un bedeninini parçalara ayırıp kafasını Meriç (Hebrus) Nehrin'e atarlar. Meriç Nehri boyunca sürüklenip Midilli Adasın'a (Lesvos) varan kafayı ilham perileri bulur ve adanın tapınağına Orpheus'un yalnızca kafasını gömerler. Vücudunun geri kalan parçaları ise, Olimpos Dağı'nın eteklerinde bulunan bir tabutta bir araya getirilerek gömülür. Orpheus'un trajik hikayesi ve ölümünden sonra Olimpos Dağı'ndaki bülbüllerin her zamankinden güzel ve tatlı öttükleri söylenir. Bunu Orpheus'un anısına mı yaparlar yoksa bu tatlı sesler Orpheus'un kendisine mi aittir bilinmez. Belki de Tartarus'ta sevdiği kadına kavuşan Orpheus'un sevinç şarkılarıdır bunlar. Tabii Tartarus'ta kavuşmak mümkünse...