Ukrayna-Rusya Krizi: Adım Adım Savaşa

Ukrayna-Rusya krizi iki ülke arasında sorun olmaktan çok ötede. Güç mücadeleleri, çkar hesapları ve kriz günden güne artmaya devam ediyor.

2014’te Rusya ve Ukrayna sınırında yaşanan gerilim, Rusya’nın Ukrayna’ya bağlı Kırım yarımadasının ilhakı ile sonuçlanmıştı. Ülkede yaşanan siyasi kriz doğu bölgelerine de sıçramış, Rus nüfusunun çoğunlukta olduğu Donetsk ve Lugansk’te (Donbas bölgesi) Rusya destekli ayrılıkçı gruplar türemiş ve Ukrayna ordusu arasında çatışmalar yaşanmıştı.

Savaş 2015’te sona erse de 2020’deki ateşkese kadar çatışmalar devam etti. Yaklaşık 15.000 kişi hayatını kaybetti.

Donetsk ve Lugansk’te tek taraflı bağımsızlığı ilan eden Rus ayrılıkçılar, Rusya ordusu tarafından doğrudan veya dolaylı bir şekilde desteklenmektedir. Fakat Kremlin, Ukrayna doğusundaki ayrılıkçıları hiçbir zaman tanımadı ancak her zaman destekledi. Halen varlığı devam eden Rus ayrılıkçılar ile Ukrayna ordusu arasında zaman zaman ateşkes ihlalleri ve çatışmalar ile gerilim artmakta. 2021 yılının mart ayında Ukrayna ordusunda yaşanan askeri kayıplar sonrası birçok askeri ve siyasi yetkililer açıklamaları ile, Rusya’nın ayrılıkçıları kullanarak Ukrayna topraklarında ilerleme planları yaptığını belirtti. Batı'nın hazırladığı istihbarat raporları da Ukrayna’yı doğrulacak nitelikteydi. Batı, Rusya’nın Ukrayna sınırına 100.000 fazla asker gönderdiğini söyledi. 

Rusya’nın Planı Ne?

Ukrayna hem Avrupa ülkeleri arasında tampon bölgedir hem de eski bir Sovyet Cumhuriyeti'dir. Rus lider Putin, bu bağlamda atıf yaparak “Eski Sovyet cumhuriyetleri NATO üyesi olamaz” dedi. Ukrayna’nın NATO’ya katılmasının çok ağır sonuçlar doğuracağını belirten Rus lider NATO’nun söz verdiği 1997’deki sınırlarına geri dönmesini istiyor. Ancak görüldüğü üzere 1997’den beri Baltık ülkeleri de dahil olmak üzere eski Sovyet topraklarının çoğunluğunda olduğu 14 ülke NATO’ya üye oldu.

Putin, başta Rusya’nın arka bahçesi olarak gördüğü Ukrayna’nın NATO’ya katılmasını istememekle beraber Batı'dan asla katılmayacağına dair güvence istiyor. Kremlin, Batı'nın bu isteksiz hareket ve aldırmazlık tavrına karşın artık harekete geçmek istiyor.

Kremlin sözcüsü Peskov “Ukrayna'da aşamalı olarak NATO işgali görüyoruz. Buna müsaade etmeyeceğiz” dedi. Ardından Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov: Batı'nın eylemlerine karşı sabrımızın sonu geldi. Biliyorsunuz ki çok sabırlıyız. Çok uzun süre kendimizi tuttuk, artık bir şeylerin olma zamanı geldi. SSCB dağıldıktan sonra, Batı ile yeni ve iyi niyet kapsamında yaptığımız anlaşmada eski Varşova Paktı ülkeleri ve AB'nin doğu sınırının, Rusya için tehdit oluşturmaması yer alıyordu. Şu anki tabloda Baltık Denizi’nden Karadeniz'e uzanan hatta NATO’ya ait yüzlerce üs ve on binlerce asker var. Bu karşılıklı anlayışın ve güvenliğin ihlalidir. Çok açık konuşuyorum. Rusya, sabrının sonuna gelmiştir. Güvenliğimiz için tüm adımlar atılacaktır. Yaptırım tehdidinden korkmuyoruz” açıklaması yaptı. 

Vladimir Putin, NATO’nun Doğu Avrupa ülkelerindeki askeri faaliyetlerinin durdurulmasını ve geri çekilmesini istemekle, Batı ittifakının Rusya’yı kuşatmak için çaba sarf ettiğini öne sürüyor.

Rusya her ne kadar işgal hazırlıklarını yalanlasa da Batı bu konuda aynı fikirde değil. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmese bile küçük çaplı faaliyetlerde bulunacağı kesin. Rusya sadece kendi topraklarının sınırına asker göndermekle kalmadı, sınır komşusu ve güdümünde olan Belarus’a da asker gönderdi.

Geçtiğimiz günlerde açıklama yapan Belarus Cumhurbaşkanı Lukaşenko: Belarus ordusunu Ukrayna sınırına yerleştireceğiz” açıklamasını yaptı. Ancak Rusya, Belarus’a ve Ukrayna sınırına gönderdiği askerlerle ilgili sadece karada olmamakla beraber Baltık Denizi'nde de birlikte tatbikat yapacaklarını belirterek daha önceden haber verilip hazırlık yapıldığını açıklıyor.

Rus lider Putin, halkının yaşadığı ekonomik krizi de unutturmak ve var olan desteğin azalmaması için olası savaş girişiminden kaçınmayacağını belirtiyor. Kırım’ın yaşadığı su problemi bunu daha da tetikliyor. Putin bir yandan “bakın bizler şu an Batı ile savaş halindeyiz, dişinizi sıkın, bu sorunlara dayanın” diyor aslında. Birçok ülke başkanının zaman zaman kullandığı bu kartı, Putin'in hem Rusya’nın çıkarı hem de kendi hakimiyeti için kullanmaktan çekinmeyeceği aşikâr. Ayrıca Moskova’nın bir diğer hedefi ise Kırım’ı unutturmak. Hedef, Kırım sorunun artık olmadığı sorunun Ukrayna doğusunda oluşan gerilimlerle gözleri başka tarafa çekmek ve dünyaya kendi gücünü gösterip beni kızdırmayın diyerek adeta yapacaklarımı görüyorsunuz, ben buradayım demesidir. Rusya, harekete geçecekleri herhangi bir eylemin ülke güvenliğini tehdit ettiği için yapacağını belirtiyor. Rusya hazırlıklarını yapsa da savaşmayacaklarını ve olabildiğince diyalog içinde olacaklarını defalarca yineliyor.

ABD ve NATO

Rusya her ne kadar NATO yayılmacılığından şikâyet ediyorsa, ABD ise Rusya’nın Doğu Avrupa’da genişlemesinden rahatsız. Geçtiğimiz günlerde açıklama yapan Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jen Psaki: “Rusya'nın her an Ukrayna'ya saldırı başlatabileceği bir aşamadayız" açıklamasının ardından, ABD Başkanı Joe Biden ise basın toplantısında Rusya ile ilgili soruya: Ne yapacağı konusunda kesin karar verip vermediğinden emin değilim. Benim tahminim, [Ukrayna'ya] gireceği yönünde. Bir şey yapması gerekiyor" şeklinde cevap vererek aslında durumun vahametini gözler önüne seriyor.

ABD’nin Ukrayna’ da Rusya’ya karşı koyabilecek yeterince gücü yok. Her ne kadar Beyaz Saray: Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi durumunda bütün seçenekler masada” dese de pek bir güç kullanacağı da muamma. Bunun yanında Biden, Rusya Ukrayna’yı işgal ederse bunun ağır bedeli olacağını, hiç görülmemiş yaptırımlar uygulayacaklarını belirtti.

ABD olası risklere karşı 8500 askerini alarma geçirerek Ukrayna’ya askeri yardımın genişletilmesi için yeni kararllar aldı. NATO ülkelerinde bulunan ABD menşeili silahların Ukrayna’ya gönderilmesine izin verdi. Ayrıca Pentagon yetkilisi ABD’nin Doğu Avrupa ülkelerindeki konuşlandıracağı asker sayısını 10 katına çıkarma niyetinde olduğunu söyledi. 

NATO, Rusya’nın Ukrayna’ya askerî harekât başlatması ihtimalinden endişeli. Öyle ki Rusya’nın Kırım ilhakından sonra Doğu Avrupa ülkelerine desteğini artırdı. Dört taburluk askerlerini Letonya, Litvanya, Estonya ve Polonya’ya konuşlandırdı. Danimarka ise geçen hafta, Litvanya’ya dört tane daha F-16 savaş uçağı ve bir savaş gemisi göndereceğini duyurdu.

Ukrayna hala NATO üyesi değil ama üstü kapalı bir şeklide NATO’ya dahil diyebiliriz. Ukrayna'nın NATO’ya katılma ihtimalini değerlendiren Zelenskiy, "Ukrayna'nın, NATO'ya katılımı konusu Ukrayna'ya bağlı değil. Batı, Ukrayna'nın, NATO'ya katılımını açıkça ilan etmeli. Ukrayna, NATO'ya katılsa da katılmasa da ordumuzu geliştireceğiz. Güçlü bir ordumuz var, ordumuza güveniyoruz. Eğer NATO düzeyinde bir ordudan bahsediyorsak kesinlikle bu seviyenin altında değiliz" dedi. NATO ve ABD ise Ukrayna’nın şu an ittifaka katılmaması gerektiği söyleminde bulunarak Rusya’yı kızdırmak istemediklerini belirtiyor. 

Rus Gazına Bağımlı Avrupa Birliği

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri Ukrayna’yı her alanda desteklediklerini dile getiriyorlar. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Ukrayna’ya herhangi bir saldırının ağır sonuçları olacağının uyarısında bulundu. AB’nin Ukrayna’nın yakın ortağı olduğu, egemenlik ve toprak bütünlüğünü desteklediğini söylüyor. AB, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarına hazır olduklarını hızlı bir şekilde karşılık vereceklerini söylüyor. Karşılığın sadece ekonomik yaptırımlar olacağı kesin çünkü Rus gazına bağımlı olan Avrupa Birliği ülkeleri sert söylemlerden kaçınıyor. Avrupa Birliği ülkeleri doğalgaz ihtiyacının yüzde 90’ını ithal ediyor ve bunun yarısını Rusya’dan temin ediyor.

Faklı görüşler barındıran AB ülkeleri, diyalog süreci yürütmeyi hedefliyorlar. AB denilince akla gelen ilk ülkelerden olan Almanya, Ukrayna ordusuna silah ihraç etmemekle beraber destek verilmesine de karşı çıkan politika yürütüyor. Geçtiğimiz gün Almanya, Ukrayna’ya sadece 5000 askeri kask gönderme kararı aldı.  

Avrupa Birliği'nden ayrılan İngiltere, Ukrayna’ya askeri ve siyasi desteğini sürdürüyor. İngiltere hafif tanksavar silahları ve anti-tank füzeleri ile Ukrayna askerlerini eğitmek için askeri birlik gönderdi. Kimi uzmanlara göre ise İngiltere silah göndererek ortamı kızıştırmayı istiyor. Brexit’den dolayı Avrupa Birliği'nden intikam almak için Ukrayna’yı kullandığını söyleyenlerde var.

Gerilim Arasında "Türkiye"

Her iki tarafla da yakın ilişkilere sahip Türkiye, gerilim arasında ABD’nin politikalarını uygulamayıp doğrudan taraf olmayı reddederek iki ülke arasında arabulucu rolü ile diplomatik temas yürütüyor. Rusya’nın Kırım ilhakını tanımayan Türkiye, her geçen yıl Kiev ile özellikle savunma sanayi alanında olmak üzere siyasi alanda ilişkilerini geliştiriyor. Rus uçağının düşürülmesi sonrası ilişkilerin daha da güçlendirilirken, TB-2 Bayraktar insansız hava araçlarının ihraç edilmesi ile ilişkiler gelişti. Ukrayna'nın İHA’ları ülkenin doğusunda kullanması Rusya’yı endişelendirmekle beraber Kremlin, Türkiye’yi Ukrayna’yı silahlandırmakla suçluyor.

Rusya ile Suriye ve Libya başta olmak üzere birçok alandan çalışan Türkiye, her iki ülke ile askeri ve ekonomik alanlarda birçok anlaşmaya sahip. Gerilimin artmasının olası savaş durumunun fayda getirmeyeceğini belirten Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemi ile tansiyonu düşürmek için arabulucu olmaya hazır. 

Ukrayna ve Rusya krizi aslında NATO ile Rusya arasındaki güç mücalesinin arka perdesi. Bir tarafta sınıra 100.000 askerini konuşlandıran Rusya var, diğer tarafta ise savunma sanayi bütçe payını artırıp ordusunu modernize ederek askeri yatırım yapan Ukrayna var. Ukrayna toprak bütünlüğünü korumak ve ayrılıkçılardan kaybettiği toprakları almak için fırsat kolluyor. Rusya ise Doğu Avrupa üzerindeki ülkelerde hakimiyetini artırıp ABD ve NATO'yu kendisine uzak tutmak istiyor. Ukrayna kontrolünde bulunmayan Donbas bölgesine olası bir operasyon düzenlemesine karşın karşıda Rus askerini bulması korkulan bir senaryo. Ukrayna olası bir savaşta yanlız başına kalacağını biliyor. Çıkar çatışmasından ABD, NATO ve Rusya'dan kendisini korumak zorunda.