Uluslararası Siyasetin Değişkenleri

Uluslarası Siyaseti Etkileyen Başat Unsurlar Nelerdir?

Ülkelerin uluslararası bazda siyasetleri incelenirken temel iki değişken üzerinden bunun yapıldığı görülmektedir. Ülkelerin güç dağılımlarına bakılması uluslararası siyasetin ilk değişkenidir. Gücün çeşitli varyasyonları olabilir. Bir ülkenin ekonomik gücü ile askeri gücü veya ideolojik gücü ile diplomatik gücü aynı şeyi ifade etmez. Bu bağlamda uluslararası ilişkiler çerçevesine ülkelerin güçleri çeşitli şekillerde ele alınabilir.

Uluslararası siyasete askeri güç bakımından ABD’nin hala etkinliğini ve hata liderliğini devam ettiğini görebilmekteyiz. Her ülkede askeri birliği, üssü olan bir yapıya sahiptir. 12 tane filo niteliğinde uçak gemisine sahiptir. Bu gemiler oldukça donanımlı ve teknolojiktir. ABD askeri güç bakımından yatırımları 800 milyar doları aşan bir imkana sahiptir. Buna karşın, en yakın rakibi olarak görülen Çin’in ise 300 milyar dolarlarda kaldığını görmekteyiz. Bu anlamda salt bir sayısal analiz yapıldığında ABD’nin rakipsiz olduğu görülmektedir. Çin uçak gemi 2 tane ile sınırlıdır. Çin’in askeri anlamda bakıldığında daha çok kara ülkesi olduğundan dolayı kara kuvvetlerinde yalnızca etkin olduğu görülmektedir, ancak ABD kara kuvvetlerinde de etkin olmakla birlikte hava ve deniz kuvvetlerinde de oldukça etkindir. Askeri birimler bakımından da bakıldığında ABD’nin başat ülke olduğu görülmektedir. Buna karşın Rusya ve Çin’e karşı bir birlikteliğe karşı ABD’nin çok da başarı gösteremeyeceğini de not etmek gerekir.

Ülkelerin ekonomileri bir başka güç varyasyonunu gösterir. Ekonomik etkinlik anlamında çok aktörlü bir yapının olduğu söylenebilir. Çin’in payında çok önemli bir artış olduğu son yıllarda görülmektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde ise bir düşüş gözlemlenmektedir. Bunu etkileyen bir faktör İngiltere’nin AB’den çıkması olarak görülebilse de ekonomik büyüme açısından da %1-%2 dolaylarında sıkışmış kalmıştır. Üçüncü dünya ülkeleri olarak ifade edebileceğimiz Amerika ve Avrupa kıtası dışarısında kalan ülkelerin küresel ekonomideki paylarının %60’lara dayandığı görülmektedir. Ancak Amerika’nın hala ekonomik anlamda gücünü gösterdiğini görebiliyoruz. ABD, AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında %3-5 arası bir ekonomik büyümeye sahip olduğu saptanmaktadır. Hala ticarete kullanılan para birimi %85 oranında ABD’ye aittir. Ülkelerin merkez bankaları hala rezerv para olarak hala %60 oranlarında dolar kullanmaktadır.

Ülkelerin ideolojik gücü ise bir başka güç değişkenidir. İdeolojik gücün yumuşak güç ile ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle soğuk savaşın ardından 2008’lere kadar ABD’nin egemen olduğunu; tek kutuplu dünyada artık tek egemen ideolojinin neo-liberal politikalar çerçevesinde kapitalizm olduğu ifade edilmekteydi. Buna karşın Çin’in ortaya koymuş olduğu model ile bu teori çürütülmüştür. Çin’de siyasal rejim anlamında tek parti totaliter bir yapı bulunmasına rağmen ekonomik anlamda gelişebilmiştir. Liberal yollara başvurmadan devlet öncülüğünde bir zenginleşmeyi sağlamış ve ekonomik anlamda ABD ile yarışır hatta önüne geçer hale gelmiştir. 

Diplomatik anlamda dünyada Çin ve Rusya’nın başat olduğu doğu birlikteliği buna karşın ABD ve AB’nin başat olduğu bir batı birlikteliğinden bahsedebilmemiz mümkündür. Türkiye gibi her ikisi arasında kalan ülkeler ise politikalarını denge üzerine kurarak şekillendirmektedir. Bu nedenle bu tür devletlere Sarkaç Devletler denmektedir. Ayrıca soğuk savaş döneminden farklı olarak ülkeler uluslararası diplomaside stratejik otonomik bir davranış gösterme eğilimindedir. Bir ülkenin yeterli gücü veya söz sahibi olmasa bile; ülkesi hakkında artık son kararlarının kendisinin vereceğini, sonuçlarına da kendisinin katılacağını ifade eder biçimde tutum ve davranış sergilerler. Bu uluslarasın siyasette farklı ittifakların ve çeşitliliğin olmasından kaynaklanır.

Uluslararası siyaseti incelerken bakılacak diğer bir değişken ise başat ülkelerin normlarını ve ortak değerlerini ne derece diğer ülkelere dayatabildiğinin tespit edilmesini içerir. Bu kapsamda AB’nin ne derece İnsan Hakları veya Demokrasiyi diğer Avrupayi olmayan ülkelere benimsetebildiğinin tespit edilmesi uluslararası siyasetteki etkisini gösterir.