Vekalet Savaşları

İthaf ettiği olayları bilseniz de, “Vekalet Savaşları"nın kavram olarak neyi karşıladığını biliyor musunuz?

Vekalet savaşları iki ülkenin veya bir ülke ile bir devlet dışı aktörün arasındaki silahlı çatışmaya verilen isimdir. Bahsi geçen devlet dışı aktör politik karşıt bir grup olabilir. Burada taraflar çatışmaya doğrudan dahil olmayan diğer bir veya birden fazla taraf adına hareket ederler. Bir çatışmaya vekalet savaş niteliği verirken dış aktörler ile aksiyon alan taraflar arasında uzun ve doğrudan bir ilişki olduğunu görürüz. Bu savaşların genelde ideolojik veya dini amaçlara hizmet ettiğini söyleyebiliriz.

Doğrudan savaşlara nazaran dış aktörler için daha kârlı olduğuna inanılan vekalet savaşları, tarihsel olarak orta çağdan beri uluslararası ilişkilerin bir parçasıdır. Örneğin ABD gibi güçlü bir devletin, kendi askeri gücünü göndermek yerine bu yöntemi tercih ettiğini varsayalım. ABD bu şekilde istediği bir grup veya devlete, istediği askeri harekâtı düzenlemek adına sponsorluk sağlarken aynı zamanda insan gücü de kaybetmemiş olacaktır.  Çatışma kendi coğrafyasından çok daha uzakta olacağından bu açıdan da bir tahribat ile karşılaşmayacaktır. Bu nedenle dış devletler için bu yöntem kârlı gözükebilir.

Fakat vekalet savaşlarının bir de dezavantajlı olduğu kısımlar vardır. ABD örneğinden devam edersek, desteklediği aktöre silah, para veya stratejik yardım sağladığında kısa vadede fiziksel karışıklıktan kaçınmış olsa da uzun vadede yıllar süren bir çatışmanın içerisinde bulunma riskini kabul etmiş olur. Sağladığı yardımlar ABD’nin maddi harcamalarını olumsuz etkilerken, siyasi olarak da pahalıya mal olabilir. Ek olarak, bu kaynaklar devredildiğinde ortada vekalet bir savaşın gerçekleşeceğine dair hiçbir garanti yoktur. Söz konusu aktör teslim aldığı kaynakları kendi çıkarları için kullanabilir, üçüncü bir partiye devredebilir veya strateji değiştirebilir. Daha kötüsü, bulunduğu ekosistemde kendi gücünü artırmak için sivil halk üzerinde tehdit dahi oluşturabilir. 

Yemen ve Suriye'deki çatışmaları ele alalım. Bu iki devlet incelendiğinde devlet destekli militan grupların ve koalisyonların savaşta nasıl etkileşime girdiğini somut bir şekilde görebiliriz. Madalyonun diğer tarafındaki durum ise daha büyük bölgesel güçlerin, güç ve hakimiyet için ideolojik savaşlarını nasıl verdikleridir. Bu örneklerde kendi çıkarları için karışıklığı besleyen birden fazla dış devlet söz konusu olsa da, kabaca Körfez'de Suudi Arabistan’ın ve kuzeyde İran’ın çöküşe açık, daha küçük ülkelerdeki iç savaşlara müdahale ederek vekalet savaşlarını nasıl meydana getirdiklerini açıkça görürüz. 

Ayrıca her iki savaşın da aşırı yoksulluk ve kıtlık, ülke içinde yerinden edilme ve kitlesel insani ihtiyaçların karşılanamaması gibi önemli sorunlara kaynak oluşturduğu su götürmez bir gerçektir. Bu noktada, bu örnekler ile aslında bu tür savaşların kârlı bir yanının var olma ihtimalinin pek de söz konusu olmadığını söylemek çok da yanlış olmayacaktır bence. 


Kaynak: 1
Görsel Kaynakları: 1 / 2