Yazmanın İyilileştirici Gücü: Günlük Tutmanın Önemi

Günlük tutmak neden önemlidir? Faydaları nelerdir?

Günlük tutmak, kişinin her gün yaşadıklarını ve hissettiklerini yazıya geçirmesidir. Çocukken birçok insan günlük tutmuştur ama bu eylem sadece çocuklukta yapılan bir alışkanlık değildir. Modern psikoloji ve kişisel gelişim dünyasında yazmanın öneminin arttığı vurgulanır. Kişi duygu durumunu yazıya geçirerek psikolojik olarak rahatlar ve daha iyi hisseder. Günlük tutan kişiler kendilerini daha hafif hissettiklerini belirtir. İletişimin azaldığı günümüz dünyasında, yazmanın iyileştirici bir gücü olduğu açıktır.

Günlük yazmak gün içinde yapılan aktivitelerden ziyade, aslında kişinin duygu durumunu aktardığı yazılı bir dinleyicidir. Günlük yazan kişi, karmaşık düşünce ve duygularını bu sayede düzenlemiş olur. Aradan zaman geçip eski günlüklerini okuyan kişi, düşünce ve duygularına daha sağlıklı bir bakış açısıyla bakabilir. Ayrıca günlük tutmanın stres hormonlarını azalttığına dair bilimsel çalışmalar mevcuttur. Cambridge Üniversitesi’nin bir çalışmasına göre, duygularını yazıya döken bireylerin stres seviyeleri %27 oranında azalıyor. Çünkü günlük yazan birey, yargılanmayacağını ya da eleştirilmeyeceğini bilerek tüm açık duygu ve düşüncelerini yazıya döküyor. Ve duygularını daha açık bir şekilde ifade edebilen birey; stres, anksiyete ve öfke gibi olumsuz duygularını daha iyi yönetebilir. Ayrıca kişi yazarak kendine ayna tutabilir. Kendi duygularını anlayan ve onları daha kolay kontrol edebilen kişi, daha güçlü bir mental yapıya sahip olur.


Günlük tutmak aynı zamanda belirli bir hedefi olan kişiler için çok faydalı olabilir. Hedefe giden yolda her gün alınan yazılı kayıtlar, kişinin gelişimini görmesi açısından faydalı olur. Bu şekilde ilerlemenin takibi yapılabilir. Günlük tutmanın yaratıcılığa da oldukça etkisi vardır. Virginia Woolf ve Franz Kafka gibi önemli yazarlar, yazma alıştırmalarını günlük tutarak yerine getirmişlerdir. Bu yazarların günlükleri günümüzde hala birer ilham kaynağı. Yazarlık alanında ilerlemek isteyen kişi, yazdığı günlüklerden ilham alarak yazılarını okuyucularına ulaştırabilir.

Her yazı tipinde olduğu gibi, günlük yazmanın da bazı teknikleri mevcuttur. Örneğin serbest yazım tekniğiyle kişi zihnine gelen her şeyi yazıya döker. Bu tekniğin edebiyattaki adı “bilinç akışı tekniği”dir ve en önemli öncüsü Virginia Woolf’tur. Virginia bu tekniği birçok roman ve denemesinde kullanmıştır. Bir diğer teknik, sorularla günlük yazma tekniğidir. Kişi günlüğüne örneğin şu soruyla başlayabilir: “Bugün beni mutlu eden neydi?” Bu tarz sorular, günlük tutan kişinin duygu durumunu daha kolay anlamasını sağlar. Teşekkür günlüğü de kullanılan günlük tiplerinden biridir. Gün içinde minnettar olunan şeyleri yazmak pozitif düşünmeyi artırdığı için, kişinin kişisel gelişimine olumlu katkıda bulunur.

Günlük tutmanın faydaları uzun vadede daha net anlaşılır. Geçmiş yazıları okumak, bireyin ne kadar yol aldığını görmesini sağlar. Zorlukların nasıl üstesinden geldiğine dair somut kanıtlar oluşturur. Bu durum kişinin motivasyon kaybı yaşadığı noktada, motivasyonunu tekrar kazanmasını sağlayabilir. Ayrıca unutulmak istenmeyen bazı hatıraları canlı tutar. Bu sayede kişi o güne tekrar dönebilir ve hissettiği duygu ve düşünceleri tekrar yaşar.

Günlük tutmakta zorlanan veya bunun için motivasyon arayanlar, başlangıçta günde sadece 5 dakikalık yazma alışkanlığı edinerek işe başlayabilir. Alınan keyif ve tatmin ile gün içindeki yazma süresi uzayabilir. Ayrıca günlük yazarken kalıplaşmış ifadelere girmeye gerek yoktur. Kişi istediği kalıpta günlüğünü yazabilir. Motivasyon için renkli kalemler, güzel defterler gibi araçlar kullanılabilir. Bu, kişiyi yazması için motive eder ve süreklilik kazandırır.

Sonuç olarak, günlük tutmak kişinin duygusal, zihinsel ve yaratıcı gelişimi için basit ama etkili bir yöntemdir. Duygu karmaşası yaşayan bireyler için düzenleyici bir rol oynar. Kişinin kendine özel tuttuğu kayıtlar onu motive ve mutlu eder. Virginia Woolf “Ve eğer gerçek hayat bu kadar aşırıysa, hayali hayatın da takip edilemez olması gerekiyor. Öyleyse yazın, gençken yazın, saçmalayın.” der. Ve şu asla unutulmamalıdır ki, herkesin kendi hikayesini yazma hakkı vardır.