Yengeç Sepeti Teorisi

İş ilişkilerimizi derinden etkileyen yengeç sepeti sendromu hakkında kısa yazı.

Yengeç sepeti teorisi Filipinler'de balıkçıların yengeç tutarken yengeçler üzerinde gözlemledikleri üzerine bir metafor olarak kurulmuştur. Kovada bulunan yengeçler tırmanarak dışarıya çıkmaya çalışırlar fakat hangi yengeç yukarı çıkmayı başarırsa hemen peşinde bulunan bir diğer yengeç onu tutarak geri çekmektedir.

Zaman geçtikçe kovada bulunan yengeçler bu duruma alışıp pes etmektedir fakat yeni eklenenler bu durumu bir diğerleri gibi baştan tecrübe etmektedir. Burada zaten bulunan ve bu duruma alışmış olan eski yengeçlerse yeni gelenlerin düzeni bozacaklarını düşünüp yukarı tırmandıkça yeni yengeçleri aşağıya çekmeye başlar. Sonucunda yengeçler ölene kadar bu durum devam etmektedir. Yengeçler beraber kovadan çıkmaya çalışmak yerine birlikte ölmeyi tercih ederler. Kavram ben sahip olamıyorsam sen de olama anlayışıyla bir rekabeti işler.

Teori; bireyde bulunan korku, öz güven eksikliği, bencillik, başarısız olmak gibi duyguların kendi bulundukları konumu korumak için etrafında bulunan kişilerin ilerlemesini engellemek istediği gibi anlamlar taşır.

Bu sendrom ve belirtileri çalışma yaşamında kesinlikle kabul görmeyen davranışlar arasındadır. Ücret, başarının getirdiği haz gibi unsurlar çalışma hayatında rekabetin oluşmasını sağlar. Bazen bu istekler olumsuz yönde gelişerek çalışanı ve çalışma ortamını olumsuz yönde etkileyecek davranışların oluşmasına sebebiyet verir.

Teorinin insanlar temelinde oluşmasının nedenlerine bakıldığında; Bireyin kendiyle aynı konumda bulunan kişilerle kendisini kıyaslaması ve bunun getirisi olarak kendisini yetersiz görmesi en önemli unsur olarak görülür.

Başka bir neden de bireyin çevresel faktörlerin kendi başarılarını engelleyeceğini düşünerek etrafında bulunan kişileri de aşağıya çekmeye çalışmasıdır. Kişi sürekli statüsünü ve saygınlığını kaybedeceği korkusuyla yaşamaktadır. Bireyin öz güven yetersizliği buna sebep olacağı gibi fazla öz güven durumu da bu sendromu tetikleyen durumlardandır. Övgü beklemesi, kendine hayranlık beslemesi, empati yapmaması, başkalarının kendini kıskandığını düşünmesi gibi durumlar kişinin ilişkilerinde sömürücü bir konumda bulunmasını sağlar ve etrafa olumsuz olarak yansıma yapar.

Yengeç sepeti sendormunun oluşumunda en büyük etken insan odaklıdır. İnsanın doğasında kıskançlık her zaman yatan bir durumdur. Fakat bireyin kıskançlık duygusu her zaman olumsuz yönde değildir. Feyz alarak kendi başarısı için çabalamak istemesini ifade eder. Sendromun ortaya çıkması olumsuz olarak bu duygunun harekete geçmesidir. Bazen isteyerek bazen ise farkında olmadan bu sendromun tetiklenmesine sebebiyet verilebilir. Bazen insanlar durumun farkında olurlar fakat onlar için yanlış bir şey yaptıkları algısı oluşmamış da olabilir. Sendrom sadece karşı tarafa değil sebep olan bireye de ortak yaşam alanlarında dışlanmak, dedikodu yapılması, mobbing gibi bireyi psikolojik olarak etkileyecek rahatsızlıklar doğurur.

Kendisinden şüphe duyan veya başkalarının başarılarını gözünde çok fazla büyüten insanlar kurum içerisinde oluşacak kıskançlık sebebiyle rekabet ortamı yaratılmasına sebep olur. Bu rekabet ortamında kişiler, iş arkadaşından rakip konumuna evrilirler ve örgüt içerisinde takım çalışmaları ve motivasyonda düşme görülür. İlerleyerek saygının yitirilmesi ve fiziksel olarak zarar verme konumuna doğru evrilen bu sendrom sonucu içsel huzurunu yitiren bireyler sosyal yaşamlarında ve iletişim hâlinde bulunduklarında zorluk çekmeye başlarlar. Kendi ve çevresi hakkında yanlış ve olumsuz fikirler yürüten bu bireyler, örgüt içerisinde verimin düşmesine sebep olurlar.


Kaynakça

-Altan, A. ve Filizöz, B. (2023). Yengeç Sepeti Sendromu (YSS). Örgütsel Davranış Kavramlar ve Araştırmalar-II, 67.

-Ünalan, Y. (2023). Bireysel ve örgütsel açıdan Ortaokullarda yengeç Sepeti Sendromu: Bir Karma yöntem çalışması (Doctoral dissertation, Marmara Universitesi (Turkey).