Zenofobi: Ayrımcılığın Gizli Yüzü – Bölüm 1

"Korku, cehaletin çocuğudur ve zenofobi bu çocuğun en tehlikeli yüzlerinden biridir." – James Baldwin

Zenofobi Nedir?

Zenofobi, bireyin yabancılara veya farklı kültürlerden insanlara karşı duyduğu korku, nefret veya güvensizlik hissi olarak tanımlayabiliriz. Bu kavram, bireylerde olduğu kadar toplumlarda da kendini gösterebilir ve tarih boyunca çeşitli şekillerde karşımıza çıkmıştır. Zenofobiye somut bir örnek verecek olursak ABD’deki 11 Eylül saldırılarından sonra İslamofobiyi örnek verebiliriz. Birde Suriyeli göçmenlere yönelik ayrımcılık ve tepkileri örnek verebiliriz. Kısa bir özet geçeceğim vermiş olduğum örneği sizlere.

  • ABD’deki 11 Eylül Saldırılarından Sonra İslamofobi: 2001’de gerçekleşen 11 Eylül terör saldırılarının ardından ABD ve Avrupa’da Müslümanlara karşı ötekileştirme ve zenofobik tutumlar hızla arttı. Birçok kişi, yalnızca dini, ırkı veya etnik kökenleri nedeniyle terörist olmakla suçlandı. Bu durumlardan sonra camilere yönelik saldırılar, Müslümanların kamusal alanda ayrımcılığa uğraması ve nefret söylemleri yaygın hale geldi. Bu durum, zenofobinin bireysel korkuların ötesine geçerek nasıl toplumsal ve politik bir sorun haline gelebileceğini göstermektedir.


  • Suriyeli Göçmenlere Yönelik Ayrımcılık ve Tepkiler: Türkiye, 2011 yılında Suriye’deki iç savaşın başlamasından sonra milyonlarca Suriyeli göçmene ev sahipliği yapıyor. Ancak geçen yıllar içinde bazı yerlerde yerel halk ile Suriyeli göçmenler arasında sosyal ve ekonomik gerilimler ortaya çıktı. Örneğin, bazı mahallelerde Suriyelilere yönelik “çok az ücrete çalıştıkları için bizi işsiz bırakıyorlar” veya “kültürel uyum sağlamıyorlar” gibi yargılar, zenofobik söylemlerin yükselmesine neden oldu. Bu durum, özellikle sosyal medyada nefret söylemleri ve Suriyeli göçmenlerin hedef alındığı fiziksel saldırılarla somutlaştı. Örneğin, Ankara’nın Altındağ ilçesinde 2021 yılında bir kavga sonrası Suriyelilere ait ev ve iş yerlerine zarar verilmesi, zenofobinin Türkiye’de de gündelik hayatta nasıl sonuçlar doğurabileceğini gözler önüne sermiştir. 


Bu örneklerle birlikte zenofobinin sadece bireysel bir korku olmadığını, toplumsal dinamikleri şekillendiren bir problem olduğunu vurgulayabiliriz.


Değerli okurlar bu konunun önemli ve uzun bir konu olduğunu düşündüğüm için ve daha anlaşılır bir şekilde anlatmak istediğim için birkaç bölüm halinde yayımlayacağım.