2. Dünya Savaşı'nda İsveç Dış Politikası
İsveç, savaş sürecinde aktif olarak savaşa girmeyen ve taraflar arasında ilişkilerini sürdüren devletlerden birisi olmuştur.
İskandinavya ülkelerinden birisi olan İsveç, 2. Dünya Savaşı'nda resmi olarak savaş dahil olmayan tek bölge ülkesidir. Bu durumun yaşanmadığı uzun ömürlü yer alan demir cevheri ve İsveç devlet adamlarının yaptığı önemli hamler önemlidir.
Almanya 1 Eylül 1939 tarihinde Polonya'yı resmi olarak işgal etmesiyle resmi olarak 2. Dünya Savaşı başladı. Almanya'nın bu hareketine karşılık Fransa ile Birleşik Krallık da Almanya'ya savaş ilanı verdi. SSCB ile Ağustos 1939'da imzalanan Molotov-Ribbentrop Saldırmazlık Paktı nedeniyle SSCB de Polonya'ya doğudan saldırdı. Avrupa'daki bu savaş dalgasından en çok etkilenen coğrafyalardan da hiç kimse şüphesiz İskandinavya olmuştur.
Danimarka ve Norveç'in İşgali
Polonya'nın ardından yönünü bu bölgeye çeviren Almanya ilk olarak Danimarka'yı 9 Nisan 1940 tarihinde 6 saatlik mücadelenin ardından işgal etti. Norveç'in içeriği nedeniyle Müttefikler'e kaptırmak istemeyen Almanya'nın merkezi olarak hamle olarak Norveç'i 9 Nisan-10 Haziran 1940 arasında kayıtlı olanlar arasında işgal edildi. Almanya bu dönemde Norveç'teki önemli yer altı korumasını korumak için İsveç'i işgal etmek yerine anlaşma yollarını kullanmıştır.
Savaşın ücretlerinden, ilan eden İsveç'ten şu anda çanlar çalmaya başlamıştı. Çünkü hem Danimarka hem de Norveç'in işgali ile Almanlar ile sınır komşusu olmuştu. Bununla birlikte savaşın ilk yıllarında özellikle ordu içerisinde Almanya yanlısı subaylar da görülmekteydi. İsveç Kara Kuvvetleri Başkomutanı Olof Thörnell başta olmak üzere diğer alt rütbedeki askerlerde Alman yanlılığını hissediyordu. Hatta ordu dışında İsveç Kralı V. Gustav bile 1. Dünya Savaşı'ndaki İsveç gibi genel anlamda Alman yanlısıydı.
1939-1942 Arası İsveç Dış Politikası
Özellikle 1940-1942 yılları arasında İsveç'ten daha çok Alman yanlısı bir politika izlemiştir. Ülke resmi olarak savaşa girmese de bu yıllar içerisinde Almanlara büyük tavizler verildi. Özellikle demir cevheri, Norveç'teki askeri birlikleri ülkelerine bağlı ve Alman savaş ve ticaret gemilerine İsveç nakliye denizlerinde hareket ediyor gibi, İsveç Almanya'ya tavizler durumu hayatta kaldı.
Tavizler ile birlikte İsveç, Almanya ile Birleşik Krallık arasında savaşı sona erdirmeye de çalışmıştır. Ağustos 1940'da Kral V. Gustav, Hermann Göring'in her iki ülke arasında barış içinde günlük görüş bildirmesini duygularla karşılamıştır. Ancak İsveç'in Arap ülkelerinin Birleşik Krallık Başbakanı William Churcill pek hoş karşılandı. V. Gustav'ın arabuluculuğundaki temel neden Sovyet komünizminin Avrupa'ya yayılacağı ve Avrupa'nın büyük güçler arasındaki savaşlarda sadece Stalin'in amaçlarına hizmet niyetiydi.
Norveç'in resmi olarak işgal edilmesi ile İsveç'te yaralı Alman askerlerin transit vize uygulamaları başladı. Ayrıca Alman askeri sanayisi için önemli bir ham madde olan demir cevherinin Almanya'ya nakledilme süreci hızlandı. 1940 yılı içerisinde Almanların coğrafyasında askeri nakliyat çok fazla değildi. Askeri dönüşüm süreci özellikle Almanların SSCB'ne karşı başlattığı Barbarossa Harekatı ile program yer alıyordu. Haziran 1941'de yaklaşık 15.000 askerden oluşan tam donanımlı Engelbrecht Tümeni 'nin Norveç'ten ayrılması ile ilk olarak İsveç'in tutulduğu yerdeki transfer günüm oldu. İsveç Koalisyon kaynağında sosyal demokratlar Almanya'ya taviz verilmemesini savunurken sağ görüşlü partiler ise bunun tek seferlik bir taviz verilebilecek öne çıkıyordu. Hatta İsveç Kralı V. Gustav da sosyal demokrat olan Başbakan'a hayır oyu tarihinde sorumluluğun alınamayacağı dahi iddia edilmekte.
Engelbrecht Tümeni'nin Norveç'ten İsveç üzerinden bağlantıya katılmasından sonra Temmuz 1941'de bir kez daha askeri geçiş izni istedi ancak bu sefer İsveç bu teklifi kabul etmedi. Almanlar her ne kadar bu karardan rahatsız olduysa da denizlerde İsveç karasularından geçme izni vermesinden dolayı iki ülke arasındaki ilişkilerde bozulmalar yaşanmamıştı.
Dengeler 1942-1943'te Değişmeye Başladı
1942 yılının sonu ve 1943'ün başında Almanların II. Dünya Savaşı'ndaki kaderi değişti. Ekim 1942'de Rommel'in Alman Afrika Kolordusu, El Alameyn'de İngilizlere karşı dayanıklı ve daha sonra Afrika'dan çekilme süreci devam etti. Ancak 2. Dünya Savaşı'nın dönüm noktası olan Stalingrad Muharebeleri'nde Almanların kesin olarak mağlup olduğu İsveç'te, Almanlara karşı sergilenmeye hazır hale getirildi.
Bu yıllar arasında daha öncesinde Almanlara olan olumlu görüşler ilerlemeye başladı. 1943 yılının başlarında Almanya ile İsveç arasında daha ciddi sorunlar ortaya çıktı. Bu dönemde ayrıca Almanya'da İsveç'e karşı bir Alman saldırı planı hazırlandı. Saldırı 1943 yazında yaşanacak şekilde planlandı. İsveç de Almanların köylerine yönelik asker alımları artırılmış ve savunma alanı harcamalarına yönelik artışlar yaşanmıştır. Fakat Almanlar İsveç'e resmi olarak savaş ilanı yapılmadı. Çünkü Alman askerlerin başlangıçta bakım ayarlarına ihtiyaç duyulduğu için İsveç planının iptal edilmesi durumunda kaldı.
İsveç bu durumla birlikte Almanya'nın taleplerine karşı daha küçümseyici bir tutum benimsemeye başladı. 1943 yazında İsveç, Almanya'nın ülke toprakları içerisinde ve karasularından geçişine izin veren anlaşmayı iptal etti. Nisan 1944'te Almanlar son kez İsveç'i tehdit etti. Almanlar tekrardan İsveç'e saldırmayı planlasa da yine savaş açılmamıştı. Çünkü Alman askerlerin aktif savaş bölgelerinde çatışma vardı. Almanya, İsveç ile ayrı bir cephede savaşmaya devam ediyor durumda.
1944 yılında İsveç, Almanya'ya ihraç edilen demir cevherinin üretimine başlandı ve sonbaharda Alman-İsveç ticareti tamamen durdu. Bu olaylarla birlikte İsveç savaşının sonunun tamamen Almanlara yönelik operasyonu sürmüş ve savaş boyunca doğru Müttefiklere hava üslerini de açmıştır.
Sonuç
İsveç, 2. Dünya Savaşı'nın oynanmasından hemen sonra yedeklerini ilan etti. Her ne kadar İsveç'te kayıtlı olduğu ilan ediliyorsa, o zaman hem Almanlara hem de Müttefiklere yardım edilebiliyordu. Savaşın ilk dönemi olan 1939-1942'ye kadar İsveç ağırlıklı olarak Alman yanlısı halkını benimsemişti. Yani onun iki istikrarında gerekli zaman yardımcısı olan İsveç ağırlıklı olarak Almanya'da oynuyordu. ve Norveç'in resmi olarak Danimarka'nın işgal edilmesi ile birlikte Alman yanlısı bölgesellik modelinin ayrılmasının daha da büyümesi ve İsveç'in savaşa girişinin engellenmesi amacıyla diplomasi bağlantıları kesildi. 1940-1941 yıllarında Alman yaralı askeriyeye yönelik, Alman savaş ve ticaret gemilerine yönelik karasularından geçiş hakkı ve Norveç'teki Engelbrecht Tümeni'nin finansöre ulaştırılması konusunda Almanya'ya çeşitli tavizler verilmiştir. Ancak Stalingrad'da ve Afrika'da kazanılan büyük yenilgilerin ardından İsveç Almanya'nın yeni askeri geçişi reddedilmeye başlandı. 1942 yılı sonu 1943 yılı sonucu İsveç'ten ağırlıklı olarak Müttefik devletlerle birlikte gelişmeye çalışmıştır. Almanya bu dönemde 2 kez İsveç'e saldırmayı planlamış askeri kuvvetlerin cephelerindeki güç artışı nedeniyle işgal planı uygulanamadı. 1944 yılı kayıtlıysa İsveç demir madeni ihracını kesmiş ve 1944 sonbaharı itibariyle da Alman-İsveç ticareti tamamen durmuştur. Alman karşıtlığı politikasını benimseyen İsveç savaşı sonuna kadar Müttefik devletlere hava üslerini açmıştır.