Alman Kadın Hareketlerinin Öncülerinden: Louise Otto-Peters 

Bu yazımda Louise Otto'nun Kadın Gazetesi'nde yazmış olduğu yazısı üzerinden kadın haklarına dair görüşlerine değiniyoruz.

Louise Otto 1819 yılında Meissen Prusya’da doğmuştur. 16 yaşındayken ebeveynleri vefat ettikten sonra ablasıyla beraber yaşamaya başlamış ve geçimini sağlamak için roman, hikâye ve makaleler yazmış, bir dönem de gazeteci olarak çalışmıştır. Alman Konfederasyonunda Mart 1848 ile Temmuz 1849 arasında devrim hareketleri yaşanmaktayken, Louise Otto da kadınların görüşlerini ve haklarını savunmak üzere Frauen-Zeitung’u [Kadın Gazetesi (ilk alman kadın siyaset gazetesi)] kurmuştur. 1855 yılında da Neue Bahnen (Yeni Yollar) adlı kadın dergisini kuran Otto, vefatına kadar burada editörlük yapmıştır. Louise Otto’nun kadın hakları adına yapmış olduğu en büyük çalışma, dört diğer kadın hakları savunucusu ile birlikte kurmuş olduğu Allgemeiner Deutscher Frauenverein yani Alman Kadınlar Birliği’dir.

Louise Otto yazılarında birçok önemli konuya değinmiş ve ilgi çekici eleştirilerde bulunmuştur. Kadın Gazetesi’nin ilk sayısında gazetenin kuruluş ilkelerinden bahsettiği yazıda Otto, iki önemli konuya değiniyor: Birincisi, kadınlar olarak devrimlerin olduğu bu dönemde kendi hakları için savaşmaları ve özellikle sosyal olarak zor durumda olan “kız kardeşlerine” yardım etmeleri gerektiği, ikincisi kendisinin kadın hakları konusundaki yaklaşımının kendilerini “özgürleşmiş kadınlar” olarak adlandıran kişilerden farklı olduğu.

Louise Otto yazısına çok etkileyici bir cümle ile başlıyor: “Geçmişten günümüze süregelen zamanda tarihin bize öğrettiği bir şey vardır, kendini düşünmeyi unutanlar unutulmaya mahkumdur.” İşte bu sebepten de kendini düşünemeyecek durumda olan işçi kız kardeşlerini onların yerine düşünmek gerektiğini söylüyor. Daha sonrasında Otto, kadınlara bir olma çağrısında bulunuyor ve şu sözleri söylüyor: “Katılın bana kız kardeşlerim! Katılın ki etrafımızdaki herkes hakkını savunup ilerlerken biz geride kalmayalım. Niyetimiz yarısını oluşturduğumuz insanlığın başına eninde sonunda gelecek olan büyük dünya kurtuluşundan hakkımız olan payı alabilmektir.”

Louise Otto yazısının ilk kısmında gazetenin amaçlarını açıkladığını söylüyor. Bu kısmı özetlemek gerekirse; gazetenin amacı imkanları kıt olan, temel sosyal haklardan yoksun, cehalet ve yoksulluktan muzdarip kadınlara yardım sağlayıp onların ve tüm kadınların sahip olması gereken hakların peşinden koşmaktır. Yazının en sonunda Otto’nun yazar olmayan kız kardeşlerim diye ithafta bulunduğu kadınlara isteklerini ve yaşadıkları problemleri yazıp gazeteye yollamaları isteniyor. Gazetede bu şekilde ses çıkaramayanlara ses olmak amaçlanmış.

Yazının ikinci kısmında Louise Otto, kendini “özgürleşmiş kadınlar” olarak görenlerden ayırmıştır. Buradan da anlaşılacağı üzere o zaman var olan feminizm hareketleri bir birlik içinde değil. Otto “’özgürleşmiş kadınların’, kadını ‘erkeğin karikatürü’ şeklinde alçaltarak kadınların özgürleşmesi olgusunu kötü lanse ettiklerinden” bahsetmiştir. Otto’nun savunduğu feminist görüşte kadınların ekonomik haklarına daha büyük bir vurgu yapıldığı görülür. Ayrıca yazının sonunda yazarlara yazılarını yollamaları çağrısında bulunurken sadece kadın yazarlardan değil, kadın haklarını savunan her erkek ve kadın yazardan yazılar yollamasını istemesi de feminist görüşünün bir yansımasıdır. 

Louise Otto'nun gazetede çıkan yazısının orijinal metni için bkz. https://germanhistorydocs.ghi-dc.org/docpage.cfm?docpage_id=644&language=german