3 Madde ile Yeni Bir Bakış Açısı Kazanmak
Baktığımız yerden ne gördüğümüz önemli.
Belki de hızlı yaşantının bize verdiği en büyük zararlardan birisi, kendi iç dünyamızın dışarıya açıldığı noktada aslında kontrolün bizde olduğunu unutturmaktır.
Bir toplantıya vaktinde yetişmek, son otobüsü kaçırmamak, tam saatinde olunması gereken yerde boy gösterme zorunlulukları bizleri kontrolün dış dünyada olduğuna ikna etmiş olabilir. Resme bu yönden bakınca yetişmemiz gereken durumlar hayata devam etmenin madde boyutundaki gereklilikleridir. Aksi hâlde toplumsal bir düzenden söz edemezdik.
Fakat kendimizi kaptırdığımız bu sosyal düzen içerisindeki ruhumuzun hayata olan bakışını zenginleştirmek adına bir şeyler yapamazsak eğer kendimizi çaresiz ya da olaylar üzerinde pek de etken olamayan bir profil olarak değerlendirebiliriz.
Günlük akışın içerisinde başımıza gelecek şeyleri önceden kestirmek pek mümkün olamayabilir. Örneğin, ben her şeye uygun olarak hazırlanmışken bir görüşmem aniden iptal edilebilir. Bu noktada benim kontrol edebileceğim kısım bu iptal durumuna verdiğim tepki ve iptal edilen organizasyonun yerine neleri koymayı seçtiğimdir.
Tavırlarımın kontorlü her zaman için bendedir. Ve aslında kontrolümün en güçlü olduğu tek nokta da budur. Birçok felsefi düşünce ekolünde bahsedilen kendinin efendisi olmak vurgusu boşuna değildir elbette.
Tüm bu girişin ardından, bakış açım üzerinde gerçekleşen minik farkındalıkların hayatımdaki büyük kolaylaştırmalara olan etkisini sizlere açabilmeyi arzu ediyorum.
1.Şikâyet Etmenin Kimseye Bir Faydası Yoktur!
Sürekli olarak bir şeylerden şikâyet etmek, özellikle de şikâyet eden kişi için fazlaca yıpratıcı ve düşünce sürecindeki çözüm odağını baltayan bir tavırdır. Eğer bu tutuma alıştırdığım bir zihin çalışma sürecine sahipsem bir süre sonrasında hayatımda olan hiçbir şeyden keyif alamayan ve sadece bana rahatsız hissettiren şeyleri odak noktasına almış birine dönüşürüm.
Çevremde aksi giden her şeyi kişisel olarak algılarım ve böylelikle kendimi bir kurban olarak ilan etmiş olurum. Dolayısıyla da ben kurban olduğumda diğerleri de beni kurban etmeye aracı olan suçlu kişiler olacaktır. Ve bu durumun getirisi olarak hem kendimle olan ilişkim zarar görecek hem de çevremle yaşadığım ilişki sorunlarım ortaya çıkacaktır. Şikâyetim direkt olarak karşımdaki kişiye olmasa dahi kimse sürekli olarak her şeyden şikâyetçi olan birinin yanında bir hayat geçirmeyi tercih etmeyecektir. Çünkü hayat bundan ibaret değildir.
Gördüğümüz üzere odağımızı yerleştirmeyi seçtiğimiz şikâyet merkezli başlangıç noktası, hayatımızda bizleri imkânsız bir bakış açısına sahip kılabiliyor.
Bu durumda yapılabilecek en önemli şeylerden birisi ise şikâyet etme sebebi olarak gördüğümüz negatif durumlar kadar hayatımızda var olan pozitif durumların da farkına varmaya çalışmaktır. Ve bakış açımızı, sorun olarak gözüken şeylerden bir çözüm üretmeye doğru çevirmektir. Burada da önemli olan her zaman sorunu ilk etapta çözebilmek değil zihni çözümcül bakış açısına doğru eğitmektir ki bizi baltayan bu davranış şeklinden arınabilelim.
2.Yeni Deneyimlere Açık Olun!
Sonuna dek çaba gösterin ve asla kuşkuya düşmeyin; Hiçbir şey o kadar zor değildir, araştırın yeter. -Robert Herrick
Yeni bir şeyler öğrenmeye karar verdiğimizde endişelenmeye yatkın bir tutum sergileyebiliriz. Ya da öğrenmeye karar verdiğimiz konuda çalışmaya başladığımızda bunun zor olduğunu ve yapamayacağımızı düşünerek vazgeçmeye eğilim gösterebiliriz. Veyahut tüm bu endişe bizi ele geçirir ve baştan bir kaybeden olarak ilk adımı dahi atmaya cesaret edemeyebiliriz.
Eğer bu ve benzeri durumların içerisinde kendimizi buluyorsak hatırlamamız gerekir ki ilk adımı atabilmek yolun devamını getirecektir.
Bilmediğimiz çoğu şey en başında anlamsız ve karmaşık görünecektir. Bilmediğimiz şeyleri bildiğimiz bir şeye dönüştürmek için öğrenmek fazlasıyla doğal bir süreçtir. Hatta sürecin kendisidir. Öğrenme süreci de bir nevi kendini aşmak ve genişletmektir.
Genişlemenin, büyümeyi ifade ettiğini düşünecek olursak da her büyüme biraz da olsa sancılıdır. Bu sancı yapamayacağımızın değil yapmakta olduğumuz bir durumun habercisidir. Burada hissedilen sancı da yeni deneyimin yeni bir edinime dönüşmesinin işaretidir. Tıpkı bir annenin doğum anındaki sancısı sonrasında artık hayatına dâhil olan yeni bir canlı gibi.
Yeni deneyimler bir eğitim ile gerçekleşebildiği gibi yeni insanlar ve yeni yerleri keşfetme aracılığı ile de hayatımıza dahil olurlar. Ve tüm bu yenilikler hayata baktığımız dar alanları açar, farklı bakış açılarını bize katarlar.
Her bir yenilik de kendi içimizdeki yeni bir ben ile tanışma fırsatını bize sunmuş olur. Somutta gerçekleşen yeniyi keşfetme süreci soyutta kalmış gibi gözüken içsel keşfin bir nevi anahtarıdır.
3.Faydasız Şeylere Hoşçakal!
Bazı alışkanlıklarımız sadece daha fazla güvende hissettirdiği için hayatımızda yer kaplarlar. Bu sebeple, bir durumu gerçekten bize iyi geldiği için mi yoksa alışkanlık hâline dönüştüğü için mi hayatımızda tuttuğumuzu gözlemlemek çokça önemlidir.
Bu ayıklamayı yapabilmenin en keskin gözlem sunan yöntemi ise alışkanlıklarımızın sonucunda nasıl bir kişiye dönüştüğümüzü analiz etmektir.
Örneğin, yalnız kalmak istemediğim için fikirlerim ile uyuşmayan bir ilişkinin içerisinde olabilirim. Bu ilişki, yalnızlık korkuma bir kalkan vazifesi görüyor olabilir. Fakat günün sonuna geldiğimde fark edeceğim şey şudur ki; Yalnız kalma korkusu tüm hayatımı yönetmektedir ve sırf bu korku uğrunda kendi düşünce dünyamı hiçe saymışımdır.
Böyle bir durum beni gitgide kendime yabancılaştırır, aslında istemediğim şeyleri sadece korkularım sebebiyle hayatımın merkezine alır ve sonuç olarak bana fayda sağlıyor gibi gördüğüm fakat faydasından daha çok zararına maruz kaldığım bir döngüye sokar.
Başka bir örnekte şöyle olabilir. Kendimi her kötü hissettiğimde sosyal medyada izlediğim videolar aracılığı ile gerçek hislerimden uzaklaşmaya çalışırım. Neden kötü hissettiğimin sebebini sorgulamadan ve bu sebeplerin ışığında kendime çözümler üreterek harekete geçmek yerine bir nevi kendimi uyuştururum. Bu şekilde kullandığım bir sosyal medya içeriği beni rahatlatıyor gibi gözükse de aslında sadece sorundan kaçmamı kolaylaştırmış olur.
Bu sebep sonuç bağlantıları ile birlikte hayatımı ve davranışlarımı sorgulayarak ve en sonunda davranışlarımın bana sağladığı kazanımları kontrol ederek neyin benim için faydalı veya faydasız olduğunu ayırt edebilirim.
Faydasız olanla vedalaşmak biraz zorlu olabilir çünkü şu anda faydasız olduğunu anladığım şey bu noktaya kadar benim için bir fayda olmuştur.
Bununla birlikte kazandığım bu yeni bakış açısı bana neyin gerçekten faydalı olduğunu açıklamış ve beni yeni seçimler yapmaya teşvik etmiştir.