90'ların Muhteşem Filmleri
Sinema için en iyi seneler arasında yer alan 1990'ların en iyi filmlerinden bazıları.
Sinema, birçok iyi on yıla şahit olmuştur. Ancak filmlerle alakalı az çok bilgisi olan kime sorsanız en iyi on yıllar arasında 90'ları söyleyecektir. Sinema konusunda bir devrim niteliğindeki başyapıtlara şahit olan 90'lar, günümüz sinemasının şekillenmesinde büyük önem taşımıştır.
Bu içerikte, herkesin bildiği 90'lar filmlerinden ziyade, kısmen bilinse de yeteri kadar ilgi görmeyen filmlere yer verildi. Hak ettiğinden az değer gören bu filmleri izlemediyseniz bir şans verin, pişman olmayacaksınız.
All About My Mother (1999)
Film İspanya'da geçiyor. Yalnız bir anne olan Manuela, oğlunu yalnız büyütmüştür. Bir gün oğlu henüz 17 yaşındayken bir kazada hayatını kaybeder. Oğlu hayattayken babasını bulma umuduyla yaşamıştır. Yaşadığı büyük kaybın acısıyla Manuela, bir oğlu olduğundan habersiz eski kocasını aramaya başlar.
Usta yönetmen Pedro Almodovar'ın başyapıtı olarak kabul edilen film, Yabancı Dilde En İyi Film dalında Oscar ödülü kazandı.
Festen (1998)
Danimarka'da geçen filmde babalarının 60. yaş gününü kutlamak için toplanan ailenin hikayesi anlatılıyor. Yemek sırasında en büyük oğlu, babasının intihar eden ikizine ve kendine taciz ettiğini açıklar.
The Hunt filmiyle tanınan yönetmen Thomas Vintenberg'in Dogma 95 kuralları ile çekilen bu muhteşem filmi, en az The Hunt kadar övgüyü hak ediyor.
Breaking the Waves (1996)
Film 1970'lerde İskoçya'da geçiyor. Masum bir kadın olan Bess McNeil, hayal ettiği aşkı Jan Nyman'da bulmuştur. Çift birbirini sevmektedir ve evlenirler ancak mutlulukları kısa sürer çünkü Jan bir kaza sonucu felç kalır.
Lars Von Trier'in en iyi filmleri arasında yer alan bu güzel film, Emily Watson'ın olağanüstü oyunculuğuyla adeta devleşiyor.
Fallen Angels (1995)
Film, Hong Kong'da geçiyor. Büyük ve kalabalık bir şehirde yalnız yaşayan bir tetikçinin hayatına odaklanıyor. Kendi iç sesiyle kiralık bir katilin işlediği cinayetleri, yaşadığı olayları anlatıyor. Sadece işteyken görüştüğü kadın ortağı ile iş dışında da görüşmeye başlayınca olaylar değişir.
Wong Kar-Wai'nin tüm ustalığını yansıttığı bu film, izleyiciye harika bir deneyim sunuyor.
The Piano (1993)
Film 19. yüzyılda geçiyor. Ada dilsiz bir annedir. Flora adında bir kızı vardır. Ada, 6 yaşından beri konuşamamaktadır. Onun dili çok sevdiği piyanosudur, hislerini onunla yansıtır. Ailesinin kararıyla Yeni Zelanda'da zengin bir adamla evlendirilir. Ada, küçük kızı ile beraber hiç bilmediği Yeni Zelanda'ya taşınır. Çok sevdiği piyanosunu da yanında götürür. Ancak bazı anlaşmazlıklar yaşanması sonucu piyanosundan ayrı kalır. Ada'nın orada yaşayacağı deneyimler hayatını bambaşka bir yere sürükleyecektir.
Jane Campion'un yönettiği bu başyapıt, 3 Oscar ödülünün yanında Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye kazandı.