ABD Demokrasi Tarihinde Bir İlk Yaşanabilir Mi?
Kamala Harris başkanlık yarışına dahil oluyor. Amerika neyi seçecek?
ABD seçimleri tarihinin en olaylı günlerini yaşıyor. Bu durum dünya medyasında da geniş yer bulmaya başladı. Henüz seçimin erken dönemlerinde olmasına rağmen, Trump'a yönelik bir suikast girişimi ve ardından Biden'ın adaylığının tartışıldığı bir sürecin sonunda istifası yaşandı. Bu gelişmeler, Türkiye'nin dış ve iç politikasını da etkileyeceği için Türkiye gündeminde de geniş yer buldu.
Trump, daha önce Hillary Clinton'la yarışırken de defalarca ABD seçimlerinin hileli olduğunu iddia ederek Amerikan liberal demokrasisine karşı siyasi söylemleriyle, zaman zaman Cumhuriyetçi kongre üyelerini bile ürküten bir aday olarak öne çıktı. Hatta son olarak Biden'a karşı kaybettiği seçimin de hileli olduğunu iddia etmesi üzerine destekçilerinin Kongre Binası'nı basmasına kadar giden bir süreci körükledi. Ancak Amerika'daki kutuplaşmadan faydalanarak Cumhuriyetçi seçmeni konsolide etmeyi başardı ve bu durum onu Kasım ayındaki ABD Başkanlık seçimlerinde Cuhuriyetçi muhaliflerine karşı güçlendirdi. Özellikle "MAGA" (Make America Great Again) sloganı etrafında birleşen kırsal kesimden, güneyli seçmenlerden ve muhafazakâr Hristiyan seçmenlerden oluşan kitlenin fanatizmiyle liderlik imajı oluşturmayı başardı.
Seçim süreci boyunca, tıpkı başkanlık döneminde olduğu gibi, karşı tarafı düşmanlaştırma politikası izledi ve rakiplerini komünist ajandaları olmakla itham etti (bu Amerika için büyük bir itham), kültürel yozlaşmayı teşvik etmekle (LGBTİ+, kürtaj yasası vb.), göç sorununa çözüm üretememekle ve kendi sert göç politikalarını gerileterek göçü artırmakla suçladı. Popülist bir siyaset hattı izleyen Trump, bu suçlamalar üzerinden kendi kitlesini konsolide etmeye çalışıyor. En son, eskiden kendisini "Trump'ın Nixon gibi çıkarcı bir pislik olduğunu düşünmekle, Amerika'nın Hitler'i olduğunu düşünmek arasında gidip geliyorum"* sözleriyle eleştiren, daha sonra sıkı destekçisi olan J.D. Vance'i Başkan Yardımcısı yaparak (Elon Musk'ın önerisiyle) Cumhuriyetçiler içindeki desteğini artırmayı amaçladı (*reuters.com).
Başkanlık seçimlerine giden süreçte her zaman olduğu gibi iki aday, Biden ve Trump, televizyon programında karşı karşıya geldi. Bu programda sergilediği performansla Biden, kendi seçmeninden bile tam destek alamadı ve seçimi kazanıp kazanamayacağı, kazansa bile bir dört yılı Başkan olarak tamamlayıp tamamlayamayacağı konusunda endişeler doğurdu. Tam bu sırada Trump'a suikast girişimi gerçekleşti. Trump, bu olaydan sağ salim kurtulmayı Tanrı'nın bir lütfu olarak yorumladı ve adeta kutsanmış bir aday olduğunu savundu. Halen suikastı gerçekleştiren kişinin motivasyonu hakkında bilgi sahibi değiliz; daha çok bireysel bir saldırı olduğu görüntüsü veriyor, ama güvenlik açıklarının olduğu konusunda önemli veriler var. Cumhuriyetçi seçmenlerin önemli bir kesimi hâlâ kürtajın yasaklanmasını savunurken, bireysel silahlanmanın ise bir özgürlük olduğunu savunuyor. Yürütülen soruşturmalar sürerken Amerika'nın Gizli Servis Müdürü Kimberly Cheatle, 23 Temmuz'da istifa etti.
Biden, Demokrat Parti cephesinden gelen baskılara dayanamayarak yarıştan çekildiğini ve yerine yeni başkan adayı olarak Kamala Harris'i desteklediğini duyurdu. Kamala Harris'in adaylığı henüz kesin olmasa da Biden'ın yarıştaki yerini alacak en güçlü aday diyebiliriz. Harris, adaylığını açıkladıktan sonra, 22 Temmuz'da yaptığı ilk konuşmasında olumlu bir destek aldı. Birçok seçmene göre, Trump'a karşı dişli bir rakip olacağını gösteren bir profil çizdi. Kampanyası için toplanan bağışlar son 24 saatte 81 milyon dolara ulaşarak Amerikan siyasi tarihinde bir gün içerisinde toplanan en yüksek miktar oldu. Harris, Beyoncé'nin "Freedom" şarkısıyla kürsüye çıktı.
Harris, özellikle başsavcılık ve savcılık görevlerini üstlendiği dönemlere atıfta bulunarak, "Biliyorsunuz, ben başkan yardımcılığı görevine seçilmeden önce, Birleşik Devletler Senatörlüğüne seçilmeden önce, Kaliforniya Başsavcılığına seçildim ve ondan önce mahkeme salonunda savcıydım. Bu görevlerde her türlü yırtıcıyı, kadınları istismar eden yırtıcıları, tüketicileri dolandıran dolandırıcıları, kendi çıkarları için kuralları çiğneyen sahtekârları hedef aldım. Bu yüzden, bana inanın ki Donald Trump'ın tipini biliyorum. Genç bir savcı olarak, Kaliforniya'daki Alam County Bölge Savcılığı'nda çalışırken cinsel istismarla ilgili davalar konusunda uzmanlaştım. Donald Trump, bir jüri tarafından cinsel istismar suçu işlemekten sorumlu bulundu ve Kaliforniya Başsavcısı olarak bu tür suçlarla ilgilendim," dedi. Bu konuşmaları, salonda "Team Harris" olarak duyurduğu çalışma arkadaşları tarafından büyük alkış aldı. Görünen o ki Harris, ilerideki politikasının ilk hattını Trump'ın dolandırıcılıktan kadın istismarına kadar hüküm giydiği birçok suçla Amerikan Başkanı olacak doğru profile sahip olmadığını vurgulamak üzerine kuracak.
Konuşmasının devamında ise, "Bu kampanya sadece biz ve Donald Trump arasında değil. Donald Trump, ülkemizi birçok Amerikalının tam özgürlük ve haklara sahip olmadığı bir zamana geri götürmek istiyor. Biz, tüm Amerikalılar için yer açan, hiçbir çocuğun yoksulluk içinde büyümemesi gereken, daha fazla insanın ev sahibi olup servet biriktirebildiği, aile izni ve uygun fiyatlı çocuk bakımı gibi imkânların genişletildiği daha parlak bir geleceğe inanıyoruz. Hükümetin bir kadına bedenini nasıl kullanacağı konusunda karar veremeyeceği bir ülke inşa etmek için mücadele edeceğim," diyerek Cumhuriyetçi Parti'nin gelmiş olduğu gerici politik konuma alternatif bir gelecek inşasından bahsetti.
Kamala Harris'in güçlü bir aday olup olmadığını söylemek için henüz erken olsa da, seçimlerde en motive olan tarafın kazandığını göz önünde bulundurmak gerekir. Türkiye'de de 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde benzer bir durumda liderlik tartışmalarının motivasyonu düşürmesi ve bunun sonucunda kaybedilen bir seçim sonucu olmuştu. Bu yönden, Kamala Harris için, Demokrat Parti'nin Biden ile kaybettiği motivasyonu toparladığını söyleyebiliriz. Henüz kesinleşmiş bir adaylıktan söz edemesek de Harris'in başkanlık seçiminde başkan yardımcılığı görevini üstlenecek olası adayların isimleri dahi belli oldu:
"Josh Shapiro - Pennsylvania Valisi, Roy Cooper - North Carolina Valisi, Mark Kelly - Arizona Senatörü, Andy Beshear - Kentucky Valisi, J.B. Pritzker - Illinois Valisi, Pete Buttigieg - Ulaşım Bakanı/Sekreteri, Gretchen Whitmer - Michigan Valisi, Gavin Newsom - California Valisi"
Bu adaylar arasında şu an için öne çıkan isimse Andy Beshear - Kentucky Valisi olarak görülüyor.
250 yıllık ABD tarihinde henüz kadın bir başkan olmaması ise Demokrat seçmenlerde, kadın düşmanlığının devam ettiği ve bu durumun yarışta olumsuz etkileyeceği endişesini doğuruyor. Önceki seçimlerde sıkça adını duyduğumuz, ilerici gruptan Alexandria Ocasio-Cortez (Temsilciler Meclisi Üyesi), endişesini şu şekilde dile getirdi: "Seçimle gelen bir yetkili olarak, öne çıkan bir renkli kadın olarak, çok şey gördüm ve biliyorum ki Başkan Yardımcısı da çok şey gördü. Bu yüzden, ona yönelik olabilecek adaletsiz, kadın düşmanı ve ırkçı alt tonlar, üst tonlar, açık saldırılar ve örtük saldırılar karşısında kendimizi hazırlamamız çok önemli olacak. Adil olanı ve adil olmayanı fark edebilmemiz için gözlerimizi açık tutmamız önemlidir." * (independent.co.uk)
Elbette, istismarcısının çocuğunu doğurması gerektiğini savunan, kadının bedenine ve tercihlerine karışmayı hak olarak gören Cumhuriyetçi eril kesimden oy alamayacağı kesin olsa da, belki de bu durumu bir avantaja çevirebilir ve kadın seçmenlerin büyük çoğunluğunun oyunu alabilir. Belki de Amerika'nın uzun demokrasi tarihinde ilk siyahi başkan Obama'dan sonra, iki farklı açıdan ezilen kesimden olan Harris, ilk siyahi ve kadın Amerikan Başkanı olarak tarihte yerini alır.