Afrodit'in Türkiye'deki Evi: Afrodisias
Afrodisias antik kenti hakkında neler biliyoruz?
Antik dünyada heykel sanatçılarıyla ünlü olan Afrodisias antik kentinin tarihini ve ilginç keşfedilme hikayesini biliyor muydunuz?
Afrodit, güzellik ve aşk tanrıçası olarak Yunan mitolojisinde adını duyurmakla kalmamış, Aydın'da yer alan bu antik kente de ismini vermiştir. Kentte yapılan kazılar, usta zanaatkarlar tarafından yapılmış yüzlerce heykel ve mimari öğeyi gün yüzüne çıkarmıştır. Yüksek kaliteli mermere erişimiyle zenginleştirilmiş ve heykeltraşlık okulu ile ünlü bu şehir, bölgenin en güzel şekilde süslenmiş Roma dönemi binalarından bazılarına ev sahipliği yapıyor. Aphrodisias Antik Kenti, UNESCO'nun dünya mirası listesinde yer alan Türkiye'deki 18 mirastan biri.
Afrodisias antik kenti döneminde sanat, mimari, ibadet ve heykeltıraşlığın merkezi olarak biliniyordu. MÖ. 1. yüzyılda İmparator Augustus'un himayesi altına giren kent, büyük bir refah ve büyüme dönemine girdi. Roma döneminde, yakındaki tepelerde bulunan yüksek kaliteli beyaz ve mavi-gri mermerden yararlanarak burada bir heykeltıraş okulu kuruldu. Bugün Afrodisias müzesinde yer alan, bu ustaların ve öğrencilerin çalışmaları şehri süsleyecek ve onu bölgenin en güzellerinden biri yapacaktı. Aphrodisias'ın sanatçıları antik dünyada ünlüydü ve eserleri Roma Portekiz'i kadar uzaklarda bile bulunabiliyordu.
3. yüzyılın sonlarında Aphrodisias, Roma İmparatorluğu'nun Karia eyaletinin başkenti oldu. Ancak Roma ikiye bölününce Afrodisias şehrine Bizans hakim olmaya başladı. 4. yüzyılın sonlarına kadar Aphrodisias şehrinde her şey yolunda gidiyordu. Ancak şehirdeki Vizigot ve Arap işgalleri sırasında ve sonrasında ekonomi, siyaset ve din açısından birçok sorun ortaya çıktı. Bu sorunlar Aphrodisias'ın önemini kaybetmesine neden oldu. 7. yüzyılın başlarında şehir bir depremle yıkıldı ve bundan sonra tamamen yeniden inşa ediledi. 11. yüzyıldan sonra Selçuklular bir süre bu şehri yönetti ve Karacasu bölgesi Türkmen aşiretlerinin yerleşim yeri olarak hizmet verdi. Aphrodisias zamanla ilk kurulduğu zamanlardaki gibi küçük bir köy haline geldi ve 12. yüzyılda şehir tamamen terk edildi.
Aphrodisias Antik Kenti ilginç tarihinin yanı sıra ilginç bir keşif hikayesine de sahip. Türk fotoğrafçı Ara Güler, baraj açılışını fotoğraflamak için gittiği Aydın'da dönüş yolunda kaybolması sonucu girdiği köyde Roma tarzı sütunlar ve tarihi eserlere benzeyen diğer parçaları fark etti Ara Güler köydeki bu yapıları hemen fotoğraflamaya başladı. İstanbul'a dönerken bu bölge hakkında bilgi toplamaya çalıştı ama hiçbir şey bulamadı. Çektiği bu fotoğrafları İstanbul'da çeşitli kurumlara gönderdi ancak bir sonuç alamadı. Kentin hikayesini anlattığı yazıyı İngilizceye çevirdi ve fotoğraflarıyla beraber İngiltere'de bir dergide yayımlandı. Ardından Amerika'da yayımlanan Horizon dergisi Ara Güler'e ulaşarak kentin hikayesini ve fotoğraflarını yayımlamak istedi. Ara Güler'in yolladığı fotoğrafların hepsi siyah beyaz olduğu için derginin isteği üzerine Ara Güler Aydın'a döndü ve bölgenin renkli fotoğraflarını çekti. Bu renkli fotoğraflar tüm dünyada yankı uyandırdı. Amerikadan gelen arkeologlar yaptıkları araştırmada kentin MÖ. 500'lü yıllara dayanan ve ismini tanrıça Afrodit'ten alan Afrodisias antik kenti olduğunu anladı.
Türk arkeolog Kenan Erim kente gelip hayran olduktan sonra 1961 yılında Afrodisiasta kazı çalışmalarını başlattı. Hayatını neredeyse buradaki kazıları yönetmekle geçiren Kenan Erim'in mezarı bugün Tetrapylon'un (Antik Roma anıtı) yanında yer alıyor.
Kentin keşfedilme hikayesini bütün detaylarıyla Ara Güler'in kendisinden de dinleyebilirsiniz.
Dünyanın en iyi korunmuş stadyumuna, Afrodit Tapınağı'na, 7000 kişilik beyaz mermer tiyatroya ve kentin girişinde yer alan Afrodisias Müzesi'nde sayısız heykele ev sahipliği yapan Afrodisias antik kenti Aydın, Geyre'de ziyaretçilerini bekliyor. Giriş ücreti 40 TL olan kent, her gün 08:30 ve 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.