Aile ideolojisi Nedir?
Aile ideolojisinin ne olduğu hakkında kısa bir değerlendirme.
Aile doğumundan ölümüne kadar içinde bulunduğumuz bir kurumdur. Aile kurumu bize sahip olduğumuz değerleri, kültürümüzü öğretir. Yaşanılan çevreye, kültüre göre aile kurumunun işlevleri ve biçimleri değişiklik gösterebilir. Aile ideolojisi kavramı ise bize ideal aile kavramını anlatmaktadır. Fakat bu aile ideolojisi her toplumdaki aile için geçerli olmayabilir.
Aile ideolojisi, ideal aile olarak tanımlanan aileyi kapsamaktadır, bu ideolojide cinsiyete dayalı bir iş bölümü vardır ve kadın erkek eşit durumlarda değildir. Kadının evde kalıp çocuk bakması, temizlik yapması, ‘anne’ ve ‘eş’ görevlerini yerine getirmesi uygun görülmektedir. Erkek ise dışarıda çalışır ve evin giderleri için para kazanır ve eve ekmek getirir mantığı vardır. Evin reisi erkek olarak görülür ve kadının hiçbir söz hakkı yoktur. Bu durumun normal, doğru olduğu ve olması gerekenin bu olduğu kabul edilir. Annelik duygusunun kadınlarda doğuştan olduğu düşünülür. Bu anlamda annelik, kadınlar için doğal ve içgüdüsel olarak kabul edilmektedir. Oysa doğum biyolojik bir olayken annelik toplumsal olarak inşa edilmekte, farklı kültürlere göre farklı şekillerde tanımlanır.
Cinsiyet eşitsizliğine dayalı iş bölümü aslında çocukluktan itibaren empoze edilmektedir. Kızlara oyuncak olarak; bebek, mutfak araç gereçleri alınırken erkeklere ise araba, oyuncak silah gibi oyuncaklar alınmaktadır. Kız çocuklarına temizlik, yemek yapmak öğretilir ve sen evde yemekleri yapmalısın, çocuk bakmalısın, çalışmamalısın, evin reisi eşindir onun sözünü dinlemelisin tarzında büyütülür. Erkekler ise ev işleri yapmak kadın işidir, evin reisi erkektir o ne derse o olur tarzında büyütülür. Bu anlamda öngörülen erkek egemen/ataerkil aile biçiminde erkeğin aile reisliği ve otoritesi, aile ücretine dayalı kadının bağımlılığı ve aile içi şiddet, aile ideolojisi tarafından meşrulaştırılmakta ve aynı zamanda aile içi güç ilişkilerinin temelini oluşturmaktadır(Turhanoğlu, 2018).
Kendisini evin reisi olarak gören erkek eşine şiddet uygulama, hakaret etme hakkını da kendisinde görebilir. Bu şiddet erkek egemenliğinin meşrulaştırılmasından, erkeğin daha değerli görülmesinden, maddi güç erkeğin elinde olmasından kaynaklanmaktadır. Kadının maddi gücünü eline alması, haklarını savunması ile bu şiddet etkisiz hale getirilebilir.
Erkeklerin kadınlar üzerindeki hâkimiyetinin basitçe erkeğin kadın üzerindeki ekonomik gücünden kaynaklanmadığını, kadınların ezilmişliğinin ideolojik düzeyde gerçekleştiğini, özel olarak çekirdek ailenin buna olanak sağladığını iddia etmektedir. Aile kurumu, yarattığı cinsiyetçi ideoloji ile kadına yeniden üretici rolü tanımlayarak ücretli emeğe erişmesini kontrol eder. Bir başka deyişle ideoloji, toplumsal cinsiyetin kurulmasında hayati bir rol oynamakta bunu da aile kurumu ve aile ideolojisi ile gerçekleştirmektedir(Yeşildal, Hatice;, 2010). Bu durumda insanların bilinçlenmesiyle, okuma oranının artmasıyla olabilir. Ataerkil bir toplum düzeninin normal olduğunu savunanan aile ideolojisi, genellikle okuma oranının düşük olduğu, kırsal kesimlerde yaşayan ailelerde görülmektedir. Bu aileler büyük aile olarak bir arada yaşamaktadır. Fakat insanların gelişen sanayi ile şehire taşınması, bilinçlenmesi, okuma oranının artmasıyla bu ideolojinin çok da doğru olmadığı ortaya çıkabilir. Büyük aile olarak bir arada yaşayan aile kente taşındığında çekirdek aile halini almaktadır. Çekirdek ailenin bireyleri kent yaşamına uyum sağlayarak fikir değişikliği yaşayabilir. Kadının iş hayatına atılması yani kendi ekonomik özgürlüğünü kazanmaya başlamasıyla bu ideoloji zayıflamaya başlayabilir.
Bana göre aile ideolojisi doğru ve uygulanması gereken bir ideoloji değildir. Her ne kadar günümüz koşullarında eğitim düzeyinin artmasıyla, kadınların iş hayatına girmesi ve yükselmesiyle bu durum azalsa da ne yazık ki hala bitmiş değil. Hala bazı ailelerde, kırsal kesimlerde yaşanılan yerlerde bu aile ideolojisi ne yazık ki devam etmektedir. Çoğu kadın cinsiyet eşitsizliğine uğramakta ve şiddet görmeye devam etmektedir. Umarım en kısa sürede bu eşitsizlik durumu biter ve bu şiddet son bulur.
Kaynakça
Turhanoğlu, F. A. (2018). Aile ve ilişkiler ağı. Aile Sosyolojisi (s. 188)
Yeşildal, Hatice;. (2010). Türkiyede 1960'larda Toplumsal Gerçekçi Sinamada Aile İdeolojisi. folklor/edebiyat, 16(61), 214.