Anime Dünyasının Efsaneleşmiş İsmi: Hayao Miyazaki

Hayao Miyazaki'nin inanılmaz hayal gücüne sahip olduğunun kanıtı olan animasyon filmlerinin incelemesi.

Hayao Miyazaki, 5 Ocak 1941'de Japonya'da doğdu. Yönetmen, animatör ve manga sanatçısıdır. Miyazaki, Stüdyo Ghibli'nin kuruluşundan önce manga sanatçısı olarak "Rüzgarlı Vadi" mangasının çizeriydi. Stüdyonun kurucu ortaklarından olan Toshio Suzuki'nin ısrarıyla manga serisini filmleştirmeye ikna oldu. Böylelikle Stüdyo Ghibli Hayao Miyazaki, Isao Tahakata ve Toshio Suzuki ortaklığında kuruldu. Rüzgarlı Vadi 1984 yapımı olmasına rağmen Stüdyo Ghibli eseri sayılmaktadır.

Miyazaki, yazıp yönettiği bütün filmlerini geleneksel yöntem kullanarak seyirciye aktarmıştır. Geleneksel yöntem, film karelerinin tek tek çizilip renklendirilmesidir. Miyazaki'nin film karelerini kendisi çizip renklendirdiğini belgeselinde de görebiliriz.

Filmlerin hepsine genel olarak baktığımızda istisnasız hepsinde sosyal mesaj vardır. Stüdyo çalışanlarından Yasuo Otsuka'ya göre Miyazaki sosyal sorumluluk güdüsünü Isao Tahakata'dan almıştır. Tahakata'nın yazıp, yönettiği filmlere baktığımızda ise Miyazaki'nin gerçekten etkilendiğini görürüz.

Miyazaki uçakları ve uçmayı çok sevdiği için çoğu filminde uçak detayı bulunmaktadır. Kendisini filmlerinde domuz olarak resmettiğini dile getirmiştir. Filmlerin geçtiği mekanlara baktığımızda geleneksel Japon mekanlarının yanı sıra Avrupa tarzı mekanlar da mevcuttur. Hatta bazı filmlerde tümüyle Avrupa şehirleri baz alınarak sahneler çizilmiştir. Miyazaki'nin elinden çıkmış bütün filmler tek kelimeyle görsel şölendir. Ayrıntıların dahi tek tek renklendirilip çizilmesi, renklerin kullanışı ve renk paletinin zenginliği adeta izleyeni büyüler.

Stüdyo Ghibli'nin bütün film müziklerinde Joe Hisaişi'nin imzası vardır.

Hayao Miyaki, Akademi Ödülleri:Onur Ödülü, Venedik Film Festivali: Altın Aslan Onur Ödülü'ne layık görülmüştür.

Miyazaki'nin yazıp, yönettiği filmleri gelin birlikte inceleyelim.

Rüzgarlı Vadi(1984)


Film sanayi devriminden bin yıl sonraki bir zaman diliminde geçmekte. Sanayi devriminin dünyada yarattığı olumsuz etkiler sebebiyle zehirli böcekler,bitkiler ve zehirli amantarların yaydığı zehirli gazlar dünyayı sarmıştır. Nausicaa, az sayıda insanın tarımla uğraşıp, zehirli böcek ve mantarlarla mücadele ederek yaşadıkları Rüzgarlı Vadi'nin prensesidir. Vadinin havası diğer yerlere göre biraz daha temiz ve yaşanılabilirdir. Vadiye yabancı krallığın uçağı düşer ve sadece kargo gemisi sağlam kalmıştır. Uçağın içinde dünyayı değiştireceğine inanılan, başka bir krallıktan çalınan çok değerli birşey vardır. Uçağın vadiye düştüğü öğrenildikten sonra uçağın sahibi olan krallık Rüzgarlı Vadi'yi işgal atlına almıştır. Nausciaa hem halkını hem de dünyayı korumaya çalışmaktadır.

Film, sanayi atıklarının bıraktığı izleri ve doğanın korunmadığı halde insanların nelerle yüzleşmek zorunda olduğunu göstermektedir.

Gökteki Kale(1986)

Sheeta adında küçük bir kızın uçaktan düşüp Pazu adındaki çocuğun kollarına süzülmesiyle başlıyor filmimiz. Sheeta, boynunda taşıdığı kolyenin peşinde olan askerler tarafından esir alınmıştır. Kaçmaya çalışırken uçaktan düşmüştür. Pazu'nun kollarına süzülerek inmiştir çünkü boynunda taşıdığı kolye Laputa'nın yerini göstermektedir. Laputa, bilinen efsanelere göre içerisinde çok fazla altın, mücevher gibi hazineye sahip olmasıyla bilinmektedir. Bu sebeple kolyenin çok kıymetlidir. Kolye sadece Sheeta'nın üzerindeyken Laputa'nın yerini göstermektedir. Böylece Sheeta ve Pazu bir sürü maceranın içerisinde bulurlar kendilerini.

Açgözlülüğün nelere yol acabileceğini göstermektedir.

Komşum Totoro(1988)

Anneleri hasta olan Satsuki ve Mei etrafında dönen film, daha sakin, doğayla iç içe olacakları köye taşınmışlardır. Burada ruhların, sihirli ağaçların ve ormanın ruhu Totoro'yu keşfediyorlar. Mei ve ablası Satsuki filmin ilerleyen dakikalarında küçük bir sorunla karşılaşıp ormanın ruhundan yardım alacaklar.

Ormanla iç içe olmanın güzelliğini ve ormana saygının vurgulandığı film, özellikle küçük çocuklar için çok eğitici. Tarım yapmanın, köyde yaşamanın, arkadaşlığın ve kardeşliğin gözümüze çarptığı film, Stidyo Ghibli'nin ikonik filmidir. Totoro,filmin yayınlanmasından sonra Stüdyo Ghibli'nin maskotu olmuştur.

Kiki'nin Dağıtım Servisi(1989)

12 yaşına yeni girmiş olan Kiki, düğer tüm cadıların yaptığı gibi eğitimi için kendi şehrinden, ailesinden ayrılmak istiyordur. Yanına sadık kedisi Jiji'yi de alarak, okyanusun kenarında güzel bir şehire yerleşiyor. Tek yapabildiği uçmak olan Kiki geçimini sağlamak için teslimatçılık yapmaya başlar. Yoğun çalışmanın ardından tek cadılık yeteneği olan uçma gücünü de kaybedince zor zamanlar yaşamaya başlar. Samimiyetin, arkadaşlığın ve özgüvenin vurgulandığı film hem güldürüyor hem de düşündürüyor.

Filme baktığımızda Miyazaki'nin Avrupa mimari yapılarından etkilendiğini görürüz.

Kırmızı Kanatlar(1992)

Porco Rosso(Kızıl Domuz) İtalyan Hva Kuvvetlerinde görev yapan bir pilotken, 2.Dünya savaşı esnasında yaşadığı olay sonrasında bilinmeyen bir şekilde domuza dönüşür. Bu olaydan sonra İtalyan Hava Kuvvetlerinden ayrılarak hava korsanlarını yakalayan bir ödül avcısıdır. Bu konuda o kadar ustadır kı ün yapmıştır. Eskiden yaşadıklarını bilen tek kişi Gina'dır. Sık sık Gina'nın oteline gelir. Gina, Marco'nun geriye kalan tek dostudur. Porco, ünlü olmak isteyen Amerikalı hava korsanı Curtis ile kapışır. Bu kapışmada uçağı zarar görür ve İtalya'ya geri dönmek zorunda kalır. Faşist taraftarı olan arkadaşı orduya geri dönmediği takdirde öldürüleceğini söyler ve Porco tamir edilmiş uçağıyla birlikte İtalya'dan kaçar. Uçağının tamir masrafını tamamiyle karşılayamadığı için Curtis'le iddiaya girer ve tekrar kapışmaya mecbur kalır. Porco, Gina ve uçağını tamir eden genç mühendis Fio arasında gelişmeler yaşanır.

Filmde, Miyazaki'nin uçmaya ve uçaklara olan aşkını çok net bir şekilde görebiliriz. Film yer yer ağlatan yer yer kahkahalara boğan bir olay örgüsüne sahiptir. Dostluk bağı ve saf sevgi filmde ön plana çıkarılmıştır.

Prenses Mononoke(1997)

Köyünde huzurlu bir yaşamı olan Prens Ashitaka, ormandan köyüne doğru gelen tehlikeli bir varlığı fark eder. Lanetlenmiş domuz tanrısının köydekilere saldırmasıyla birlikte Ashitaka, halkını korumak için domuz tanrısıyla savaşır ve öldürür. Domuz tanrısında bulunan lanet Ashitaka'ya geçer. Köylerinde bulunan büyücü lanetin çözülmesi için domuz tanrısının yaşadığı Batı'ya doğru gitmesi gerektiğini söyler. Ashitaka, lanetinin kaldırılması için köyünü terkeder ve Batı'ya doğru ilerler. Geldiği şehirde, Leydi Eboşhi liderliğinde demir çıkarılmaktadır. Şehre giren ve Leydi Eboşhi'yle görüşen Ashitaka, Eboşhi'nin demir madeni uğruna etrafta bulunan ormanları ve hayvanları yok ettiğini görür. Bir taraftan Leydi Eboşhi'yi öldürmek isteyen kurt kızı San, ormanları kurtarmak için çabalar. Ve sonunda ormanda bulunan hayvanlar, ormanın tahrip edilmesine daha fazla sessiz kalamayıp domuzların önderliğinde savaş çıkarır.Leydi Eboşhi ve San arasındaki buzları eritip, hayvanlar ve insanların birlikte yaşayabileceğine inanan Ashitaka, ikisi arasında mücadele verir.

Doğanın ön planda olduğu filmde; insanların zenginlik uğruna doğayı, hayvanları yok etmesinin hayvanların gözünden nasıl karşılandığını gösteren güzel bir örnektir. Miyazaki filminde kadın figürünü ön planda tutmuştur. Gerek Leydi Eboşhi gerek kurt Prenses San'a baktığımızda güçlü kadın figürünün Miyazaki için ne kadar önemli olduğunu görürüz.

Ruhların Kaçışı(2001)

Chihiro, babasının iş değişikliği sebebiyle bulundukları şehirden taşınmak zorunda olan 10 yaşında huysuz bir kızdır. Yolculuk esnasında geçtikleri yollarda birçok ilginç şeyle karşılaşırlar. Yanlış girdikleri yolun sonunuda tünel vardır. Anne ve babası tünelin nereye çıkaçağını merak eder ve Chihiro'nun gitmek istememesine rağmen tünelin sonuna doğru giderler. Tünelin sonu bir eğlence parkına çıkar. Ailesi burda dolaşırken hazır yemeklerin olduğu bir restoran görür ve yemekleri yemeye başlarlar. Chihiro etrafta dolaşırken bir çocukla karşılaşır. Çocuk burdan bir an önce gitmesi gerektiğini söyler. Chihiro ailesinin yanına döndüğünde onların birer domuza dönüştüğünü görür. Ve daha önce gördüğü çocuğun yardımıyla Yubaba'nın yanında çalışmaya başlar. Chihiro ailesini insana dönüştürmek için çabalarken çeşit çeşit ruhların, büyülerin olduğu olaylar yaşayacaktır.

Akdemi Ödülleri'nde Uzun Metrajlı Animasyon Filmi dalında oscar kazanan film, Miyazaki'nin hayal gücünün sınırının olmadığını göstermektedir. Arkadaşlığın ve aşkın ön planda olduğu, sürükleyici bir animasyon filmidir.

Howl'un Yürüyen Şatosu(2004)

Şapka dikmekle geçimini sağlayan Sofie, ablasının yanına gitmek için şehirde dolaşırken Howl adında genç bir büyücüyle karşılaşır. Howl, Sofie'yi rahatsız eden ünüformalı askerlerden kurtarmıştır. Daha sonra yolda ilerlerken Howl'un peşinde olan ruhlar iksinin peşine düşmüştür. Howl ruhları atlatmıştır anca Kötülükler Cadısı, Sofie'nin peşine düşmüştür. Kötülükler Cadısı, Sofie'yi tek iken yakalar. Sofie'ye büyü yaparak onu yaşlı bir kadına çevirir ve Howl'a mesajını iletmesini söyler. Sofie endişeli bir şekilde düşündükten sonra şehirden ayrılmaya karar verir. Şehirden uzaklaşırken Howl'un yürüyen şatosuna denk gelir ve içeri girer. Büyülü ve gizmeli bir dünyayla tanışan Sofie, burada birçok mecara yaşayacağından habersizdir.

Bu filmde de Miyazaki'nin Avrupa mimarisinden oldukça etkilendiği görülür. Renklerin etkileyici kullanımı adeta görsel şölen sunar. Aşkın ve sevginin gücünün anlatılmak istendiği film savaşın kötü taraflarına da değinmiştir.

Küçük Deniz Kızı Ponyo(2008)

Ponyo, kırmızı elbise giyen ve güzel kızıl saçlara sahip olan bir balıktır. Bir gün kafasını bir kavonoza sıkıştırır. Kendisini kurtaran Sosuke'nin yaralı elini yalar. Sosuke, Ponyo'yu kovaya koyarak denizin kenarında bulunan evine götürür ve aralarında bir bağ oluşur. Ponyo'nun babası Fujimato bir an önce denize dönmesini ister ve Ponyo'yu denize geri getirir. Sosuke'den etkilenen Ponyo insan olmak istediğine karar verir ve Sosuke'nin yanına dönmeye çalışır. Babasının tüm çabalarına rağmen insan olup Sosuke'nin yanına döner. Ponyo kalıcı olarak insan değildir bu sebeple dünyanın ekolojik dengesini bozar. Sosuke'yle birlikte maceralara atılan Ponyo insan olmaya çalışmanın sonuçlarıyla yüz yüze gelecektir.

Renkleri ve çizimleriyle görsel şölen olan film, doğanın, arkadaşlığın ve sevginin ne kadar güzel olduğunu kanıtlar niteliktedir. Aynı zamanda anaokulu ve huzur evlerinin yan yana olmasının çocuklar ve yaşlılar üzerindeki olumlu etkisini gözler önüne sermektedir. Okyanusun kirliliğini ve onu önemsememiz gerektiğini tatlı bir hikayeyle izleyicilere anlatmıştır Miyazaki.

Rüzgar Yükseliyor(2013)

Film, uçak mühendisi olan Jira Horikoshi'nin kurmaca biyogrofisidir. Horikoshi, Pearl Harbor'ı bombalamak için üretilen ve sonrasında kamikaze pilotlarının kullandığı uçakların yaratıcısıdır. Filmde izleyeceğimiz Jiro; uçak pilotu olmak isteyen çok zeki bir çocuktur. Ama pilot olmasını gözlerinin bozuk olması engeller. Uçakları ve uçmayı o kadar çok seviyordur ki zekasını ve hayalini birleştirip uçak mühendisi olmaya karar verir. Mühendis olduktan sonra zekasını farkeden üstleri onu savaş uçaklarını incelemesi için Almanya'ya yollar. Jiro, Almanya'ya gittiğinde Japonya'nın gerçekten çok geride olduğunu farkeder. Azimli bir şekilde çalışan Jiro, iş için çıktığı seyehatte Naoko ile kısa bir an karşı karşıya gelir ve birbirlerinden etkilenirler. Daha sonra tekrar karşılasan Jiro ve Naoko, hoşlandıklarını birbirlerine itiraf ederler ancak onları zor bir süreç beklemektedir. Çünkü Naoko verem hastasıdır. Buna rağmen Jiro, Naoko ile evlenmek istediğini söyler. Jiro, savaşın ve verem olan sevgili eşinin yaşadığı zorluklara tanık etmek zorunda kalır.

Aşkın kalbimizi ısıtacak kadar güzel anlatıldığı harika bir filmdir. Miyazaki'in uçmak ve uçaklara olan ilgisini burda da görmekteyiz. Çizimleriyle ve renkleriyle gerçek anlamda göz şölenidir. Savaşın, aşkın ve hastalığın ön planda olduğu hüzünlü bir hikayedir. Hayao Miyazaki bu filmin ardından resmi olarak emekliliğe ayrılmıştır.

Hayao Miyazaki'nin başrolde olduğu "Hayao Miyazaki ile 10 Yıl" adlı belgesel filmi çekilmiştir. Miyazaki'yi, filmlerin yapım süreçlerini, çizimlerini ve huysuz anlarını belgeselde görebiliriz. İzlemek isteyenler linki bırakıyorum. ↓

https://www3.nhk.or.jp/nhkworld/tr/ondemand/program/video/10yearshayaomiyazaki/?type=tvEpisode&