Ortaya Karışık Orijinal Bir Klişe: Gintama

Ne olduğunu kimsenin tam olarak çözemediği Gintama'ya giriş niteliğinde bir inceleme.

Animeler ve mangalara bir süre ilgi duyan herkes muhtemelen Gintama ismini önünden ve arkasından gelen bolca övgü cümlesi ile beraber görmüş veya duymuştur. Çoğu kişi 300+ bölüm olmasından dolayı gözü korkup başlayamasa da başlayan neredeyse kimseyi pişman etmeyen aksine fazlasıyla tatmin eden bir seridir Gintama.


Aslında yapısı kervan yolda düzülür, Allah Kerim, biraz ona salla biraz buna salla, hazır sallıyorken stüdyoya bile salla ve mahkemelik ol sonra mahkemeye de salla şeklinde olsa da içinden alacağınız hiçbir parça Gintama'yı tanımlamanız için yeterli değildir. Shounen bir animenin epikliği de, komedi türünün kahkahaları da, dram ve gözyaşları da, korku da gerginlik de siyaset de parodi de ahlaksızlık da ahlak da var bu animede. Zaten kendisini animeye bir goril olarak ekleyen bir mangakanın eserinden daha farklı bir şey bekleyemezdik. O yüzden ben Gintama'yı hiç bilmeyen birine en kısa şekilde anlatmak istediğimde Gerçek dünyayı parodileyen fantastik bir eser diyorum. Fantastik kelimesi burada her türlü anlamıyla geçerli, herhangi bir anlamını çıkardığımızda Gintama'yı anlatmak konusunda kesinlikle eksik kalırız.


E peki bu absürt şeyin bir konusu, bir hikayesi, kendilerine bağlanabileceğimiz karakterleri yok mu? Her şey tamamen random mu? Hayır elbette o kadar değil, öyle olsa tanımlaması çok kolay olurdu. Konusunu anlatmak yine zor olsa da şu şekilde anlatılabilir: 'Bir zamanlar Samuray Gezegeni olarak anılan Dünya, uzaylı Amantolar tarafından istila edilmiştir. Kılıç kullanmanın yasaklandığı bu devirde içinde hala Samuray ruhunu taşıyan bir adam vardır: Sakata Gintoki. Ama bu adam aynı zamanda asla samuray olarak anamayacağımız kadar tembel, alkolik ve kumar bağımlısı, kesinlikle vatandaşlara kötü örnek olan bir kişiliktir. Zamanla yanına katılan Shinpachi, Kagura ve dev köpekleri Sadaharu ile beraber müşteri ne isterse o işi yaptıkları bir dükkan işletmektedirler.' Her ne kadar içerde karşılaşacağımız şeylerle bağlantılı durmasa da konusu böyle özetlenebilir.


Karakterler ise her biri ayrı deli, ayrı eğlenceli çok renkli tipler. Uzaylı savaşçı ırk Yato klanının son temsilcilerinden Kagura, tarihteki aynı isimli organizasyon ve kişilerden ilham alınmış (ama muhtemelen o isimleri lekelemekle bile suçlanabilecek) Shinsengumi polis teşkilatı ve devrimci hareket lideri Katsura Kotaro ve daha nicesi. Hatta karakterler öyle bağlayıcı ki, karakterleri biraz olsun tanıyacak kadar izledikten sonra epey bir ara verip geri dönseniz sizi temin ederim hiçbir sıkıntı yaşamazsınız.


Hazır konusu açılmışken, 300+ bölüm kesinlikle gözünüzü korkutmasın. Çünkü animede bölümler genelde tek bir ana hikayenin devam eden parçaları değiller. Ufak tefek çoğunluğu 1 ila 4 bölümlük hikayelerin birleşimi şeklinde bir yapısı var. Bu sayede önceki bölümlerde yaşanan olaylar her ne kadar gelecekteki bölümleri etkilese de animeyi izlerken istediğiniz kadar ara verebilir, başka dizi veya animelerle rahatça beraber götürebilirsiniz. Gintama'yı baştan sona 2 defa bitirmiş birisi olarak ben de size önerdiğim bu şekilde izledim. Ayrıca bu şekilde izlemek animenin esprilerinin bayatlamasını da engelliyor, çok peşpeşe izlemek daha sıkıcı bile gelebilir. Benim iki bitirişim de 1 yıldan uzun sürmüştü ve böyle izlediğime son derece memnunum. Zaten epik bölümler geldiğinde ekran başından kalkmayı asla istemeyeceksiniz. O yüzden hazır okumayı da bitirmişken Gintama'yı açın ve sadece kendinizi akışına bırakın. İyi seyirler.