Antigonelik veya Ismenelik
“Sen seçmiştin yaşamayı, ben ölümü.”
"Benimle gelmek istiyorsan ölmek için gel.”
Geçmişten günümüze toplumlarda her zaman aykırı olan bireyler bulunmuştur ve bu kişiler genelde haksız ve yanlış görüldüğü için cezalandırılmıştır. Sophocles’in kitabı olan Antigone’de bu durumun bir yansımasıdır. Kitapta Sophocles, zıt kişiliklere sahip olan iki kız kardeşin etrafında yaşanan bir olayı anlatır.
Antigone ve Ismene’nin, Eteokles ve Polyneikes isminde iki erkek kardeşi vardır. Polyneikes Thebai’ye, yaşadıkları krallığa, karşı düzenlenen bir sefere öncülük etmiştir ve savaş esnasında Thebai kralı yandaşçısı olan kardeşi Eteokles ile teke tek mücadele ederken birbirlerini öldürürler. Ancak Polyneikes Thebai kralını desteklemediği için kral onun naaşını gömdürmez, toprak üstünde bırakır ve köpeklerin, akbabaların onun bedenini yemesini sağlarken Eteokles’in naaşını gömdürür.
Bu yaşananlar karşısında da bir şey yapmadan duramayacak olan Antigone kralın kararına karşı gelerek kardeşini gömer. Ancak kral öncesinde emir vermiştir, Polyneikes’i gömmeye kalkışan kişi ölüm ile cezalandırılacaktır. Antigone de bunu göze alarak eyleme geçer. En başta kardeşi Ismene’ye de durumdan bahseder ancak Ismene, "Kadınız biz, erkeklerle savaşamayız, biz güçsüzüz." (Antigone, 61-62.) diyerek Antigone’ye yardım etmeyi reddeder. Antigone’nin aksine Ismene kurallara uymaya daha meğilli birisidir ancak Ismene’nin kişiliğinde aynı zamanda toplumda kabul edilmiş olan cinsiyet rollerinin de büyük bir etkisi vardır.
Bunlara ek olarak Antigone’nin kardeşini gömmesinin bir diğer sebebi de sahip olduğu dini inançtır. Dinde ölünün bedeninin gömülmesi buyurulduğu için Antigone Kreon’un kararlarına karşı gelmektedir. Antigone, eylemlerinin ardındaki sebebi sözlü olarak da Kreon’un karşısına gelince açıklar ve ona ilahi düzene karşı geldiği için cezalandırılacağını söyler ama bu sözler Kreon tarafından pek de umursanmaz. En sonunda ise Kreon da oğlunu, kendisi Antigone ile evlenecekti, ve eşini kaybeder ve Antigone’nin neyi ima ettiğini anlar ama iş işten geçmiş olur çünkü Kreon pişman olana ve Antigone’yi serbest bırakana kadar Antigone çoktan kendi boynuna ipi geçirmiştir.
Antigone kitabın başından sonuna kadar cesur, kendinden emin ve asla geri adım atmayan bir karakter olarak yazılmıştır, kardeşi Ismene’nin tam zıttı olarak. Ismene ise toplum baskısı ve toplumun kadını kabul ediş şeklinden dolayı cesareti kırılmış bir kadındır. Aile sevgisi ve bağı kuvvetli olsa da dini kuralların dünyevi kurallardan daha üstün olduğunu, üzerindeki baskıdan dolayı dile getiremez ve bu nedenle de kardeşini gömmek için hiçbir şey yapamaz. Ancak kitabın sonunda Ismene, kardeşi cezalandırılırken ona katılmak ister ama kardeşi bunu reddeder.
“Sen seçmiştin yaşamayı, ben ölümü.” (Antigone, 625.)
Kitap bir aykırı, bir sadık karakteri ele alır, haklılara, haksızlara yer verir ve toplam beş ölüm içerir. Peki bu durumda, belli kural etrafında, her zaman o kurallara sadık bir şekilde mi hayatımıza devam etmeliyiz yoksa bir şeylerin yanlış olduğunu düşündüğümüz an o şeyin neden yanlış olduğunu, nasıl düzeltilebileceğini düşünerek bunu insanlara mı göstermeliyiz? Yani, Antigonelik mi doğru olan Ismenelik mi?